Veee bölüm...
-Bölüm şarkısı: Grup Nara - Gitme***
Yankı ve Yasemin sahilde uzanmış yıldızları izliyorlardı. Adam kızı kollarına almış, o da başını göğsüne dayamış, bambaşka olan hayatlarının nasıl bir anda kesiştiğini, dahası Yasemin nasıl bu derece ileri gidebildiğini düşünüyordu. Üstelik 'basit bir balıkçı' dediği adamın onu bu kadar etkilemesinin sebebini bir türlü bulamıyor, buradan neden gitmek istemediğini anlayamıyordu.Bu dört gün ikisi içinde rüya gibi geçmişti. Balık tutmuş, müzik dinlemiş, yüzmüş, sevişmiş, dolu dolu yaşamışlardı her anı. Ama her gece gün olur ve herkes o rüyadan istemese de uyanır. Tıpkı onlar gibi...
“Yarın gidecek misin gerçekten?”
Kız başını kaldırıp baktı ona, “Gitmem gerek. Abim bu sefer tonton teyze yalanını yutmaz.”“İyi, oğlu geldi dersin sende. O gayet fit ve son derece yakışıklı dersin. Bir iki günde onunla geçireceğini söyle.” Sesi alay barındırsa da kelimelerdeki o tını yalvarır gibiydi.
“Yankı, eninde sonunda gideceğim. Bugünü yarına çektin, bak yine bitti. Geciktirmek sadece bizi oyalıyor.” -Canımı daha fazla yakıyor.
Yasemin aslında korkuyordu. Onsuz artık kalabilir miydi bilmiyordu. Alışmıştı, bir kaç günde bu adamın gülüşüne, tutkulu öpücüklerine, onu yakan bakışlarına alışmıştı. Üstelik bu adama her şeyini vermişti. Masumluğunu, kalbini, mutluluk nedenlerini, güvenini... En önemlisi de ömrünü bile verebilirdi ama, ikisinin de dünyası farklıydı. Ne Yankı onun dünyasında kalabilirdi ne de Yasemin burada bir ömür nefes alabilirdi. Belki de yapabilirdi...
“Hadi kalk!” dedi Yankı birden doğrularak.
“Nereye?”
“Bildiğim harika bir balıkçı var. Seni oraya götüreceğim.”
Kız kalkarken üstünü silkeledi, “Bu geceyi başbaşa geçirseydik?”Yankı onu kollarına aldı, “Yemekten sonra hemen döneriz. Merak etme bende bu geceyi boşa harcamak istemem.” göz kırpıp, elini sıkıca tuttu ve onu tekneye doğru yönlendirdi. Yankı karmakarışıktı, o değil miydi bir boyunduruktan kaçan, sırf evlenmemek için tüm ailesini silen? Şimdi neydi bu yüreğindeki acı? Neden bu kızın gitmemesini, hep yanında kalmasını istiyordu?
Bütün yol ayrılmadılar birbirlerinden. Yankı onu önüne almış, arkadan beline sarılıp, öyle kullanıyordu tekneyi.
“Tutsana dümeni.”“Hayır...” dedi Yasemin korkarak. “Ben alırım dümeni, o an karşımıza buz dağı çıkar, bende gider ona çarparım. Var bende o şans çünkü.”
Adam kahkaha attı. “Saçmalama burada buz dağı yok, hadi tut. Ben de seni yönlendireceğim.”
Yasemin onun dediğini yaptı. Kendine değil, ona güveniyordu bu tarz şeylerde. Yamaç paraşütü yaparken de çok korkmuş, gözlerini kapatmıştı, ama adam ona ‘aç gözlerini’ dediği an, o gözler açılmıştı ve hayatında unutamayacağı bir manzara ile karşılaşmıştı. Bu adam ona hayatı boyunca unutamayacağı ve bir daha asla kimse ile paylaşamayacağı anılar yaşatıyordu. Çok zalimdi çok...
“Kaç yaşından beri kullanıyorsun?”
Yankı düşünür gibi durakladı, “Aslında bundan yıllar önce pek de meraklı değildim. Ama kuzenim başıma sardı. Ehliyet falan aldım. Önceleri farklıydı kullandıklarım. Sonra buna da alışmam zor olmadı.”“Anladım." bir an adama çevirdi bakışlarını, sonra yeniden önüne dönerek "Yankı...” diye mırıldandı.
“Efendim.”
“Bana hala ailenden bahsetmeyecek misin? Ağaç kovuğundan çıkmadığın belli çünkü.”Yankı onu daha fazla sardı, “Ailemin olmadığını var saysan prenses, olmaz mı?”
“Ama şimdi kuzeninden bahsettin mesela. Merak ediyorum.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABALI - İLK GÖRÜŞTE AŞK SERİSİ I * FİNAL
RomansaYasemin kendi hayal dünyasında ve o pırıltılı hayatında mutluydu. Yankı ise reddettiği gerçek hayatının dışında, o küçük deniz kasabasında huzurluydu. Biri Güneydi biri Kuzey... Biri gündü biri gece... Birinin hayalleri toz pembeydi geleceği için; B...