Kitaplara Sorulan Yanıt

227 37 0
                                    

"E-eğlence için mi? Kurban mı? İyide yansıma nasıl dükkan açsın ve nasıl yok etsin-"

"Senin gözüne bir dükkan yansıtmış hepsi bu. Onun dediklerini acilen aklından çıkarmalısın"

"Ama sana acır gibi bir hali vardı"

"Öff Joon ne kadar safsın. Ne diyecekti? "Onu içeri ben soktum, senin onun yerini almanı zevkle-"...."

"Ne? Neden senin yerini alacağım ki?"

"Boşversene. Bir yansımayla konuşuyorsun. Her gün yakınıp durduğun, çığlıklarından nefret ettiğin, senin aklına milyonlarca cevapsız soru bırakan bir yansımayla"

"SEOK JİN!"

"NE?! NİYE BAĞIRIYORSUN?!"

"Sen de bağırıyorsun! Ayrıca panik oldum tamam mı? Gi-gitmeni istemiyorum. Neden aynaların içine hapsolmayı seçiyorsun?"

"Memnunmuş gibi bir halim mi var?"

"O zaman neden yardım etmemi istemiyorsun?"

"Buradan çıkış yolu hoşuma gitmiyor. Boşver. Seni rahatsız etmeyeceğim, seni izlemeyeceğim, sen de böylelikle kitabını yazabilirsin, normal bir yaşam sürersin işte"

"A-ama benim bu evde kalmamın tek amacı s-"

"Görüşürüz. Bu arada saat 1 olduğunda kapı açılacaktır. Odaya anahtarla beraber girmez- yani görüşürüz. Bir daha gelmezsin sanıyorum. Şey bilirsin işte sen yoluna ben yoluma"

"Neden gitmek zorundasın ki? Daha 1'e 40 dakika var. Ahh"

Sırtını boş aynaya yasladı ve geçirdiği konuşmayı düşündü. Bazı şeyleri açıklamıştı. Mesela o kitapçının nasık kaybolduğunu. Ya da nasıl buraya girdiğinin bir kısmını ve ya da neden yardım istemek yerine çığlık attığını. Ama hala buradan nasıl çıkabileceğini söylememişti. Bir şey gizliyordu ve Namjoon'a göre gitmesinin nedeni gizlediği şeydi. Bu düşüncelerine bir ara verince dondu gibi geldi. Yani...garipti. Bu evdeki lanete hapsolan kişiyi hep merak etmişti. Adını, nerede olduğunu, ne yaptığını hatta bir ara nasıl göründüğünü bile...

Ama şimdi onun hakkındakileri biliyordu. Yine de sanki daha fazla bilgi ister gibiydi ve garip olan da bu istekleriydi. Nasıl bir yaşam sürmüştü mesela? Nasıl bir zevki vardı? Nelerden hoşlanırdı? En sevdiği renk olduğu için mi saçı pembeydi? Bir ailesi var mıydı? Ya da bir kardeşi? Okulundan mezun olabilmiş miydi? Gerçekten bir bar mı işletmişti? Kitap okumayı sever miydi? Belki onunla başka bir şekilde karşılaşsalardı belki de onunla kitaplar hakkında sohbet ederlerdi. Belki Namjoon onu kitabında bir karakter olarak kullanırdı. Peki ya o da Namjoon gibi miydi? Yani herkesten sakladığı sırra mı sahipti? Belki de o kızlardan hoşlanıyordu. Belki önceki yaşamında, geçmişinde bir sevgilisi vardı

Bunu düşünmesiyle huzursuzca kıpırdandı. Ne diye birden böyle şeyler düşünmüştü ki? Sanki...sanki ondan hoşlanıyormuş gibi. Ama beyni ona inat düşünmeye devam ediyordu. Eğer bir sevgilisi olsa buraya onunla gelirlerdi ya da onu arardı değil mi? Belki de ayrılmışlardı ve ondan u- bu düşüncelerini susturmak için başka şeylere odaklanmaya çalıştı ama kapının açılması için beklediği süreç boyunca hep o aklındaydı. Seok Jin, Seok Jin, Seok Jin. Ondan başkasını ya da ondan başka bir şeyi düşünmek imkansız geldi. Onu düşünmesi onu kurtarma arzusunu daha da arttırdı. Evet, onlar buraya gelenleri kaçırmak için bir taktik olsa da gerçekten çaresiz çığlıklardı. O gerçekten çaresizdi. Namjoon bunu biliyordu, bunu anlamıştı işte. Onunla konuşurken anlamıştı. Bu düşünceler arasında aklından çıkmayan bir diğer şey de ona yüzünü dönmesiydi. Başta gülümsedi ama sonra sahne tekrardan aklına geldi tekrar ve tekrar. Ona gitmemesi için yalvarmaya hazırdı. O ise ona yüzünü döndü neden bağırdığını sordu

Namjoon o zaman ona açıklama telaşı içindeydi ama şimdi fark ediyordu. Onun gözleri dolmuştu. O ağlayacaktı. En son ne anlatıyordu ki? Kendinin değersiz olduğunu söylemeye çalışıyordu. Belki de Namjoon'un yakınmasından gerçekten de kırılmıştı. Ama Namoon ciddi değildi ki. Ondan bıkmamıştı. Ondan kurtulmak istememişti. Asıl ona yardım etmek istiyordu. Ama her ne kadar kendi gözünde böyle olsa da gerçekten kalp kırıcı şeylerdi sözleri. Hayır, ne kadar yanıtsız soru ortaya çıkarsa çıksın yapacaktı bunu. Ama ne yapmalıydı? Belki de, cevabı burada gizliydi. Bu kütüphanede. Her zaman kitaplara tapan ve kitaplarda her şeyi bulabileceğine inanan biri olarak Namjoon vaktin geldiğini dahi görmeden tüm gece kitapları araştırdı. Belki de tüm sabah, hatta belki tüm gün. Uyku derdi olmasa tüm kütüphaneyi bile bitirebilirdi. Fakat en son yaptığı şey hala bir şey bulamamanın kırıklığı içinde uyuya kaldı...

The Cursed MirrorsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin