Biliyorum bölümler gecikti. Buradan bir seferde açıklayayım, bazılarınız biliyor bazılarınız bilmiyor. Ben okulda çalışmaya başladım ve yoğun bir kayıt haftasıydı. Erken gidiyorum, geç geliyorum. yorgun ve bitmiş oluyorum eve geldiğimde, o yüzden de halim olmuyor. Kızımla ilgileniyorum ve pilim bitiyor. O yüzden bu bir iki hafta beni idare ederseniz sevinirim. Şimdiden iyi haftalar. görüşürüz =)
-----------------------------
Küçük kız okul alışverişi için geldikleri yere baktı. “Vavvv... Burası bir harika dostum!”
Yankı başını yukarı kaldırıp, sabır diledi. Kızını ne zaman Eylem ile bir yere gönderse böyle ayarları bozuk olarak dönüyordu. “Kızım ben senin babanım. Dostum ne ya?”Kız birden arkasını döndü ve koca gözlerini babasına dönüp, ellerini beline koydu, “Ya babacık azıcık rahat ol ya. Kasma kendini.”
Yankı yüzünü buruşturarak homurdandı, “Bir daha Eylem’le bakkala gitmek yok ufaklık!”Ada kıkırdayarak etrafını inceliyordu ki birden sevinçle ellerini çırptı. “Babacık ya bu renkli kalemlerden de alalım.” Sonra ilerideki çantayı gördü, “Aaa babacık pembe çanta!” diyerek bağırdı, “Bunu da alacak mıyız?”
Yankı gülümsedi, “Onu istiyorsan onu alırız küçüğüm. Hadi şu listeye göre gidelim.”Birlikte eğlenceli bir alışverişin ardından, yemek yiyecekleri bir yer arıyorlardı, “Ne yemek isterseniz prenses hazretleri?” diye sordu yanında pembe çantası ile dolaşan kızına.
Ada elini ağzının yanına koyarak düşündü, “Imm... Hamburger!” diye bağırdığında, babasının başı anında sağa sola sallandı.
“Hayır küçük, hamburger değil. Sağlıklı-”“Ya babacık zaten hep sağlıklı şeyler yiyoruz, bugün biraz kaçamak yapsak baba-kız ne olur?” gözlerindeki o tatlı yalvarışa dayanamamıştı ve istemese de kabul etmişti.
“Peki minik cadı!”Akşama doğru bütün alışverişi bitirip, kasabaya geri dönüyorlardı. Yol boyu kızının bitmek tükenmek bilmeyen -ve sürekli tekerrür eden- sorularını cevaplamıştı.
-Annem nasıl biriydi?
-Onu seviyor muydun?
-Çok mu seviyordun?
Ve buna benzer bir sürü soru...“Baba annemle olan evinize gidelim mi bu akşam?”
Adam dikiz aynasından arkada oturan kızına baktı, “Orada mı kalmak istiyorsun?”
Kız önce başı ile onayladı onu, “Evet.”Yankı her oraya gidişinde darmadağın oluyordu ama kızını da kırmıyor, gidiyordu. O koyun adı ‘Annemin evi’ olmuştu Ada için. Orada kendini annesi ile daha yakın hissediyordu. Son zamanlarda onu daha sık sormaya, her şeyi daha fazla sorgulamaya başlamıştı. Annesinin varlığını ilk sorguladığında Yankı o kadar çaresiz kalmıştı ki, kızına verecek cevabı olmamıştı. Eylem o anlarda yardımına koşmuştu. O kız arkadaştan çok kardeşi gibiydi. Deli dolu, kabına sığmayan biri olsa da, yeri geldiğinde ondan bile olgun ve aklı başında oluyordu.
Özellikle Ada konusunda çaresiz ve cevapsız kaldığı zamanlarda. Ona bir annesinin olduğunu, ama şuan yanında olamayacağını anlatmış ve Yankı o gece saatlerce Eylem’in kucağında kızının ağlamasını dinlemişti. Kendisi de oturma odasında Yasemin’in fotoğrafına bakarken, gözlerinden akan yaşlara engel olamamıştı. Kızı artık annesini istiyordu.
“Artık evlen be oğlum.” Yankı sevinçle Eylem’e eşyalarını gösteren kızından bakışlarını çekmiş, yanında oturan Osman reise çevirmişti başını.
“Hayır,” dedi yine kesin bir tavırla.“Kızının bir anneye ihtiyacı var Yankı. Ömür boyu onunla bununla mı sevincini paylaşacak bu kız? Daha küçük, şimdi bir kadını kabullenebilir, ama biraz daha büyüyünce-”
“Osman reis hayır dedim! Ayrıca kızım bir tek Eylem’le paylaşıyor çoğu şeyini.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABALI - İLK GÖRÜŞTE AŞK SERİSİ I * FİNAL
RomanceYasemin kendi hayal dünyasında ve o pırıltılı hayatında mutluydu. Yankı ise reddettiği gerçek hayatının dışında, o küçük deniz kasabasında huzurluydu. Biri Güneydi biri Kuzey... Biri gündü biri gece... Birinin hayalleri toz pembeydi geleceği için; B...