“Ya... Şey bundan benden etkilendiğini mi çıkar-”
“Yasemin! Dört ay diyorum ve inan bu benim için bir rekor. Sus!”
“Ama-““Yasemin!”
“Tamam be!” -Dört ay dediyse dört aydan önce kaç kadın oldu, onu demedi bak. Of Yaso of!Yasemin merakından ölse de arkadaşının evine gelinceye kadar ağzını açmamıştı. Hayır bir iki sorusu kalmıştı sadece ne vardı öyle havalı şeyler yapacak. Ayıptı yani.
“Teşekkür ederim.”“Rica ederim,” dedi genç adam ilgisiz bir şekilde.
Yasemin tam inecekken durdu, “Evin yakın mı buraya?”
Yankı kaşlarını kaldırdı, “Neden? Gelecek misin?”“Ne geleceğim be? Sadece sordum.”
“Hayır. Uzak. Davet mi edeceksin?” gülüyordu.
“İyi geceler Kasabalı.”
“Sana da şehirli.”Kız arabadan indiğinde Yankı onun eve girmesini bekledi ve sonra teknesine gitmek üzere gaza bastı. Bu kız onun gece gece gerçekten sınırlarını zorlamıştı. Hem de çok fazla zorlamıştı.
Kendi kendine güldü, kızın gözlerindeki korku görülmeye değerdi. Cesaretle korkunun harmanlanmış haliydi bu kız. Kısaca Yankı'dan deli gibi korksa da deli cesareti barındırıyordu bir yerlerinde.
“Umarım benden uzak durursun güzelim...” diye mırıldandı. Ama yüreği o an kızdan uzak durmayacağını ima eder gibi sızlamıştı.***
Düğünde herkes eğleniyor, bir tek Yasemin etrafta deli gibi adamı arıyordu. Düğüne gelmiş olması gerekmiyor muydu? Etrafı kısık bakışlarla tarayan gözleri bir an sahneye kalkan ikiliyle dondu kaldı. İşte oradaydı.
“Pis balıkçı!” dedi içinden. “Gıcık.”
Yankı kollarındaki kızla gülümseyerek dans ettikçe Yasemin elindeki kadehi daha sert yudumluyordu. Beş gün hiç gözükmemişti ona Yankı. Adı vardı ama cismi yoktu. Özlediğinden değildi tabi ki ama merak etmişti.“Nasıl da ahtapot gibi sarılmış kıza! Sanki hayatında kız görmemiş. Pis Kasabalı!”
Oturacaklarını anladığı an kendi hareketlendi ve tam adamın önünde durdu. “Dans edelim,” dedi ve adamın cevabını beklemeden onu piste itekledi.
Yankı kızı gördüğü an kalbindeki o kıpırtılara engel olamamıştı. Bu kız neden uzaklaşmıyordu ondan. Ama çaresi vardı. Vardı da Yankı o çareyi değil, bu derdi istiyordu.“Bakıyorum da dört ayı bitirmişsin?”
“Anlamadım?” dedi adam kıza kaşlarını çatarak.
“O kız diyorum, dört ayın finali mi? Bitti mi rejim?”Adamın dudağı sola doğru kıvrıldı, “Rejim yapmıyordum ki. Ayrıca o kız benim sadece arkadaşım. Arkadaştan öte kardeşim gibidir. Merakını gidereyim de sonra soru seline tutulup gitmeyim.” -Yeteri kadar tutulmuşken üstelik...
“Arkadaş, diyorsun?”
Yankı güldü. “Aynen öyle. Yine de soracağım diyorsun?”"Aynen öyle." diyerek onu taklit ederek söylendi ve sorularına devam etti “Neden onunla dans ettin o zaman? Böyle sarıldın, dokundun falan?” dedi adama kendini yapıştırarak.
“Nasıl sarılmıştım, böyle mi?” onu kendine biraz daha çekiştirdi. Elini belinin çukurunda gezdirirken de “Böyle mi dokundum?” diye mırıldandı. Sonra birden mesafeyi açtı. “Özel bir şey değildi. Hem bak seninle de dans ediyoruz.” eğildi ve sözlerini bastırdı "Aynı şekilde!"
Kız gözlerini kırpıştırdı. “İkisi aynı şey değil.” Sonra durakladı ve “Yarın gidiyorum,” dedi birden bire.
“Biliyorum. Barış seni havaalanına bırakmamı istedi.”“Bırakacak mısın?” diye sorduğunda dili bambaşka şeyler söylüyordu. Adamın gözlerinde kaybolmuştu adeta.
“Ben buraya aitim artık Yasemin. Başka yerde yapamam. Sen de...” derin bir nefes alıp bıraktı, “Sen de burada yapamazsın. Ayrıca...” güldü, “Benim gibi basit bir balıkçıyı kendine yakıştırmıyorsundur her halde?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABALI - İLK GÖRÜŞTE AŞK SERİSİ I * FİNAL
RomanceYasemin kendi hayal dünyasında ve o pırıltılı hayatında mutluydu. Yankı ise reddettiği gerçek hayatının dışında, o küçük deniz kasabasında huzurluydu. Biri Güneydi biri Kuzey... Biri gündü biri gece... Birinin hayalleri toz pembeydi geleceği için; B...