6.BÖLÜM: "LAVİNİA'YA TUTKUN DELİ GÜL SARMAŞIĞI."

846 125 99
                                    

26.04.2002

Sevmek en büyük duygudur derlerdi, sevmek aslında en büyük yenilgidir.

İnsan, hayatı boyunca birine yenilmek için yaşıyormuş meğer. Lavinia'm, ben sana yenilmek için mi onca şeyin önünde kaya gibi sert durmuşum. Ben sende kaybolmak için sana meftun olmuşum. Bunu düşününce fark etmiştim. Ben, hiçbir şeyin bu kadar peşinde koşmamıştım. Kampüste her zamanki gibi yolunu gözlüyordum. Ne zaman gelecek, kalbimde bir bahar esintisi estirecektin?

Merak, kabuğundan sıyrılan bir yemiş gibi duygularımdan sıyrılıp zihnime yerleştiği sırada senin bana doğru geldiğini gördüm. Tamam, teknik olarak yolunun üstündeydim lakin çocuk gibi bana geldiğini hayal etmekten geri kalamıyordum.

Güzel çiçeğim, sevmek tomurcuğunda bir çiçek hissiyatı yaratıyordu bende. Büyüdükçe güzelleşecekti sevgim ve yapraklarım sen sevdikçe açılacaktı.

Beni geç de olsa fark ettiğinde kucağındaki kitapları göğsünün üstüne bastırmıştın. Yoksa, Allah'ım yoksa seninde gönlün benim gönlüm gibi mi bedenini sallıyor ve seni kendinden geçiriyordu? Bana birkaç adım daha attın, artık çok yaklaşmıştın. Bana geldiğini düşünürken, sen hızla arkanı dönerek benden kaçmaya başladın.

Bir an bu hareketine orta yerde gülmek istemiştim.

O kadar utangaçtın ki Lavinia'm, beni gördüğün an da yutkunmalarını ve üstüne bir kaban gibi sarılan o çekingenliği görmemek olanaksızdı.

Seni bu kadar kolay bir şekilde bırakamazdım. Takip edecektim. Hızla sana yetişmek için okuldan çıkarken kan ter içinde kalmıştım. "Hey!" Sen sokağın başındaydın, bense ortasında kalmıştım. Sana yetişememekten o kadar çok korkmuştum ki belki sesimle durmanı sağlar ve o şekilde sana yetişebilirdim. Çiçeğim, bu koşuşturmayı bile çekmek istesemde sonunda sana yetişemeyeceğim ihtimali kalbimi zorluyordu.

Sesim bir bıçaktı ve sanki senin sırtına saplanmıştı. O etkiyle kalakaldın oracıkta. "Bekle!" Bunu dememe gerek kalmasa bile içimdeki o inanç senin beni bekleyeceğini söylüyordu.

Bazen kalbine güvenmek gerekiyordu. Kaldı ki kalbine yansıyan sözcükler kalbinde taht kursun.

Yanına nefes nefese kalarak varmış olsam da sonunda varmanın sevincini anlatamam. Sana varmanın mutluluğu hep benimle kalsın. Bu nefes nefese kalmışlığımı şaşkın gözlerle seyretsende, sendeki duygularımı az çok bildiğinden bir anlam yarattığının farkındayım.

"Keşke kendini bu kadar zorlamasaydın."

"Senin için değer." Diyebildim, zar zor nefes arasında.

Kızaran suratına parmaklarımı sarmak o kadar çok istiyordum ki sonunda engel olmadım kendime. Tatlı yanaklarını işaret parmağımla tüy kadar hafif bir şekilde okşadım. O kadar narin ve saftın ki, sana dokunmak insanda ağlama hissi yaratıyordu.

En mutlu olduğum zamanlarda ağlamak istedim ben Lavinia'm. Esasen mutluluğumu baltalamak içinde değil, mutluluğumun ölene kadar süremeyeceğini bildiğimden. Ben senin tenindeki gün ışığını kendi ışığım yapmışken, karanlığa sürüklenmekten korktuğum için ağlamak istiyordum.

Emin olduğum başka bir şeyde senin kucağında, sana sarılırken ve sana aitken ağlamanın bile dünyanın en güzel hadiselerinden olacağıydı. Öyle ya, ağlamak seninle bile güzel bir eylemdi.

Birkaç dakika durduk öyle. Senin elinde tarih kitapların, benim kalbimde senin yanında olduğumu belirten o sızı... Dalıp durmuşum o an sende. Ta ki, yolun ortasında durduğumuzu bize korna ile anlatan şoförü irkilerek hissedene kadar sürdü bu sessizliğimiz. Doğrusu, seninde bana bakıp dalman çok hoşuma gitmişti.

LAVİNİA'DA SOLAN BİR GÜL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin