🌧️🌧️🌧️
1 yıldır birbirimizi görmezden gelmemiş miydik?
Gelmiştik.
Silip atmıştık.
Peki, bu yaptığı... İçinde dinmeyen öfke niye?
Yaptığı şeye rağmen ben onunla aynı ortamda kalıp düzenimiz bozmamak için kendimden ödün verirken neden bu yolu seçmişti?
Bana mesaj yazarak beni umutlandırmıştı kabul ediyorum.
Aşk değildi, ama onunla konuşmak beni mutlu etmişti.
Yağmur yağdığı zaman aklıma hep o gelmişti. Tanımadığım insan.
Ne kadar dalga geçmiştir kimbilir?
Gözümden bir damla yaş düştüğünde sinirle onu yok ettim.
Bana yazdığı şeyler geldi sonra.
Son şans.
Ahh beni üzmek için son şansıydı demek ki? Ehh haklıydı. Bundan sonra kimseye güvenmeyeceğim için beni üzmek için son şansıydı.
Arkadaşlarıma bile güvenimi nasıl kırabilmişti?
O benim arkadaşımdı. Jimin gibi, Namjoon gibi, Hoseok gibi...Ona da diğerlerine güvendiğim kadar güvenmiyor muydum? Güvenimi alt üst etmişken şimdi parçaların üzerinde ayaklarını gezdirmekten çekinmiyordu.
O yapmışsa diğerlerinin yapma olasılığı sıfır diyebilir miydim? Diyemezdim. Lanet olsun diyemezdim.
Sinirle kutuyu açtım. Bakalım bana neler hazırlamıştı? O kadar uğraşmış sonuçta açmadan bırakmak ayıp olurdu.
İçini açtığımda kahkaha atmama az kalmıştı.
Gerçekten mi?
Küçük muzlu sütler, ballı çörekler, en sevdiğim yumurta çikolatalar, çilekli lolipoplar ve bir paket pamuk şeker.
Elimle onları itelerken allta gördüğüm kutuya elimi uzattım.
Kutuyu hışımla açtım.Sikeyim seni Jungkook. Sen ne bok yiyorsun şu an?
Bu da ne Tanrı aşkına. Kabusta falan mıydım?
Üzerinde bulut olan bir kolye.
Sinirle güldüm.
Kolyeyi kutunun içine attım ve ayağa kalktım. Bu siktiğimin yerinde daha fazla durmaya devam etmeyecektim.
Çok bile durmuştum değil mi?
Hızla aşağı doğru yürümeye başladığımda arkamdan gelen sesle kalp atışlarım hızlanmıştı.
Onun yüzünü dahi görmek istemiyordum.
Bitti. Benden buraya kadar. Çocukların aramızda kalmasını istemediğim için susturdığum öfkemi ve kırgınlığımı daha fazla içimde tutmayacaktım.
Kolumdan çekilmemle ona doğru savruldum.
Ellerini saçlarımda hissettiğimde aptallığa neden bu kadar doyamadığımı düşündüm?
O kadar kısa sürede nasıl hoşlanabilmiştim ki mesajlaştığım birine.
Çekilmek istedim ama o kadar sıkı tutuyordu ki beni ve gözyaşlarım beni o kadar zorluyordu ki...
"Haru."
"Ne olur. Ne olur dinle beni."
Neyi? Ortada konuşacak ne bıraktın?
"Çekil! " dedim çığlık atarak.
"Çekil!"
Saçlarımı okşarken dişlerimi birbirine sürttüm. Ne zannediyordu aptal? Onun elleriyle sakinleşeceğimi falan mı?
Eğer öyleyse kıçımla gülmek istiyordum. Daha da sinirlendirmekten başka bir boka yaradığı yoktu.
" Bak. Şu an seni kandırdığım gibi saçma düşünceler içerisindesin biliyorum."
Saçma düşünceler? Hala mı ya. Daha bitmedi mi planı şerefsizin.
Doğum günümü rezil etmişti. Beni sevdiğim çocuğun karşında rezil bir duruma düşürmüştü.Onun yüzünden bizi terk edip giden babamla karşılaşmıştım. Bunca yıldır nefretle ama bir o kadarda özlemle beklediğim insanı annemi döverken yakalamıştım.
Sonra susmuştum. Annem kardeşime söylemem için önümde diz çöküp ağlamıştı. Unutmamı söylemişti. Onu o halde gördüğüm için utancından yüzüme bakamamıştı ve tüm bu olanlar olurken o da oradaydı. Yıkılışıma, yerlerdeki o şerefsizin attığı paralara hepsine şahit olmuştu.
Şimdi ne diyordu ne?
Beni sevmek?
Sinirle onu ittirmeye çalıştım. Ağlayacaktım. Ama onun kollarında değil.
Hala tepinirken sinirle bağırdı. Sesindeki çaresiz tını kulaklarıma ulaştığında ne kadar iyi rol yaptığını düşündüm.
"Haru ne olur dinle lanet olsun!"
"Lanet olsun! "
Aynen öyle jungkook. Lanet olsun. Seninle arkadaş olduğum güne lanet olsun.
Hırsla dişimi göğsüne geçirdiğimde bile beni bırakmadı. Tüm gücümle ısırdığımda bile bırakmadı.
En sonunda göz yaşlarım bana ihanet edercesine tşörtünü ıslatmaya başladı.
🌤️🌤️🌤️