Binanın içine girdiğimde içim çok kötü oldu. Tamamen psikolojik bir şey olduğunu düşünüp tablonun önüne geldim. Tam karşımda durmasına rağmen bakmaya cesaret bile edemiyordum.
Karnımın guruldaması tüm konsantrasyonumu yok ediyordu. Kaç gündür doğru düzgün bir şeyler yiyemiyordum. Bu koca binada bir şeyler bulma ümidiyle üst katlara doğru çıktım. Kimse olmamasına rağmen tek bir toz tanesi bile gözükmüyordu yerlerde. Daha bunun şaşkınlığı bitmeden Tülin'le birlikte vurduğumuz adamların yere dökülen kanlarıyla beraber adeta yok olduklarını gördüm. Kalp atışlarım aşırı hızlandı. Başka biri bunları gelip temizlemiş ama ölen insanları nereye götürmüştü ? Kimin böyle psikopatça bir şey yapabileceğini düşünüyordum ama aklıma tek bir kişi bile gelmiyordu. Tek anladığım şey benim bilmediğim bir kişi daha buradaydı.
Endişelenerek etrafa bakarken yine sesler duymaya başladım. "Selin ben buradayım!" Tülin bana bağırıyordu. Hemen yanımdaki odadan geliyor gibiydi ses. Yan odaya girdiğimde ise odanın bomboş olduğunu ve sesin diğer taraftan geldiğini anladım. Diğer taraftaki odaya koştuğumda ise ses yine yön değiştirmişti. Birisi benimle oyun oynuyor diye içimden düşündüm.
Şimdilik daha fazla aklımı kaybetmeden evden çıkmak için merdivenlerden aşağı indim. Merdivenlerden inerek dışardan yoğun bir ışık ve büyük bir ses geldi. Şimşek çakmıştı anlaşılan. Merdivenin yanındaki pencereden havaya baktığımda kara bulutların geldiğini anladım. Binanın içi bile epey kararmıştı yalnızca birkaç saniye içinde.
Yavaşça merdivenlerden inerken dış kapıdan sesler gelmeye başlamıştı. Birileri kapıya güm güm vuruyordu. Adeta evin içini sallanıyordu. Tam o anda bir şimşek daha çakınca korkudan merdiven basamağına oturdum. Belki de gelen kişi tüm bu cesetleri alıp götüren psikopattı. Aklıma bir odaya saklanma fikri geldi. Merdivenlerden kalkıp odaya giderken aşağıdan sesler geldi. "Selin kapıyı aç, ben Azra!" O sesi duyar duymaz geriye dönüp aşağıya doğru koştum. Kapının arkasından "Açıyorum." diye seslendim. Kapı kilidini bastırmama rağmen açılmıyordu. Ben buraya girerken kapıyı kilitlememiştim oysa ki. Bu hâle nasıl geldiğine dair en ufak bir fikrim yoktu. Kapıyı itmeme rağmen bir türlü açılmıyordu. Dışarıda sağanak yağmur başlamıştı. Azra ve Orkun'un daha fazla ıslanmaması için kapıyı daha kuvvetlice itmeye başladım. Yerinden oynatamıyordum. "Kapıyı açamıyorum, bozulmuş." diye bağırdım. Ben cümlemi bitirdikten sonra onlarda dış taraftan kapıyı itmeye başladılar. Bu hareketleri de sonuçsuz kalmıştı.
Arkamdan ayak sesleri geldiğini duydum. Arkama bile bakmadan "Burada biri var! Yardım edin!" diye bağırmaya başladım dışarıya. Ayak sesleri daha fazla şiddetlenmeye başlamıştı. Yavaşça kafamı arkaya döndürdüm. Karanlıktan yüzünü tam göremediğim bir kişi bana doğru yaklaşıyordu. "Sen kimsin ?" Sorumu aldırmadan bana doğru gelmeye devam ediyordu. Aramızda çok az mesafe kalmıştı. Artık kaçmam imkansızdı. Elini bana doğru uzattı ve avucunun içini bana doğru gösterdi. Ardından kendimi yerde buldum. Korkudan gözümü kapatmıştım. Yanıma eğildi ve son bir hareket daha yaptı. İşte o an her şey kapkaranlık oldu.
Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Okulu 3
HorrorYeni bir hayata yelken açarken aslında hayatının en tehlikeli anlarını yaşayacak olan Selin, bu sorunlardan başarılı bir şekilde sıyrılabilecek mi?Yoksa ölüme kucak mı açacak ? Korku Okulu serisinin son kitabında Selin'in başına ne türlü belalar gel...