Bölüm 5 : Köyün Savaş Hazırlığı

750 61 2
                                    

  Köyün tellalı bir öğle vakti meydana gelerek kalabalığın toplanmasını bekledikten sonra siyah sakalını sıvazladı ve gür sesiyle bağırmaya başladı.

-Ey ahali,köyümüz düşman devletle savaşa girmek için hazırlık yapacaktır.1 hafta içinde gönüllülerin orduya katılması gerekmektedir.Hepimiz için hayrolsun.

  Köylüler bu habere tepki göstermemişti çünkü hepsi devriyeye yapılan saldırıyı ve bunun savaş sebebi olduğunu biliyorlardı.Kotantuğrul tellala özellikle gönüllüler dedirtmişti.Bunun sebebi kimseyi savaşa zorlamayıp olası başarısızlıkta isyanı önlemekti.Zaten bütün genç,yaşlı hepsi savaşa katılmayı isteyecekti.

  Duyurudan 3 gün sonra merkez çadırda toplantı vardı.Kotan ve ileri gelenler savaş planları yapıyordu.Her zaman olduğu gibi Kotantuğrul konuşmayı başlattı.

-Evet efendiler.Toplanma amacımızı biliyorsunuz.Köyümüz Swadya derebeyleriyle savaşa girecek.Öncelikle hepimiz için hayrolsun ve Tanrı bizimle olsun.

  Sessizliğin konuşmasına devam etmesine işaret olduğunu anlayan Kotan devam etti.

-Olası durumları dikkatle inceledim.Farkı sonuçlara göre planlarımı da yaptım.Sizin görüşleriniz ve planlarınız varsa bizimle paylaşmanızdan mutluluk duyarım.İzninizle Öğünç Komutan size ordumuzun durumunu anlatsın.

Askerlerden sorumlu olan Öğünç Bey ordusu hakkındaki detayları anlatmaya başladı.

-400 e yakın atlımız var.Düşmanımız Kont Dancon diğer Swadya derebeyleri gibi piyadelere önem veriyor.Bunu bildiğim için uzunca bi süredir piyade eğitiyorum.150 piyademiz de savaşta bize destek verecekler.Asker sayıları bizim iki katımız.Okçuları piyadelerin arkasına alıp bizi yıpratmak isteyecektir.Dancon'un ne olur ne olmaz diye de muhafaza ettiği 50 atlı şövalyesi var.Atları zırhlı olduğu için bizim atlarımızdan çok yavaş ve bu onların en zayıf noktası.Menzilli silahlarının adı arbalet.Kurulması uzun süren ama kalkan harici durdurulamayan bir menet.Düzenli ve disiplinliler.Bu düzen ve disiplini bozarsak düşmanı kolayca alt ederiz.

-Onlarla tam olarak nerede karşılaşacağız Öğünç ?

-Tam bilmiyoruz Zülfikar ama Dancon ve ordusu Çenguş Ovasının kuzey tarafında kamp kurmuş durumda.Oraya ani ve güçlü bir şekilde gelirsek bu çok iyi olur.

-Sancak sen geliyor musun yiğidim ?

  Sancak savaşa gitmeyi deli gibi istiyor Dancon'la karşılaşacağı günü bekliyordu.Soru aniden gelince biraz duraksadı ama çok geçmeden kendini toparladı.

-Elbette kendim,halkım ve ailem için savaşmak isterim fakat son söz hem babam hem komutanım olan Kotantuğrul'undur.

  Kotantuğrul Sancak'ın yüzüne bakıp gülümsedi ve başını sallayarak onay verdi.Sancak buna fiziksel olarak tepki vermese de içinden delicesine seviniyor,içi içine sığmıyordu.Kotan oğlunun yanlış bir şey yapmamak için kendini zorla sıktığını görünce onu daha fazla zorlamayarak çekilmesini söyledi.Sancak çadırdan çıktığı anda çocuklar gibi seviniyor,şarkılar söyleyip dans ediyordu.Sonra birden ağabeyi Tolga geldi ve bir anda durarak olduğu yere bağdaş kurarak oturdu.Saldırıdan beri hala yatmaktaydı ve durumu ağırdı.Tolga'nın çektiği acıları düşündü ve kendine o anda söz verdi.

-Şerefim üzerine yemin ederim ki Tolga'ya ve 11 şehidime yapılan bu alçaklık yanlarına kalmayacak.

  Yerden bir avuç toprak alıp yavaşça aldığı yere döktü ve yoluna çadırına gitti.

  Ertesi gün çok yoğun olacağa benziyordu.Orduya alınan bütün askerler sabah erkenden eğitime alınmıştı.Gönüllülerle birlikte 750 kişiye yakın olmuşlardı ama hala sayıları Swadyalılardan azdı.Kotan ve komutanları 3 günlük yoğun bir eğitimden sonra 2 günlük dinlenme ve ardından savaş hazırlığı olarak planlarını yaptılar.Zaten gönüllülerin tamamı askeri tecrübesi olan silah kullanmış kişilerdi.Onlara askerler arasında olması gereken bağı anlatmak tecrübeli komutan Öğünç'e düşüyordu.

-Kampa hoşgeldiniz beyler ve hanımlar.Gönüllü asker olarak ilk günleriniz.Çetin bir savaş olacak belli ki.Bu savaşta ortaya koyduğunuz sadece canınız değil namusunuz,şerefiniz ve geleceğinizdir.Silah arkadaşlığı kutsaldır.Gerekirse arkadaşınızı kurtarmak için can vereceksiniz.Yanınızdakileri kendinizden daha iyi tanımalı ve onların her hareketlerini kendi hareketleriniz gibi yaşamalısınız.Her kılıç sallayışınızda ve her ok atışınızda bunlar aklınıza gelsin.

  Askerler bir dev sesi gibi hep bir ağızdan sağol çekmişlerdi.3 günlük eğitim kampı çok iyi geçiyordu.Sancak kamptaki gönüllülerden biriydi ve bu eğitimi en çok isteyen kişi olmasına rağmen mutlu değildi.Altınay'a açılmak istiyordu çünkü savaştan sağ çıkıp çıkmayacağı belli değildi ama bir yandan da ondan olumsuz cevap alırsa çok pişman olurdu.Sancak bu düşüncelerde odunun üstünde otururken bir ıslık sesi geldi ve başındaki kürk tolga aniden okla vurulup talim tahtasına saplandı.Sancak durumu anlamaya çalışırken Bars'ın gülüşü her şeyi açıklıyordu.

-Şaşırdın mı Sancak ?

-Şaşırdım ama şaşkınlığım bu kadar iyi atış yapmanaydı.

-Dua et insaf edip kafanı delmedim.

-Çok konuşma.Bana bir tolga borçlusun.

-Korkmuşsun sen Sancak.Baksana bembeyazsın.

-Bu kadar konuşma yeter Bars Efendi davran bakalım !

  Bars mızrağını Sancak ise kılıcını çıkartmış dövüşüyorlardı.Bu bir talim dövüşü ve iki arkadaşın şakalaşması olsa da o kadar hırslı ve kaliteli çarpışıyorlardı ki kısa sürede herkes buraya gelmişti.Bars Sancak'ın sağ bacağının topalladığını görmüş çevik bir hareketle oraya tekme atmıştı.Sancak derin bir acıyla yere düşmüş ve kılıcını elinden düşürmüştü. Tam pes edecekti ki Bars'ın sözleri onu bundan vazgeçirdi.
-Haydi Sancak ! Bu kadar kolay pes etmek Kotan'ın oğluna yakışmaz.Kalk ve kılıcını al.
  Sancak yavaş yavaş doğrulmuş ve etrafına bakmaya başlamıştı.Hemen hemen tüm kamp onları izliyordu ve babasıyla Bars'ın babası İbrahim Bey'i gördü.Tam kalkmıştı ki Altınay tam karşısında ona gülümsüyor ve yapabilirsin der gibi bakıyordu.
-Yaparsın Sancak.Bak hem sevdiğin hem baban seni izliyor.Gerekirse en yakın arkadaşını bile düşman gibiymiş gibi savaşacaksın.Haydi aslanım haydi !
  Kendi kendine kurduğu motivasyon cümleleriyle kavgaya devam etti.Bars yaralı Sancak'ın üstüne üstüne gidiyor,her gidişinde ya hırpalıyor ya da yumruk veya dirsek atıyordu.Sancak patlak dudağı,açılmış kaşı ve ağrıyan bacağıyla hala çakı gibi ayaktaydı.Bars tam güçlü bir yumruk atacakken Sancak aniden çekilip Bars'a çelme taktı ve onu düşürdü.Sinirlenen Bars ve hırs yapan Sancak aynı anda silahlarını öyle bir çarpıştırdılar ki ikisininki de kırıldı.Şaşıran ikili alkışlarla kendilerine geldiler.Bars yere uzanarak seslendi.
-Tebrikler kardeşim.Yine yenilmezliğini koruyorsun.
  Yenilgiyi kıl payı atlatan Sancak hafif korkmuştu ama belli etmedi.
-Tabrikler Bars.Umarım beni birgün yenme şerefine erersin kardeşim
-Hadi oradan kendini beğenmiş herif ! Sana narin davranmasam şuan hasta çadırındaydın.
  Bu atışmalar ikiliyi güldürüyordu.Sancak topallaya topallaya çadırına gitti ve derin hayallerle uykuya daldı.
  Savaş günü gelmişti.Ordu toplandı ve önde Kotantuğrul,Öğünç Bey,Sancak ve Uğur beyaz bozkır atlarıyla duruyordu.Vedalaşmalardan ve okunan mevlüdlerden sonra Kotan duasını okudu ve konuştu
-Ya Allah Ya Bismillah !
  Bu sesle 800 e yakın asker harekete geçti ve arkasında devasa toz bulutuyla dakikalar sonra gözden kayboldu.

Bu en uzun bölümdü :) Kusura bakmayın sınavlardan pek zaman ayıramıyorum.

Sancak Han ve NoyanlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin