İyi okumalar! :) <3
Bölüm 3
Pusat ve Fuat saatlerce konuşmadan aldıkları davalar üzerinde çalışıyorlardı. İkisi de bir ay önce yeni müvekkillerini almıştı ve birer hafta arayla davaları vardı. Gecelerini gündüzlerine katıp var güçleriyle çalışıyordu ikisi de. Çoğu gece ofiste kalıp birbirlerine destek oluyorlardı.
"Pusat!" diye seslendi çalışmaktan bitap düşen Fuat. Pusat o sırada Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı'nın maddelerini tekrar okuyordu. Fuat tekrar seslendi.
"Ne var ne?" diye cevap verdi hışımla Pusat. Dikkatinin dağıtılmasından nefret ederdi. Sınav zamanları sırf bu yüzden odasının kapısını kilitlerdi Pusat. Dava ödevleri olduğunda çoğunlukla Fuat'ta kalırdı. Yüksek dereceyle mezun olmuştu Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden.
"Kahve sipariş etsem falıma bakar mısın?" diye sordu Fuat. Pusat bilgisayardan kısa bir süreliğine bakışlarını çekip Fuat'a meşhur aşağılayıcı bakışlarından fırlattıktan sonra ekranındaki yazıları okumaya devam etti.
Biraz sonra "Sade," dedi Pusat. Fuat sekreterini arayıp iki sade kahve söyledi. Fuat koltuğunda sırtını yaslayıp gerinirken Pusat da kravatını çözüp gömleğinin ilk iki düğmesini açtı. Kollarının düğmelerini açıp geriye birkaç kere kıvırdıktan sonra boynunu sağa sola hareket ettirip boynunun tutukluğunu açmaya çalıştı.
Sekreter kahveleri getirdiğinde Fuat ve Pusat ofislerindeki üçlü koltuğa oturdular. Evraklarına bir şeyler dökülmesini ikisi de göze alamazdı. O evraklarda çok emek vardı. Kahvelerini sessizce yudumlarken ikisi de yorgunluktan konuşacak halleri yoktu.
"Pusat lan!" diye cümleye başladı Fuat. Pusat gelecek saçmalığı gözlerini kapatıp başını koltuğun başına koydu.
"Hı?" dedi acı çeker gibi. Fuat onun bu haline gülse de bir sigara yaktı.
"Elif ne yapıyordur?" diye sordu. Pusat anında gözlerini açıp doğruldu. Fuat şaka yapıyordu değil mi? Kaç sene geçmişti üzerinden. Hâlâ bu muhabbeti yapıyor olamazdı. Elif'in Amerika'ya gidişi bile altı sene olmuştu.
Fuat, üniversite birinci sınıfta Elif'in Pusat'ı ziyaret ettiği günde görmüştü ve o günden itibaren Elif'e yanıktı. Ama Elif o sırada şerefsiz Pars'la cebelleştiğinden Pusat onları tanıştıramamıştı bile. Fuat'ın ona hislerinin üniversite boyunca hislerinin devam ettiğini biliyordu Pusat ama bu kadar da uzayacağını düşünmemişti. Üstelik Fuat tüm ailesini kaybetmişken...
"Sevgilisiyle birliktedir," dedi Pusat. Fuat'ın sertçe yutkunuşuyla Pusat söylediğine pişman oldu. Bu hayatta ne olursa olsun onu çeken iki kişiden biriydi. Onun dostuydu. Onun sırtını dayadığı dağdı.
"Mutlu olsun da," dedi Fuat yüzünde buruk bir tebessüm belirirken. "Onun mutluluğunun gölgesiyle mutlu olmaya razıyım ben!"
Pusat oturduğu yerde ona yaklaşıp kolunu onun omzuna doladı, başını başına yasladı. Geçer demeyecekti, geçmeyeceğini biliyordu; vazgeç demeyecekti, onun gibi adamlar sevdiklerinden vazgeçmezlerdi; ona söyleyeceği herhangi bir sözcük, bir avutma yoktu.
"İyi biri mi?" diye sordu Fuat. Cevabını aslında biliyordu. Eren Ekin Okumuş'un babası ile kendi babası uzun süredir ahbaplardı. Ailecek birbirlerini ziyaret ederlerdi. Fuat, bir sene evvel ailesinin büyük bir kısmını kaybettikten sonra ailesine yakınlaşan bir adam olmuştu. O güne kadar ailesiyle birlikte vakit geçirmeyi zaman kaybı olarak görürdü. Ona ailesinden tek tahammül edebilen rahmetli ikizi Suat olmuştu. Bu yüzden aileyi ismen bilse de birkaç kez denk gelse de tanımıyordu. Babasının anlattıklarından ibaretti tüm bilgisi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENDEN ÖNCE SENDEN SONRA (Tamamlandı)
RomanceBazıları korkuları için aşkından kaçarken bazıları dostları için yapar bunu. Bazıları öfkelerine yenik düşüp ailesine sırtını döner. Bazıları ise aşkları uğruna kendilerinden... Bu kainat aşk üzerine yaratılmıştı. Aşkta pişmek için acılar eklenmiş...