15. Bölüm

2.8K 328 575
                                    

Yazar Notu: Herkese yeniden merhaba! Bu bölüm Nehir'in geçmişiyle alakalı bir şeyler anlayacağınızı düşünüyorum. Umarım bölümü seversiniz. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Görüşmek üzere.

Bölüm 15

2 AY SONRA

Nehir nöbeti teslim ettikten sonra üstünü değişip Meyra'nın onu beklediği restorana gitti. Bugün Meyra için büyük gündü, Nehir ile Emre'yi tanıştıracaktı. Gün içinde Nehir'i elli sefer aramıştı. Ne giyineceğini sormuştu, saçını nasıl yapacağını, makyajının abartılı olup olmadığını... Onun bu heyecanı Nehir'e çok komik geliyordu.

Restorandan içeri girdiğinde gözleri çifti hemen buldu. Gülümseyerek onların yanına gitti. Meyra, Nehir'i görür görmez ayağa kalkıp ona doğru birkaç adım attı, kucaklaştılar. Nehir, Meyra'nın yanında kendini kardeşinin yanındaymış gibi hissediyordu ve kendinden büyük üç kardeşi olmasına rağmen bunun iyi bir şey olduğunu ilk defa tecrübe ediyordu.

"Merhaba," diyerek elini uzattı Nehir. Karşısındaki adam bir hayli yakışıklıydı. Onu daha önce hastanede görmüştü.

"Merhaba, ben Emre," dedi genç adam. Tokalaştılar ve yerlerine oturdular. Nehir yerinde kıpırdanıp duruyordu. Böyle durumlara alışık değildi. Gizem'in erkek arkadaşı Devran'la bile tesadüfi tanışmıştı. O bu işlerin insanı değildi.

"Ağabeyime nasıl baktıysan hemşire hanım bir daha hasta olmadı." Karşısındaki kadının gerginliğini sezmişti, nedenini anlamasa da onu rahatlatmak için en büyük silahı olan sevimliliğini kuşanmıştı. Nehir aniden gelen iltifatla afalladı. Karşısındaki adam otuz iki diş sırıtıyordu, gayriihtiyari o da güldü.

"Teşekkür ederim ama ben değil yengen iyileştirdi onu bence," dedi Nehir. Emre'nin sırıtışı sevgi dolu bir hal aldı. Emre, ağabeyinin annesini arayıp Elif yengesini anlattığı ilk gün evin ikinci kraliçesi ilan etmişti onu. Aniden sevmişti. Görmemişti, konuşmamıştı o kadınla ama ağabeyinin yüreği onu kabul ettiyse Emre'ye onu baş tacı etmek düşerdi, etmişti de.

"Şimdi başlayacak ablama olan sevgisini anlatmaya," diye söylendi Meyra. Emre düşüncelerinden sıyrılıp yanındaki kadına döndü ve yanağından makas aldı.

"Sana olan sevgimi anlatmaya yetecek kelime yok prenses ancak milyonda birini anlatabilirim," dedi. Meyra'nın yanakları pembeleşirken bakışlarını başka yere odakladı. Emre ona bakıp iç çekti. "Nazım, Cemal, Attila, Ahmet Arif, Erdem yaşasalardı ve karşılarına sen çıksaydın," dedi. Meyra ona baktı. "Ve ben yanında olsaydım, sana şu an böyle, tüm yüreğimle baksaydım kalemleri kırılır dilleri lal olur tek bir dize yazamazlardı."

"Emre!" dedi Meyra. Yanakları pembeden olgunlaşmış kırmızı elmaya dönmüştü. Nehir gülüşünü öksürükle kamufle etti.

"Ağzın iyi laf yapıyor Emre. Ama ağzı iyi laf yapana güven olmaz derler. Sen ne ayaksın?" diyerek göz kırptı ona. Emre arkasına yaslanıp kolunu Meyra'nın sandalyesine attı ve bacak bacak üstüne attı. Nehir onun bu hareketine tek kaşını kaldırarak uyarırcasına baktı.

"Nehir-"Nehir boğazını ayıklayarak onu durdurdu.

"Emre karşımda camış gibi yayılan erkek görünce dikkatimi toplayamıyorum maalesef," dedi. Emre oturuşunu düzeltirken Meyra kahkaha attı.

"Sana edebinle dur demiştim Emre Efendi. Aha böyle olursun işte," dedi sevgilisine. "Karşında Nehir var, Pusat ağabeyimi bile toparlayan bir kadın o," dedi. Nehir'in gülümsemesi soldu. Herif iki ayda nemrut kesilmişti başına. Ne selam veriyordu ne de insan gibi sohbet ediyordu. Ahmet'i gördükten sonra herif birdenbire domuz kesilmişti.

SENDEN ÖNCE SENDEN SONRA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin