27. Bölüm

2.9K 308 375
                                    


Bölüm 27

Nehir'in gözlerinin önünden hayatı geçti. İnsan ölürken böyle olur derler tüm filmlerde ve kitaplarda ama kimse sevdiği vurulduğunda böyle olur dememişti. Nehir'in kalbi atmayı kesti o anda. Kulakları uğulduyordu.

Polis sireni sesleri ambulans sireni sesine karıştı ama Nehir için çok uzaktan geliyordu bu sesler. Dişlerinin takırtısını hissetse de o bile gri bir perdenin ardındaydı sanki. Kan görüyordu Nehir, çokça kan görüyordu.

"Nehir!" Nehir sarsılmasıyla karşısındaki kişiye baktı. Pusat... Gözlerini kırpıştırdı, yanlış görmüş olmalıydı. "Nehir ben iyiyim!" Yüzünün avuçlanmasıyla Nehir adama odaklanmak zorunda kaldı.

"Ama..."

"O it vuruldu," dediğinde Nehir'in kaşları çatıldı. Yerde yatana baktı. Senelerine baktı. Kabuslarına baktı. Ablalarına baktı. Ayşe ablasının kahkahası kulaklarında çınladı. Gözlerinden birer damla yaş süzüldü. Bedenin önünü başka bir beden kapladı.

"Ne yapıyorsun lan sen? Artist! Önüne atlamak ne oluyor?" Fuat Pusat'ı kontrol ettikten sonra Nehir'in omuzlarından tutup sarıldı. "Kardeşim!"

Pusat geriye bir adım attı ve onlara baktı. Pusat ve Nehir bugün sağ kaldılarsa yıkılmadılarsa bunun tek kahramanı Fuat'tı, diğer herkes figürandı burada. En çok o korkmuştu, en çok o çabalamıştı, en çok o sahip çıkmıştı. O olmasaydı Pusat dağılmıştı. Fuat bir sefer ailesini kaybetmişti, bir daha kaybetmemek için canıyla çabalamıştı ve bu sefer kazanmıştı.

Bedenin yanına gitti. Ambulans gelmiş kontrollerini yapıyordu.

"Ölmüş," dediler. Pusat, Nehir'e baktı. Bir beladan kurtulmuştu, en büyük belasından ama bitmemişti yine. Hepsini o deliğe tıkmadan bitmeyecekti de.

Nehir Pusat'a baktığında anladı. İçinde delice bir öfke vardı. Onun yanına gitti. Yüzünü kapatacakları sırada engel oldu. Ona baktı uzun uzun.

"Kalk!" dedi. Pusat Nehir'e doğru bir adım atmak istese de durdu, içini dökmesi gerekiyordu. "Kalk!" dedi Nehir tekrar. "Hiçbir şey olmamış gibi, hiçbir şey yapmamış gibi hemen ölemezsin!" Onun donuk yüzüne bakmayı sürdürürken avazı çıktığı kadar bağırdı. "Kalk!"

Sağlık çalışanı müdahale edeceği sırada Pusat onu durdurdu. Nehir yere çöküp cesedi sarstı.

"Çektiklerimi çekmeden ölemezsin! Kabuslardan uyuyamadan ölemezsin. Her gün korkuyla yaşamadan ölemezsin! Ölmeyi dileyecek kadar boktan bir hayat yaşamadan ölemezsin! Kalk!"

Fuat, Nehir'in diğer yanına gitti. Pusat'a baktığında Pusat'ın bakışındaki ıstırabı gördü. Nehir'in içini dökmesi için heykel gibi dursa da onun içindeki yangın çok başkaydı.

"Ablamın diyetini ödemeden, benim diyetimi ödemeden nereye gidiyorsun?"

"Cehennemin dibine," dedi Fuat. Onun yanına diz çöktü. Nehir'in ellerini çekti onun üstünden. "Hiçbir şey cezasız kalmaz. Adaletine en çok güvenmemiz gerekenin karşısında. Bırak! Ne senin ne ablanın yaşattıkları yanına kalmayacak," dedi.

Nehir gözlerini cesetten ayırmadı. Yanına Pusat da çöktü.

"Bırak. Evimize dönelim." Nehir ona yaşlı gözlerle baktı.

"Bu kadar kolay olmamalıydı," dedi. Nehir'in sesindeki yakarış Pusat'ı mümkünmüş gibi daha çok parçaladı. İçi virane olsa da kirpiği dahi oynamayacak kadar donuktu o anda.

"Senin saçının tek bir teline dahi zarar veremeden geberdi ve biz birlikteyiz. Bırak artık." Nehir örtüyü alıp onun yüzünü örttü.

"Ateşin bol olsun canavar!" Nehir ayağa kalktıktan sonra Fuat ve Pusat'ın elini tutup sıktı. "Evimize gidelim."

SENDEN ÖNCE SENDEN SONRA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin