Kotantuğrul ve ordusu Kergitin eşsiz güzellikteki ormanında ilerliyordu. İlerlemeye devam ederlerken kontrol amaçlı onlardan daha önde giden gözcülerden biri hızla onlara yaklaşıyordu. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken gözcü iyiye yakınlaştıktan sonra aniden yere düştü. Sırtındaki arbelet oku herkesi şaşırttı. Uğur atından inip genci kucakladı ve konuşturmak istedi.
-Ne oldu sana ?
-Kervan. Kergit kervanı.
-Kervan mı ? Ne kervanı söylesene ?
-Swadyalılar. Kervan yağmalıyorlardı. Bizim diğerleri onları durdurmak istedi. Ben size haber vericektim.
-Tamam aslanım yorma kendini.
Genç gözcü Uğur'un kollarında can vermişti. Bu sırada Kotan'ın öncü kuvvet ordusu hızla harekete geçti. Bu grup tam da bu tarz olaylar için kurulmuştu. Atları hızlı askerleri çevikti. Grup hızla giderken Sancak ve Bars'ta koşmaya başladı.
-Sancak dur !
-Olmaz baba ne olur bekle.
-Sancak sana emrediyorum dursana bre saygısız !
-Affet komutanım.
Kotan bunun bir hile olacağını düşünerek ordusunu öne çıkarmak istemiyordu. Oğlu gözü önünde düşmana gidiyor,oysa çaresiz bekliyordu.
Kısa sürede Sancak ve Bars atlıları yakalamıştı.
-Sancak,Bars sizin ne işiniz var burda ?
-Ne işimiz olacak Ceyhun. Size yardım etmeye geldik.
-Bars sağ çıksak bile babam asacak bizi savaş sonrası.
-Güzel şakaydı. Umarım savaş sonunda da bu kadar keyifli olursun kardeşim.
Grup savaş alanına gelmişti. Ortalık kan gölüydü. Yerde elliye yakın ceset vardı. Bu cesetler kervan muhafızları,Swadyalı askerler ve burjuvalardan oluşuyordu. Ceyhun düşmanın toparlanmakta olduğunu gördü ve eliyle onları gösterdi.
-Sayıları elliye yakın. Üç katımız askerle karşı karşıyayız. Şans bizimle olsun kardeşlerim. Ya Allah !
Swadya askerleri onlara gelen 15 atlı görünce şeytan görmüşe döndü. Kalkan ve kılıçlarını alıp düzene girene kadar üç dört asker yere yığılmıştı. Kergitliler bazen oklarla bazen kılıçlarla düşmanlarını hırpalıyor,sayılarını gittikçe azaltıyordu. Grup amiri Ceyhun 6 arkadaşının öldüğünü ama onlar bu sayının iki katı zaiyat olduğunu gördü. Durumun düzelemeyeceğini anlayınca ordusuna emri verdi.
-Geri çekilin !
-Ne diyosun Ceyhun ? Geri çekilmek nedir ?
-Var bir bildiğim Bars. Sen yap hele.
Atlılar saldırdıkları yönün tersine doğru koşuyor,Swadyalılar onları kovalıyordu. Swadyalı askerler düşmanı kovalarken en iyi özelliklerinden biri olan düzen ve disiplini kaybetmişlerdi. Sancak bir an kendi atlarının dışında başka seslerin olduğunu ve gitikçe yaklaştığını hissetti. Kafasını kaldığında ağabeyi Uğur önderliğindeki kargıcılar görkemli bir şekilde geliyorlardı.
-Geliyor. Ağabeyim yardıma geliyor !
Ceyhunda emri verdi.
-Kovalama sırası bizde. Haydi yiğitlerim !
Kargıcılar ve Ceyhun'un grubu dakikalar içinde tüm Swadya birliğini imha etmişti. Zaferin verdiği sevinç hepsini motive ediyor,Dancon'un ordusana daha da bileniyorlardı. Savaş bitimi ordu da bölgeye gelmiş hem ölüleri gömüyor,hem de enkazı temizliyorlardı. Sancak'ın yaptığı ilk iş babasının yanına gidip diz çökmek oldu. Kotan attan indi ve Sancak'ın yanına geldi. Kimsenin beklemediği bir anda Sancak'ı kıyafetinden tutup zorla kaldırdı. Onu en yakındaki ağaca çarpıp bağırmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sancak Han ve Noyanları
Historical FictionSHvN... Salt tarihi kurgu veya olayın değil, aşkın, kardeşliğin, nefretin, ihanetin, edilen yeminlerin, tanımadığı insanlarla tanıdığı düşmanlarına karşı bir olmanın öyküsü.. Okuduktan sonra her yerde Tuğrul kardeşleri, Sancak'ı, Bars'ı, Altınay'ı...