22. Bölüm

2.9K 300 368
                                    


Bölüm 22

Pusat uyandığında Nehir yanında yoktu. Saate baktı, öğleni geçiyordu. Bu kadar nasıl uyuyabilmişti? Kafası kazan gibiydi. Yerinden kalktı. Odanın halini umursamadan salona geçti. Kapaklı dolaptan viskisini çıkardı, viski bardağına koyup tek dikişte bitirdi bardağı. Başını iki yana salladı. Koltuğa oturup ayaklarını sehpaya uzattı. Başını koltuğun sırtına yaslayarak gözlerini kapattı.

Yaşadıkları geçti tek tek. Onların arasındaki bakışmalar, Hilal'in imalı sözleri, yalanlar, oyunlar... Ne için? İki kuruş para daha fazla gelsin diye! Bu dostluktan, aşktan, aileden daha önemli nasıl olurdu? Midesi bulanıyordu Pusat'ın. Bunca sene kandırılmanın, boşuna acı çekmenin hıncıyla doluydu. Onun peşinden gidip onu parçalara ayırmak istiyordu. Yakasına yapışıp onu öldürmek istiyordu. Bunca senenin hesabını soracaktı!

İngiltere'ye gidecekti. İnternetten en yakın tarihe bilet aradı. Bu akşam altı buçukta bilet bulduğunda fiyatına bakmadan aldı. Bir bardak daha viski koydu kendine. Ayık kafa bu hayat hiç çekilmiyordu.

Saatin akrep ile yelkovanının çıkardığı ses başına balyoz gibi iniyordu. Banyoya gidip duşunu aldıktan sonra küçük bir çanta hazırladı kendine. Erkenden yola çıkmanın faydası vardı. Arabasına atladığı gibi havalimanı yolunu tuttu. Kulaklarında onların yalanları çınlıyordu. Beyni uyuşuyordu. Bağırmak istiyordu, dişlerini sıkıp gıcırdattı. Bunu hak edecek adam mıydı o?

Tüm yüreğini vermişti Hilal'e. Onun eline diken batsa Pusat'ın yüreği yanardı. Kavgaları çok olurdu, hep sınırlarını zorlardı ama Pusat hep babası gibi olmaya çalışmıştı. İhanet öyle acıydı ki! Hayatında en değer verdiklerin tarafından kukla olduğunu öğrenmeyi hazmedemiyordu Pusat. Sabırsızca yerinden kalktı. Oturduğu yer batıyordu. Koridoru turlarken kulağında kendi ismi yankılandı.

"PUSAT!" Durdu, çatılan kaşlarıyla arkasına döndüğünde karşısında nefes nefese kalmış Nehir'i buldu. Nehir hızlı adımlarla Pusat'la arasında kalan kısa mesafeyi de kapattı. Pusat, Nehir'in kokusu burnuna dolana kadar halüsinasyon gördüğünü düşünmüştü.

"Senin burada ne işin var?" diye sordu Pusat. Nehir başını hafifçe geri atıp onun gözlerinin içine baktı.

"Asıl senin burada ne işin var?" diye soruya soruyla cevap verdi Nehir. Pusat bıkkınca nefesini verdi.

"Eve dön Nehir." Nehir ellerini Pusat'ın kalbine koydu. Pusat bu temasla afallasa da kararından dönmeyecekti. Nehir, onun üzerindeki etkinin farkındaydı bu yüzden böyle davranıyordu. "Görmem gereken bir hesap var. Bana bunu yapanlardan hesap sormazsam..."

"Ne olur?" diye sözünü böldü Nehir. Pusat başını eğdi.

"Yapma Nehir!" Nehir yaşlarla dolmuş gözlerle ona baktı.

"O kadın öldü. Yaptıklarının hesabını veriyor. Sen gitsen ne değişecek? Yakasına yapışsan, onu dövsen hatta öldürsen ne olacak? Ne farkın kalacak onlardan? Benim tanıdığım Pusat bu değil!" dedi Nehir. Pusat geriye doğru bir adım atıp ellerini iki yana açtı.

"Senin tanıdığın Pusat'tan eser var mı? Görüyor musun o Pusat'ı? Senelerce yasını tuttum onun! Ona yetemedim diye tüm kadınlara yardım etmeye çalıştım. İdeallerim, hayallerim, geçmişim koca bir yalanmış! Sen ne yapardın?"

Nehir güldü. Gülerken gözlerinden birer damla yaş süzüldü. O ne yapardı? O hiçbir şey yapamazdı, o sadece kaçmayı bilirdi ama Pusat onun gibi değildi. Onun arkasında onu seven ve destekleyen kocaman bir ailesi vardı.

SENDEN ÖNCE SENDEN SONRA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin