Bu gün okulda ki ilk günüm.
Gaziantep'ten ayrılalı tam 1 hafta oldu. Ama yüreğimdeki acı yeniymiş gibi hala kanıyor. Ne başka bir şehir nede yeni arkadaşlar merhem olamıyor yarama.
" Masal hadi geç kalacaksın."
Öf ya yine geldim okula. Neden hayalimize ulaşmak için okumak zorundayız?
***
Tahtanın önünde bekliyorum. Herkes iğrenç bakışlarıyla beni süzüp kendi aralarında gülüyordu. Neyseki zil çaldı. İlk derste coğrafya. Ne şans ama.
Hoca, kendimi tanıtıp boş yere oturmamı söyledi.
" Masal. Aynı yaştayız. Buraya yeni geldim."
Yeni mal sınıfım kendi aralarında bana bakıp sırıtıyor. En arka köşeye geçip oturdum. Sınıf yine güldü. Bunda gülünecek bir şey varda acaba ben mi anlamıyorum. Kulağıma kulaklığı taktım, kolumun üzerine başımı koyup uyumaya başladım.
Üzerimde bir el hissediyorum. Başımı kaldırdığım gibi üstümdeki eli, elimle kavradığım gibi çocuğu duvara yasladım. Çocuk kızaran yüzüyle bağırarak " bırak lan beni, seni küçük şeytan" . Salak çocuk beni tehdit ettikçe elini daha da çok sıktım. Kapıdan içeri gelen kızlar hocaya haber vermeye gitti. Hocalar gelmeden çocuğun kolunu bıraktım. Çocuk küfür söyleyerek bileğini ovuyordu ki az önce derse giren hoca bana ve yanımdaki salağa yukarı gelmemizi söyledi. Salak çocuk merdivenleri tırmanırken beni tehdit etti. Lan gerizekâlı sen kimsin ki beni tehdit ediyorsun.
Müdürün odasına girdik. Yanımdaki odaya girer girmez koltuğa yayıldı. Müdür ayağa kalktı.( demek ki bu mal çocuk burada hatırı sayılır biri.) " Ee bir şey söylememe gerek yok herhalde " müdür bozuntusu kafasını salladı ve tuhaf bir şekilde gitmemize izin verdi. Sınıfa gitmek yerine spor salonuna gittim. Yerini bilmiyordum. Daha doğrusu varlığını bile bilmiyorum. Ama şundan eminim ki her özel okulda bir ev genişliğinde spor salonu var. Tabelalara bakarak sonunda buldum, tamda tahmin ettiğim gibi. . Canım yanıyor dayanamıyorum artık. Sinirimden duvarı yumruklamaya başladım. Elim kanamaya başladı. Kanla birlikte gözyaşım da aktı. Kapı açılma sesi geldi. Gelen kişi elini elimin üzerine koydu ve bana destek oldu. Öylece bekledik. İkimizden ses çıkmıyor. Kendimi toparlayınca ilk ben konuşmaya başladım. Elimle gözyaşlarımı silerek:
-Masal ben.
-Hmmm. Masal, sade ama güzelmiş.
-İsmim onay testinden geçtiyse seninkini öğreneyim.
-Ben Özge.
-Hmmm. Özge, havalı ama güzelmiş.
İkimizde kıkırdamaya başladık. Bana neden ağladığımı sormadı. Sorsaydı belki cevaplayamazdım. Oturduğum yerden kalkarken
-Hadi gel revire gidelim de eline baktıralım. Kötü görünüyor.
-Tamam.
Yukarı çıktık; Revire. Doktor kadın yani Aysel abla elimin incindiğini söyledi. Biliyordum zaten bu acıyı hatta kırığı bile yaşamıştım. Elimi sardı.
Özgeyle birlikte aşağıya inerken karşımızda yine o çocuk. Özge bana şans diledi ve sınıfa doğru harekete geçti. Salak çocuk adım adım bana yaklaşıyor. (Allah'ım ya daha ilk günüm ). Kaşlarımı çattım ürkütücü bakışlarımla ona gözdağı vermeye çalışıyordum. Tabii ki benden korkup kaçmadı.( kaçsan ne olurdu.)
-Hey bücürük şeytan, kolumu neden öyle sıktın?
-Hey sırık, neden bana dokundun?
-Sırık mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞIN MASALI (TAMAMLANDI)
Ficção Adolescente"Her şey gerçekleri öğrendiğimde başladı... intikam duygusu ilklerime kadar işlemişti... Her nefes alışımın tek bir sebebi var; intikamımın ona acı verdiğini izlemek..." ZORLU BİR İNTİKAMIN GETİRDİĞİ AŞK; İNSANA GEÇMİŞİ DÜŞÜNDÜRMEDEN MUTLU EDEBİLİR...