•Ailemizi birlikte büyütelim!
Keyifli okumalar.
———-
Aras, ciğerlerini sessizce doldurup boşalttı. Tuvaline her an ekleyebileceği bir tebessüm kararsız bir şekilde dudaklarında titrerken meleği inceledi. Alev gibi tenine buz hissi veren rüzgarın tadını iliklerine kadar hissetmeye çalıştığı sırada yutkunup söze girdi. "İsminin anlamını o kadar iyi taşıyorsun ki..."
Erelim, hafifçe çattığı kaşlarıyla gözlerini gölgelendirerek sırıttı. İblisten dökülen kelimeleri saniyesinde kapıp süzgeçten geçirdiğinde, neredeyse çoğu kişinin farklı algıladığı isim ve görevini, doğru bir şekilde ondan duyduğuna şaşırsa da, bu durum fazlasıyla memnun etmişti kendisini. "İşe yaradığına sevindim, ihtiyacın olacak," diye yanıtladı.
"Sözlerimi istediğin gibi algılayabilirsin. Seni övmeyeceğim ama gerçekleri söylüyorum ki, sen kainatın saygı duyduğu önemli bir isimsin. Ben de bir Sekhmet İblisi'yim. Ve sen, benimle bir takım oluşturup yanımda duruyorsun. Bizzat bir cesaret vermeseydin, ben yine de ben bu söylediklerinle dünyayı ters çeviririm."
Erelim, dikkatle dinlediği sözler bittikten birkaç saniye sonra daha ona baktı. Ellerini beline yerleştirdiğinde başını eğerken, Aras'ın görüş açısına meleğim yarım yamalak gözüken gülüşü yerleşti. "İltifat olarak almam için, iltifata muhtaç olmam lazım iblis. Ve ben; Uriel için, senin yanındayım. Eğer yaşıyor olmasaydı da beni yanında görürdün evet. Ama çok daha farklı açılar olurdu. Bunu sen de iyi biliyorsun. Ve son olarak, kendini hâlâ daha Sekhmet olarak mı görüyorsun?"
Sözleri dikkatle dinlese de çehresine eklediği küçük bir tebessüm, kulağına ulaşan son sözle beraber yavaşça solup durgunlaştı. "Kendini hâlâ daha Sekhmet olarak mı görüyorsun?" Sözleri tekrar etti beyninde. Hiç bu açıdan düşünmemişti. O kadar çok alışmıştı ki bu ünvana, tamamen benimsenmiş ve onunla bir bütün oluşturmuş gibiydi. Fakat olaylara gerçek tarafıyla bakıldığında, bu kez uzak hissetti kendini. Artık intikam istemiyordu. Sadece yaşadığını bildiği, kendisine en yakın gördüğü kişinin yanında ve sağlıklı olmasını istiyordu. "Haklısın," derken dudak büzdü. "Ne olduğumu bilmiyorum. Sadece Sekhmet değilim artık. Bir intikam istemiyorum."
"Biliyorum," diye konuştu melek. Derin bir nefes aldıktan hemen sonra, bir süre gözlerini kapayıp başını gök perdeye kaldırdı. Esen rüzgar, saçları arasından geçip sonsuzluğa uçarken yutkundu. "İnsan formunda olmanın iyi olan yanı ne, biliyor musun?" şeklinde sorduktan sonra ona döndü. Aras, tüm dikkatini tazeleyip meleğe yeniden verdiğinde devam etti Erelim. "Hissedebiliyorsun. Her şeyi. Aydınlığı, karanlığı, hüznü, sevinci... Pişmanlığı. Çemberin her yüzünü görebiliyorsun. Olaylara genel açıdan bakabiliyorsun."
"Doğru." Küçük bir nefesi hızla bıraktı. Yüzeysel gözükse de onun için oldukça derin olan bu konu, onu dünyanın en üst noktasında gibi hissettiriyordu. Sakinliği iliklerine kadar hissederken, kaburgasından ciğerine doğru yol alan, anlam veremediği sızıyı, sakinliğin verdiği düzenli nefeslerle kontrol altında tutmaya çalıştı. "Ama bu form beni yormaya başladı."
"Dediğim gibi iblis. Çemberin her yüzünü görebiliyorsun. Aydınlık ve karanlık. Yin Yang."
Aras, duyduğu son kelimeden sonra zihnindeki hatıra dosyalarını geniş bir masaya döktü. Koca bir tablo gözlerinin önüne geldiğinde, yere bakan irisleri titredi. Boynundan başlayan karıncalanma, ayaklarına kadar inerken bal renklerinin görüş alanlarından çalıp daha çok düşündü. İlk zamanlar, her zamanki gibi alayla baktığı resim, bir zaman sonra terapisi olmuştu. Naime'den sakladığı durgun yanını, tabloya bakarken gün yüzüne çıkarıyordu. Her şeye rağmen ona mantıksız gelen bu değer, şu anda daha anlamlıydı. "Söylemeye çalıştığın bir şey var. Direk dökül melek. Beni yorma," yakınırcasına söylendiği sözlerin arkasında kendisine aradığı net bir cevap bekledi. İç dünyası aksine sesi oldukça canlı çıkarken, bir kez daha gizlemeye çalıştı kendini. Bir müddet hissetmediği sızı, kaburgalarına ince bir bıçak gibi saplanırken nefesini askıya alıp bedenini sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EBYAZ
FantasyYİN YANG SERİSİ | II Bir yok oluş. Bir yeniden doğuş. Yapılan hatalarla süregelen bir uyanış. "Hayatımı şekillendiren meleği bir vesvese çakmağında yaktım. Bana dünyamı geri vereni, gözümü kırpmadan öldürdüm. Emanetiydim, emanetini ateşe verdim. Um...