Bay Kim

222 40 4
                                    

Tahmin edilebileceği gibi çığlıklar yine başlamıştı. Ama bu sefer öyle bir yükseklikte geliyorlardı ki Namjoon kulaklarını kapatmadan olduğu yerde duramıyordu. Neden her seferinde çığlık atmak zorundaydı ki? Evdeki kişiyle iletişim kurabilirdi ama o sadece çığlıkları seçiyordu. Namjoon ise ne yapacağını bilmiyordu. Hatta ilk günkinden daha bir çaresizdi şimdi. Bu sefer bir yerleri yumruklamayı bırakmıştı. Bu ses dayanılmaz bir şeydi ve açıkcası Namjoon'un da pek dayanabildiği yoktu. Tek dileği bir an önce susmasıydı. Ama susmak bilmiyordu bir türlü. O aynaların öteki tarafında her neredeyse yardım isteyebildiği bu kısıtlı sürede her seferinde boğazları yırtılana kadar çığlıklar atmayı seçiyordu. Namjoon bu çığlıklar karşısında ne yaptığının bilincinde bile değildi belki. Ama canına yetmişti

"KES SESİNİ!"

Kesilen çığlıklar ile ne dediğinin farkına vardı ve refleks olarak elini ağzına götürdü. Büyük aynada bir beden belirdi ve sırtını aynaya yaslayarak dizlerini karnına çekti ve kollarını dizlerine koyarak başını kolları arasına gömdü ve ağlamaya başladı. (Halbuki yapması çok kolaydı, anlatması...)  Namjoon ilk kez onun bedenini tamamıyla görüyordu ki bu da onda büyük bir şaşkınlık yarattı. Ayrıca bu onun büyük bir pişmanlık duymasına neden oldu

"B-ben ö-öyle demek istemedim. A-amacım s-seni, seni üzmek değildi"

"Benden bu kadar bıktıysan neden bu evden kaçmıyorsun?"

"N-neden kaçayım ki? S-senden b-bir z-arar gelmez"

"ÇÜNKÜ KAÇMAN GEREKİYORDU! Her gece duyduğun saçma çığlıklardan kaçmalıydın! Senden yardım istediğimde, sana adınla seslendiğimde saçma sorulara takılmak yerine, aynalara karşı yakınmak yerine kaçmalıydın! KAÇMALIYDIN!"

"N-neden k-kaçmamı istiyorsun ki?"

"Bu evde tek yaşamak istiyorum da keyfimden! Salak mısın acaba?! Bu ev lanetli aynalarla dolu! Burada yaşamayı mı planlıyorsun?! Madem bu kadar şikayetçisin kaç git işte! Ne diye öbürleri gibi korkak değilsin anlamıyorum!"

"Bir dakika, sen o bütün çığlıkları korkup kaçayım diye mi- o zaman adımı da mı ondan söyledin?"

"BRAVO! NE KADAR GÜZEL ANLADIN ÖYLE!"

"Peki onları kaçırmak ne işine yarıyor?"

"Sırf kimse benim gibi pislik bir adamın lafına kanıp aptal durumuna düşmesin diye herkesi kaçırıyorum buradan. İyilik yapmak çok güzel bana göre süpermanim ya ben!"

"Bak, özür dilerim tamam mı? Sadece sinirliydim çünkü cevapsız sorulardan nefret ederim ben"

"O zaman neden bu evde duruyorsun?!"

"Sadece seni kurtarmanın ve bu gizemi çözmenin bir yolunu bulurum diye umut etmiştim"

"Beni kurtarmanın mı? Beni mi kurtarmak istiyorsun?"

"Evet, yani oranın soğuk olduğunu duydum"

"Buranın soğukluğunun önemi yok. Burada insani değerler yoktur. Zaten burada hiç bir insan yaşayamaz. Buraya girdiğin anda yansımaya dönüşürsün. Ve buradaki yansıma da- yani buradaki her yansıma önceden insandır aslında. Ve buranın da kuralları vardır. Saat 12'de aynanın öbür tarafına sesini duyurabilirsin. 12'yi bir geçtiği zaman sadece aynalar içinde somut bir hale bürünürsün. İkisi için de bir saat süren vardır. Bir aynada konuştuğun zaman tüm aynalarda duyulabilir. Ya da bir aynaya vurabilirsin ama bu onu kırmaz. Süren dolduğunda ise tekrardan bir yansımaya dönüşürsün sana verilen kısıtlı insani özellikler kaybolur. Ama istersem duvarlarda saçma sesler yapabileceğimi keşfettim"

The Cursed MirrorsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin