5.Bölüm • Yeniden Bela

2.3K 133 75
                                    

Soğuktan ve rüzgardan titreyerek uyandım. Kollarımı birbirine dolayıp yattığım yerden ayağa kalktım. Etrafım ağaçlarla ve yerde binlerce dökülmüş olan yapraklardan ibaretti. Buraya nasıl geldiğime dair hiçbir detayı hatırlamıyordum.

Başımın ağrısı dikkatimi dağıtıyordu. Aklımı toplayıp olan biteni hatırlamaya çalışıyordum ama baş ağrım buna izin vermiyordu.

Hiç bilmediğim bir yolda önüme nelerin çıkacağını bilmeden yola devam ediyordum. Bu sürede de aklıma Azra ve Orkun geldi. Onları hatırladığım en son an kapının arkasında beni bekliyorlardı. Ondan sonrası benim için koca karanlık...

Önümde bir kulübenin olduğunu görünce duraksadım. Dıştan bakıldığında neredeyse hiç bakım yapılmamış, sanki yıllar yıllar önce terk edilmiş bir yer gibi gözüktüğünden yanına pek yaklaşamadım. Her şeye rağmen kulübenin içinden birilerinin çıkmasını çok istiyordum.  Çünkü bilmediğim bu ormanda kaybolmuştum ve bana yardım edecek kimse yoktu. Birkaç adım atarak biraz olsun yaklaştım kulübeye. "Hey, kimse var mı?" diye bağırmakla yetindim. Bağırışım cevapsız kalınca bu sefer daha yüksek bir sesle aynı cümleyi tekrarladım.

Kulübeden takırtılar gelince kendimi birkaç adım geriye attım. İçeride birisi vardı. Kim olduğunu görmek için kulübe kapısının önüne gittim. Kapıyı çektiğimde kilitli olduğunun farkına vardım. İçerdeki ses daha şiddetleniyordu. "Kimsin ?" diye seslendim. Hâlâ cevap yoktu. Sadece takırtı sesleri geliyordu. Kapı kilidinin olduğu yere sertçe tekme attım. Kilit gevşer gibi oldu. Geri kalan kısmı elimle söküp kapıyı açtım. Karşımda biri vardı ama kulübenin içi o kadar karanlıktı ki kim olduğunu göremiyordum. Kulübenin ışığını açtım. "Tülin! Buldum seni sonunda!" diye sevinç çığlığı atmaya başladım.

İlk önce ağzındaki bandı çıkardım. Her yeri çökmüştü. Yarı baygın yarı uyanık gibiydi. Ağzındaki bandı çıkardıktan sonra kollarındaki ipi çıkarttım. Son olarak ayaklarını ipten çözdüm. Elini omzuma atarak ayağa kaldırdım. Birlikte kulübeden çıktık. Hiç konuşacak hâli yoktu. Yüzüme baktı. "G-git buradan! Heme-" Cümlesini tamamlayamadı. Tekrar sustu. Hâlsizliği en üst seviyeye gelmişti. Dediklerini umursamadan yanında durdum. Bana niye gitmemi söylediğini bir türlü anlayamadım. "O geliyor." Fısıldayarak konuşabiliyordu. "Kim geliyor ?" diye sorunca cevap alamadım. Sorumu tekrarladığım an aniden yere çöktü.

"Tülin! Kalk ayağa, gözlerini aç." Panikle yüzüne hafifçe dokunuyordum. Tam bulmuşken bu kadar bitkin olması beni pek sevindirmemişti.

Kucağımda taşımaya çalıştım. Çok zorlanarak taşıyabiliyordum. Bu bilmediğim ıssız yerde gidebildiğim kadar gidecektim. Baygın hâlde kucağımda yatan Tülin'in uyanmasını ümit ederek ağır adımlarla yürümeye devam ediyordum.

Önümüze baraka tarzında bir ev çıktı. Evi görünce kendimi zorlayarak daha hızlı adımlarla yürümeye başladım. Kapısı açık olan barakanın içine girdim. İçeride kimse yoktu. Tülin'i kucağımdan indirip koltuğa yatırdım. Belim epey ağrımıştı. Masadaki su şişesini elime aldım. Suyu elime döküp Tülin'in suratına çarpıyordum. Yine de bir türlü ayılmıyordu.

Ben Tülin'le uğraşırken barakanın kapısından ses gelmişti. Çıkan sesle birlikte arkamı döndüm. Maskeli bir adam içeri girmiş ve kapıyı üstümüze kapatmıştı.

"Sen de kimsin ? Aç şu kapıyı!" diye bağırmaya başladım. Dediklerimi hiç aldırış etmeden olduğu yerde kaldı. Bir adım daha yaklaştı bana ve ardından durdu. "Beni özledin mi ?" dedi ve maskesini çıkardı.

"Kaan! Sen ? Nasıl ?" Korkudan cümlelerimi tamamlayamıyordum. Öldüğünü kendim gördüğüm Kaan kanlı canlı karşımda duruyordu. Bu nasıl olabilirdi ? Hayal mi görüyorum diye gözümü bile ovaladım ama bu gerçekti.

Ufak bakarada baygın hâlde yatan Tülin, ben ve Kaan yalnız başımıza kalmıştık.

Belinden tabanca çıkarttı. "Artık ödeşme vakti geldi!"

Bölüm Sonu

Yeniden hepinize merhabalar. Sınavlardan dolayı uzunca bir zamandır giremiyordum. Artık yeniden aktifim. Hikayenin yeni bölümleri kısa zamanda gelecek, keyifli okumalar (:

Korku Okulu 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin