UZUN BİR TELAFİ İLE SİZLERLEYİM =)
Yankı, tekneyi koya yanaştırdı. Bir süre karanlık koya bakıp, gözlerini yumarken aklında tek bir isim vardı: Yasemin.
Bir an orada onu bekleyen kadını hayal etti. Kadınını... Karısı olarak, sadece ona ait olarak. Delilikti, onu bırakmak ahmaklığın en büyüğüydü ve Yankı şuan ahmakların kralıydı.Neden sanki gitmesine izin vermişti ki? Onun yanında olmalıydı. Onunla mutluydu, onunla özgürdü. Hiç de kendini tutsak gibi hissetmiyordu.
"Aptalsın!" diyerek kendine kızdı ve teknesinden inip, katlanmış siniriyle evine girdi.
Kızgınlığı kendineydi ama Yasemin'e de az kırgın değildi.***
“Hakkı bir şey yap! Basit bir kasabalıyla evlenecek değil ya kız? Aklını oynatmış. Adama ulaşırsa bittik.”
Adam bir sağa bir sola gidiyordu, ama onun zekasında bir adam bu küçücük kıza yenilecek değildi. “Elbette evlendirecek değilim onu o tiple. Ben çok iyi bilirim o tarz insanları. Zengin bir kız gördüler mi, kendilerine aşık edip, hamile bırakırlar sonra da onunla evlenmesi için kızı mecbur kılarlar. Ben bunca çileyi, bunca planı basit bir balıkçı gelip üstüne konsun diye çekmedim. Selim duymadan bunu halletmeliyiz.”“Ama nasıl?”
Adamın aklına gelen plan eğer tıkır tıkır yürürse bu iş çok dallanıp budaklanmadan çözülürdü.
"Kıza vermen için bulduğum numara adama ait değil."
"Ne?"“Verdiğim numara özel bir bilgisayara bağlı. Aramayı sekreterim halledecek. Merak etme.”
“Peki ya ilaç? İlaç bebeğe zarar vermeyecek değil mi? Bana söz verdin. Bak ben o kızın sadece servetini istiyorum. Canını ya da bebeğini değil.”
Adam yüzünü buruşturdu. “Bebeği onda bırakamayız. Er ya da geç Selim adamın izine düşer. Olmaz.”“Tamam, benim o bebekle ilgili başka planlarım var.”
“Peki, dediğin gibi olsun,” dese de kendi kafasındakini uygulayacaktı adam. Çünkü o bebek yaşarsa, er ya da geç bir şeyler ortaya çıkardı.***
"Açmıyor... Hale kaçıncı kez aradım ama açmıyor.”
“Tamam, sakin ol.”
Yasemin odanın içinde bir sağa bir sola gidiyordu. Abisi duyarsa onu öldürürdü. Hele amcası... Düşünmek bile istemiyordu. Ama yengesi söz vermişti. Bu işi kimse duymadan halledecekti. Adamın numarasını da bulmuştu ona.Tekrar arama tuşuna basıp, bekledi ve sonunda açılmıştı. ‘Şükürler olsun’ dedi içinden, ama sevinci fazla sürmemişti.
“Alo?”
Yasemin yutkundu, kimdi şimdi bu kadın. “Merhaba, şey... Ben Yankı ile görüşecektim. Onunla konuşacağım önemli bir konu var da.”
“İsminiz.”“Yasemin.”
Bir an sessizlik oldu. Sonra da bir erkekle fısıldaşmalarını duydu. Daha çok ufak çaplı tartışma gibiydi. Yasemin nefesini tutmuştu. Ne oluyordu orada, bu kadın da kimdi şimdi? Sonra yeniden konuştu kadın.“Siz kimsiniz bilmiyorum ama üzgünüm, nişanlım sizinle görüşemeyecek.”
Telefon kapandığında Yasemin için dünya kapkaranlık olmuştu ve emindi ki artık bu karanlık hiç aydınlanmayacaktı. Belki yıllarca.Hani hiç evlenmeyecekti, hani böyle şeyler ona göre değildi? Demek aşık olmuştu, o kadına bağlanmıştı. Bu kadar mı çabuk?
Hale yanına oturdu, “Hemen kötü düşünme-”
“Ne düşüneyim Hale, nişanlıymış işte. Üstelik bana hiç evlenmeyeceğini söylemişti.”Hale ilk kez onun haline üzülmüştü, “Demek ki...”
“Tamam Hale, nedenini biliyorum. Ama duymaya hazır değilim.” Elini karnına koyup bir an düşündü, “Bu çocuğu tek başıma doğurabilir miyim bilmiyorum Hale, ama ona kıyamam. Yapamam.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABALI - İLK GÖRÜŞTE AŞK SERİSİ I * FİNAL
Roman d'amourYasemin kendi hayal dünyasında ve o pırıltılı hayatında mutluydu. Yankı ise reddettiği gerçek hayatının dışında, o küçük deniz kasabasında huzurluydu. Biri Güneydi biri Kuzey... Biri gündü biri gece... Birinin hayalleri toz pembeydi geleceği için; B...