Yasemin hızlı ve seri adımlarla arabadan indi. Geldiği Kasaba çok şirin ve küçük bir yerdi. Gördüğü evle ise kaşları çatılmış, alnı kırışmıştı. Yutkundu. Elindeki pahalı çantayı farkında olmadan sıkmıştı.
Kararını değiştirmeden koşar adım kapıya gitti. Küçük ahşap bahçe kapısını ittirerek açtı. Bahçeye baktığında adımları yavaşlamıştı.
Küçük bir kız çocuğunun bu bahçede varlığı belli oluyordu. Yerde barbiler, pembe arabalar, pembe kazma kürekler...Elini karnına koydu. Gözünden bir iki damla yaş aktı. Hele ileride ağacın üstündeki evi görmesi ile gözyaşlarını tutamamıştı. Kendisinin de zamanında öyle küçük, basit hayalleri vardı.
Ağaç eve yaklaştı ve tabela gibi olan tahtanın üzerindeki yazıyı okudu.
'ADA'NIN EVİ'
Demek adı 'Ada'ydı'... Ne kadar güzel bir isimdi bu. Zamanında adamın ona dediği şey aklına geldi. "Dört bir yanım seninle kaplı. Sen benim Deniz'im, bende senin adanım..."
Bu sefer daha kararlı adımlarla kapıya gitti ve elinde olmayan bir sertlikle kapıya vurdu.
İçeride duyulan seslere kulak kabarttı.
"Önce o yumurta bitecek küçük hanım. Reise karşı gelemezsin!"
"Ama baba ben kötü korsanım, elbette sana karşı gelebilirim."
"Söz dinle Ada!"Kapı açıldığında adamın yaşadığı ufak çaplı şaşkınlığı ve sonrasındaki tedirginliği an an gözlerinde görmüştü Yasemin.
"Yasemin?..." diye fısıldadı genç adam.Gözlerinde saf kırılganlık, hayal kırıklığı ve bariz bir kızgınlık vardı. Bir zamanlar ona aşkla, sevgiyle, tutkuyla bakan o gözler silinmişti ne yazık ki...
Tam 6 yıl önce...
O hastahane odasında hem bebeği hem de bebeğinin babası tarafından terk edildiğinde...
Ve işte o soru gelmişti."Kızımın ölmediği doğru mu Kasabalı?"
Saf bir aşk hikayesi...
"KASABALI" sizlerle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABALI - İLK GÖRÜŞTE AŞK SERİSİ I * FİNAL
RomansYasemin kendi hayal dünyasında ve o pırıltılı hayatında mutluydu. Yankı ise reddettiği gerçek hayatının dışında, o küçük deniz kasabasında huzurluydu. Biri Güneydi biri Kuzey... Biri gündü biri gece... Birinin hayalleri toz pembeydi geleceği için; B...