Barış'ın bana aşkını itiraf etmesinden 1 hafta geçmişti. Aramızda tam anlamıyla bir sevgililik yoktu ama arkadaş da değildik. Ben ona hala gizli numaradan mesaj atıyorum.
Bugün günlerden Cumartesi ve bizim okulda parti var. Onun için bade ve Naz'la alışverişe çıktık.
Yaklaşık 2 saatin sonunda kendime kızların isteği üzerine şık bir elbise almıştım. Bana kalsa gayet spor bir elbise, altına da spor ayakkabı giyerdim. Ama kızlar ısrar edince ben de aldım.
Yaprak'ın elbisesi
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kızlar da kendine elbise seçtikten Sonra eve geldik ve hazırlanmaya başladık.
Elbisemi giydim ve saçımı topuz yaptım. Hafif bir makyaj yaptım ve en sevdiğim parfümü sıktım. Sonra da çok topuklu olmayan ayakkabılarımı giydim ve küçük çantamı alıp aşağı indim.
Kızları biraz bekledikten Sonra onlar da gelince evden çıktık. Okul yakın olduğu için yürüyerek gidiyor, bir yandan da konuşuyorduk.
Naz: çok mu abartılı olmuş? Bade: bence çok güzel olmuşsun. Hiç abartılı değil. Yaprak: bu ayakkabılar benim şimdiden ayağımı acıtmaya başladı. Bade: yapacak bir şey yok yaprakcım, alışırsın bir süre Sonra. Yaprak: umarım.
En sonunda okula gelmiştik. Kapıda Barış ve arkadaşlarını gördüm. Muhtemelen bizi bekliyorlardı. Yanlarına gittik biz de.
Gökhan: valla 1 saattir sizi bekliyoruz, sonunda geldiniz. Ali: Gökhan ya, şimdi bari kibar ol. Zevzeklik yapma.
*barış'ın gözü karşısında onunla göz teması kurmamaya çalışan yapraktaydı. Elbise içindi o kadar narin ve güzel duruyordu ki, büyülenmişti.
Ali: içeri geçelim isterseniz. Bade: doğru söylüyorsun, dışarda kaldık.
Bade, Naz, Ali ve Gökhan içeri geçtiler bizi beklemeden. Barış öyle bir bakıyordu ki, utanmıştım ve heyecanlanmıştım.
Barış: Harika gözüküyorsun. Yaprak: teşekkür ederim, sen de öyle.
En sonunda elini uzattı.
Barış: biz de geçelim istersen. Yaprak: doğru, g-geçelim.
Gülümsedi, gülümsedim ve koluma girdi. İçeri geçtik. Ben etrafa bakarken bade bir masadan elini salladı. Oraya gelmemizi söylüyordu.
Yaprak: bizimkiler şurda. Oraya gidelim.
Bir şey demedi ve oraya doğru yürümeye başladık. Yanlarına gittiğimiz de Barış oturmam için sandalyemi çekti. Gülümsedim ve oturdum. O da oturunca sohbet etmeye başladık.
Bir süre sohbet ettikten Sonra iyice sıkılmıştım. Bütün kızlar Barış'a bakıp, bana sinsi sinsi bakıyorlardı. Onlara sinirli bir bakış attım. Hemen önlerine döndüler.
Tekrardan masaya döndüğümde Barış bana gülerek bakıyordu. Onu kıskandığımı görmüştü. Bu beni ister istemez utandırmıştı. Bu durumu fark edince bana bakmayı bırakmıştı.
Bir süre sonra romantik bir müzik çalmaya başladı. Hiç sevmezdim böyle romantik bir şekilde dans etmeyi.
Bizim masaya döndüğümde, Barış ve ben kalmıştık. Hepsi dansa kalkmıştı muhtemelen. Barış'a baktığımda bir şey söylemek istiyormuş da söyleyemiyor gibiydi.
İç çektim ve meyve suyumdan bir yudum aldım. Telefonumu aldım ve oyun oynamaya başladım.
Omzumda bir el hissedince irkildim. Oyuna fazlasıyla dalmıştım. Döndüğümde tanımadığım bir erkek vardı. Barış yoktu masada. O yüzden gelmişti muhtemelen.
X: seni tek gördüm, dans edelim mi? Yaprak: sağ ol istemez. X: bence bir daha düşün. Bu kadar güzel bir kızın tek oturması hoş değil. Yaprak: sana mı sorucam?! İstemiyorum dedim!
Biz tartışırken tanımadığım çocuğun arkasından birden Barış çıktı. Sinirli olduğu her halinden belliydi. Sertçe çocuğu benden uzaklaştırdı ve bir köşeye çekti. Ondan sonrasında ne olduğunu duyamamıştım.
*barış hızla yaprak'ın yanındaki herifi bir köşeye çekti.
X: noluyor kardeşim?! Ne yaptığını sanıyorsun sen?! Barış: kızı niye rahatsız ediyorsun?! İstemiyorum diyor kız, neyi hala zorluyorsun? X: kızı beğendim ve dans etmek istedim. Ayrıca sana noluyor? Kıza sahip mi oldun?
*barış karşısındaki adamı dövmemek için zor tutuyordu kendini. Sinirle bir nefes aldı ve sertçe bir cevap verdi.
Barış: sahip oldum lan, var mı bir diyeceğin?! Bir daha seni yaprağın yanında görmeyeceğim. Yoksa külahları fena değişiriz!
*adamın kolunu bıraktı ve tekrardan yaprak'ın yanına döndü Barış. Yaprak'ın elinden tuttu ve dansa kaldırdı. Eğer yaprak tek başına oturmaya devam ederse burdan bir adamı dövmeden çıkamayacaktı.
*yaprak bu ani gelişen olaya şaşırmıştı. Bir anda kendini Barış'ın kollarında buldu. Barış'ın hala sinirli olduğu belli oluyordu.
*hallerine bakınca heyecanlanmadan edemedi. Barış'ın elleri yaprak'ın belini iyice kavramış ve kendine çekmişti. Yaprak'ın iki eli de oğlanın geniş omuzlarındaydı. Topuklu giymesine rağmen hala aralarında çok fazla mesafe vardı.
*barışın sinirleri normale dönmüştü. Yüzünü kıza çevirince bir kez daha aşık olmuştu. Kokusu burnuna gelince ikinci kez büyülenmişti. Yaprak etrafına bakıyordu bu sırada.
Barış birden yüzünü boynuma yaklaştırınca irkildim. Derin bir nefes aldı boynumdayken. Huylanmama sebep olmuştu bu durum. Kalbim ağzımda atıyordu bu sırada. Karizmatik sesiyle konuşmaya başladı.
Barış: yine harika kokuyorsun.
Gülümsedim. Kafasını boynumdan çekti ve yüzüme yaklaştırdı. Gözlerime bakınca tekrardan kalbim depara kalkmıştı. Beni şaşırtan cümlesiyle olduğum yerde kaldım.
Barış: beni sevdiğini biliyorum. Ben de sevdiğime göre aramızda bir engel kalmıyor. Sevgilim olur musun?
