8. Bölüm

3.1K 314 276
                                    

İyi okumalar :-*

Bölüm 8

Bazı acılar vardır zaman geçtikçe söneceği yere zaman geçtikçe harlanır, etrafa sıçrar, güzel her şeyi yıkar ve geriye sadece harabe bırakır. Bu acıların asıl sebebi yaşanan olay olabilir ya da yaşanan olayda vesile olunan etkenler de olabilir. Pusat'ın içinde böyle bir acı vardı. Kendisi dört senedir böyle bir acıyla yanıyordu. Bu acı onu tüketmişti. Anlaşılmadıkça hatta suçlandıkça harlanmıştı ateş yüreğinde.

Etrafındaki herkesi yakmak istiyordu. Canlarını acıtmak istiyordu. Her şeyden öte bilhassa bu yüzden evden ayrılmıştı Pusat. Kendi cehennemine anne ve babasını katmamak için gitmişti. Elif, düğün için İzmir'e döndüğünde Pusat'a "Bencilliğimi farkına varıp çevremdekileri bencilliğimle kuraklaştırmamak için gittim," demişti. Bu cümle günler boyunca Pusat'ın beyninde dönmüştü. Sonunda o da Elif gibi çekip gitmişti.

Şimdi tüm bunlara vesile olan adam yüzsüzce karşısına dikiliyordu. Senelerce susmuştu Pusat. Senelerce içine atmıştı ama bu son noktaydı. Onu kirletemezdi, buna müsaade etmeyecekti! İki koca adımda yanına varıp tüm hiddetiyle yumruğunu onun yüzüne geçirdi.

Yekta geriye doğru savruldu. Dengesini zorlukla sağladığında Pusat bir yumruk daha attı Yekta'ya. Yekta karşılık vermedi. O da yaptığının farkındaydı ve bunun bedelini ödemesi gerekiyordu. Seneler geçtikçe üstüne binen hesaplaşmanın ağırlığı onu ezer olmuştu.

"Özür dilerim," dedi Yekta. Bu özür Pusat'ı daha çok sinirlendirdi. Boğazına yapışıp onu yere yapıştırdı.

"Özür dilersin öyle mi? Özür dilersin ha!" diye bağırdı. Onun saçlarında tutup mezar taşına bakmaya zorladı. "Bak!" diye bağırdı. "Özür dilemen onu getirecek mi?" Yekta'nın kafasını mermere vurdu.

"Yetmedi mi? Yetmedi mi aldığın canlar? Yetmedi mi soldurduğun hayatlar? Daha ne istiyorsun lan? Daha ne olacak ki kan bürümüş gözün doysun?" Pusat onu bırakıp arkasına döndü. Onun pis kanının bulaştığı ellerini saçlarına geçirdi. Yekta mezar taşına tutunarak ayağa kalktı.

"Ablanı seviyorum. Kendimi bildim bileli onu seviyorum. Bunu sen de biliyorsun," dedi Yekta. Pusat hırsla ona döndü.

"Sen Hilal'i de seviyordun. Onu sana emanet ettim. Ben sana, can dostuma, canımdan öte canımı verdim. Sen ne yaptın?" Yekta başını iki yana salladı.

"Ölüme gittin! O herif seni öldürecekti. Sana kumpas kurmuştu. Senin ölümüne göz mü yumsaydın?"

"Yaşıyor muyum lan ben? Baksana halime! Ölmeme göz yumamazmış, siktir oradan! Bana bak bana! Yürüyen ceset oldum senin yüzünden! Ona bak! Yirmi bir yaşında toprağa girdi. Gencecik, körpecik kadın senin yüzünden öldü!" Pusat, Yekta'nın yakasına yapışıp onu sarstı. "Sen bana ihanet ettin. Eğer sen onu tutsaydın-"

"Nasıl tutabilirdim? Onu sen bile kontrol altına alamazken benden nasıl bunu beklersin?"

"Çünkü senin sözünü dinliyordu!" dedi Pusat. Nefes nefese kaldı. "Senin sözünden çıkmazdı o. Senin ağzından çıkan kelime onun için kanun niteliğindeydi. Ben ölseydim, beni gömseydin yine de emanete hıyanet etmeseydin Yekta!" dedi.

"Bilemezdim! Kaderin suçunu bana yüklemekten vazgeç artık! Ben, seninle konuşup seni vazgeçireceğini sandım. Arkama döndüğümde motoruma atlamış peşinden gidiyordu bile. Yetişmek için, durdurmak için peşinden başka motora atladım ama çok geç kalmıştım." Pusat, Yekta'nın gözlerine baktı. Ona inanmıyordu. Hilal kollarında ölürken Yekta'nın rahatladığını görmüştü Pusat. Hayal görmemişti, emindi. Bir şeyler saklıyordu.

SENDEN ÖNCE SENDEN SONRA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin