SÖZÜMÜ TUTMASAM OLMAZDI =)
“Ben kız kardeşinize yapılan testlerde çok farklı bulgulara rastladım Selim bey. O yüzden sizinle tek konuşmak istedim.”
“Sizi dinliyorum Ferhat bey,” dedi Selim kaşlarını çatarak. “Ne gibi?”“Kardeşiniz ilaçlarla uyutuluyor. Ona verilen ilaçlar yüzünden beyni bulanık ve karışık. Yani ne bileyim, ben... Ben anlayamadım doğrusu.”
“Ne?” diye sordu Selim şaşkınlıkla. Ne demek ilaçlarla uyutuluyor. “Sizce bunu kim yaptı? Kim kardeşimden ne ister ki?”“Yani meslektaşıma kondurmak istemem ama. Eymen’in o dönemlerde birden başhekim olması, yanına kimseyi yaklaştırmaması.”
“Eymen mi yaptı yani? İyi de o kardeşime aşıktı.” Selim bir şeyleri anlamakta zorlanıyordu.
“Hayır. Eymen maşa. Amcanız ve yengeniz Selim bey. Bence tüm kilit isim onlar.”*
“Kardeşim sana yenge gözüyle değil, anne gözüyle baktı lan şerefsiz!” diye bağırdı kadına, “Nasıl yaptınız bunu ona?”
“Selim bir dinle-”
Selim kadını yakasından tutup, sertçe duvara yapıştırdı, “Neyini dinleyim lan şeytan! Neyini! Şimdi kocanı ara ve hemen eve gelmesini söyle!” Kadın titreyen eliyle cebinden telefonu çıkarırken Selim gürledi, “Çabuk! Benim sizinle kaybedecek fazla zamanım yok!”Kadın kocasıyla konuşup, acil eve gelmesini söyleyip kapadı telefonu. Sesinin titrememesine sevinmişti doğrusu. Sonra da üçü birlikte beklemeye başladılar.
Selim iğrenç bir şeye bakar gibi Hale’ye bakarken alayla güldü, “O altındaki arabaya, küçük moda evine ve mükemmel nişanlına veda etsen iyi olur. Eminim sevgilin senin beş para etmez bir şerefsizin kaltak kızı olduğunu öğrendiğinde evlenmekten vazgeçecektir.”
“Selim abi-”“SAKIN!” diye gürledi kızın boğazını sıkarken, “Bir daha bana abi dersen, kız falan dinlemem, senin nefesini keserim!”
Kız morarırken, Filiz oradan öne atıldı, “Selim yapma!”
“Nasıl oluyormuş Filiz hanım, insan canı için nasıl çırpınıyormuş?”
“Selim, Allah rızası için bırak!”Selim kızı ileri atarak bıraktı, “Lan hepinizi öldüresim var, ne diyorsun sen?” sonra yengesinin boynundaki gerdanlığı sertçe çekip kopardı, yengesi acı bir feryat çıkarsa da aldırmadı, “Kız kardeşimi bunun için mi o hale getirdin lan? Söyleseydin, ben sana hepsini verirdim!”
“Selim, dinle. O delirmiş gibiydi. Fakir bir balıkçıya kafayı takmıştı, onunla evleneceğini söylüyordu.”
Selim’in kaşları çatıldı, “Bahsettiği Yankı, hayal değil miydi?” başını sağa sola salladı, “Yok... Yok, yok o kadarını yapmış olamazsın. Sen... Sen bu kadar canavarlaşmış olamazsın değil mi?” diye bağırdı kadının saçını tutup, geriye çekerken.“Selim dur!”
“Selim abi!”
“Sen sus! Pis küçük kaltak!” tekrar Filiz’e döndü, “Konuş, Yankı denilen adam gerçek miydi? Bebek gerçek miydi?”
O sırada amcası girdi içeri ve “Gerçekti!” diye bağırdı. “Ama Yasemin doğumda bebeğini kaybedince, bıraktı gitti onu. Hastahanede terk etti kız kardeşini. O şerefsiz için mi yengene bunları yapıyorsun.”“Gel, sen gel! Yılanın başı seni!”
“Ne diyorsun sen Selim? Ben senin amcanım, üstelik hiçbir şey yapmadık-”
Selim koşup, tüm gücü ile adamın suratına yumruk attı. Yere düşen amcasının üstüne çıktı ve ardı ardına yumrukları atmaya devam etti. “Kelimeye şahadet getir lan, son nefesin elimden olacak!”O sırada odanın içi polislerle dolmuş, Selim’i zar zor çekmişlerdi üzerinden, “Bundan, şu iki kadın bozuntusundan, o iki şerefsiz doktordan şikayetçiyim.”
“Sorguları ile bizzat ben ilgileneceğim, merak etme!” dedi Neşe baş komiser, sonra da kaşlarını çatıp arkadaşına baktı, “Selim, buraya gelirken haber aldık, hastane kundaklanmış. Külleri kalmış geriye, senin bir ilgin var mı?” -Elbette vardı. Ama ellerinde delil yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABALI - İLK GÖRÜŞTE AŞK SERİSİ I * FİNAL
RomantizmYasemin kendi hayal dünyasında ve o pırıltılı hayatında mutluydu. Yankı ise reddettiği gerçek hayatının dışında, o küçük deniz kasabasında huzurluydu. Biri Güneydi biri Kuzey... Biri gündü biri gece... Birinin hayalleri toz pembeydi geleceği için; B...