•Ailemizi birlikte büyütelim!
Keyifli okumalar.
———-
Karanlığın perde gibi çöktüğü yeryüzünde, sis her türlü olumsuzluğa rağmen bir bıçağın keskin tarafı gibi gölgeleri yardıktan sonra Aras'ın bedenine temas etti. İblis'in titreşen göz kapakları yavaşça aralandığında, uyuşan bedenini yavaşça haraket ettirirken, aydınlığın çoktan silinmiş olmasıyla bir şok dalgasının kurbanı oldu. Yaslandığını duvardan sakince çekti sırtını. Yeşil çimlerden kaldırdığı bacaklarını haraketlendirip bir dizinin üzerine verdi ağırlığını. Sıkıca yumup açtığı gözlerini etrafta iyice gezdirdikten hemen sonra ayağa kalktı. Uyuşan bedeni, beynindeki sinemada bugünkü yaşananlar tekrar ettiğinde hemen harakete geçmiş, bir elini duvara hızla kondurmuştu. Vücudundaki tüm reaksiyonların kesilişiyle birlikte daha da iyi yoğunlaştı. Neyse ki korktuğu olmamıştı. Açelya hâlâ daha evdeydi ve gayet de iyiydi. Her şeyden habersiz bir şekilde, sakin enerjisinin verdiği hisle, büyük ihtimalle de uyuyordu.
Elini yavaşça çekerken, insani formu kıyafet edindikten hemen sonra derin bir nefesi tüm hücrelerinde hissetmek ister gibi içine çekti. Aralık dudaklarından sakince çıkan nefesle, vücudunda kol gezinen şaşkınlık dalgasını def etti. "Neden bu kadar çok uyudum?" diye düşündü. "Bunca zaman nasıl geçti?" şeklinde bir takviye yaparken, bedenini evin önüne geçmesi için yan bölmeye kadar taşıdı.
Nedenini anlayamadığı derin uykusuna inat, sabahın erken saatleriyle birlikte yeni bir doğuş için çekilmiş güneşin en taze ışınlarını hissedene kadar, gözünü bile kırpmadan evi izledi. Sonunda, sabahın haraketliliği başlamış, saat ilerlediğinde yaşanan tempo, Aras'ı da hareketlendirmişti. Fazla bir zaman dilimi geçmemişti ki, Açelya araladığı ev kapısından kendisini belli etti. Aras, ayazla birlikte evini terk eden adamın bahçesine çekilirken, hissedilmeyecek ve görülmeyecek konuma getirdi varlığını. Genç kız, tüm günlerin aksine gayet kararlı bir şekilde evini güven altına aldıktan hemen sonra yola attı kendini. Öyle ki, kısacık kestiği saçlarına bile, diğer günlerden daha iyi bakım yapmıştı. Yolda ilerleyip sapağa vardığında yürüyüş zahmetine girmek bile istemeyerek, belirli zaman aralıklarında gelen toplu taşıma aracını bekledi. Çantasından çıkardığı kulaklığının tekini, yuvaya yerleştirirken birkaç şey karıştırdı cihazında.
Aras, tüm olan biteni hem dikkatle hem de büyük bir zevkle izliyordu. Her ne kadar, fakültede başlayacak maraton her iki tarafın da canı sıkılacak dahi olsa, sonuç odaklı düşünüyordu. Tüm her şeyi, Uriel'i kurtarmak ve hemen ardından bir grup olarak bu soğuk savaşın içinden başarıyla sıyrılmayı hedefliyordu. Dünya alemini seviyordu ve sahip olduğu bu krallığa, başka varlıkların koltuklarını kondurmaya hiç niyeti yoktu. Fakülteye varıldığında, Açelya en yakın durakta inmiş ve yere devirdiği başıyla beraber hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştı. Onunla birlikte Aras da ilerledi. O, araca bindikten hemen sonra kendi formuna bir kez daha dönüp onunla beraber yerleşmişti koltuklara. Fakat, genç kızın yanı boş da olsa ve kendisini göremediğini bilmesine rağmen, ayakta ve ondan uzak bir noktada beklemeyi tercih etmişti. Eğer onu görebilseydi, nerede olduklarını hiç umursamadan inerdi. Fazlasıyla rahatsız olurdu ve darlanırdı. Hiç değilse, maraton başlamadan önce biraz daha huzurlu zamanının olmasını temenni etti. Ne kadar geç üzülürse, o kadar iyiydi. Yine de yaşanacak o an, her adım başı daha da yaklaşıyordu. İblis derslere girmek ve hocalarla birlikte etrafı gözlemlemek zorundaydı. Genç kız her ne kadar olaylardan bi haber olacak olsa da bunu, onun güvenliği için yapmak zorundaydı.
Merdivenlere ilerledikleri sırada hemen karşıdan gelen Selin, Açelya'nın gerilip sinirlenmesine zemin hazırladı. Aras, birkaç adım önünden giden Çırak'ının durmasıyla hızla durdu. Neredeyse ona çarpacak olan bedenini sağ tarafa atarken, gördüğü yüzü inceledi. Genç kızın durgun bakışları, Selin'inkilerle karşılaştığında adeta alayla parladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EBYAZ
FantasyYİN YANG SERİSİ | II Bir yok oluş. Bir yeniden doğuş. Yapılan hatalarla süregelen bir uyanış. "Hayatımı şekillendiren meleği bir vesvese çakmağında yaktım. Bana dünyamı geri vereni, gözümü kırpmadan öldürdüm. Emanetiydim, emanetini ateşe verdim. Um...