---6---

818 103 31
                                    

Selamlar!
Okuyun bakalım...

***
Gözlerimi açarken yeni bir sabaha, yine mutlu uyanamamıştım. Bugün okulun son günüydü. Artık uzun bir yaz tatili bekliyordu beni. Yorgundum. Mutsuzdum. Sebebi yoktu. Günlük rutin işlerimi yapıp üzerime beyaz bir tişört ve siyah pantolon giydim. Başıma da siyah bir bandana bağladım. Aynanın karşısına geçip hafiften uzamış saçlarımı düzelttim. Bugün yıl sonu müzik şöleni vardı. Şiirler okunacak ve şarkılar söylenecekti. Heyecanlıydım. Okula geldiğimde dışarıdaki hazırlıkların tamamlandığını gördüm. Okul bahçesi geniş olduğu için burada yapacaktık. Öğrencilerin çoğu geldi ve karneler dağıtıldı. Kürsüde sunucu iki kız vardı. Biri Nisan, diğeri de Mine'ydi. Nisan, uzun boylu, dalgalı kısa koyu kahverengi saçlı şirin bir kızdı. Emine, ciddi duruşlu siyah uzun saçlı ve kahverengi gözlüydü. Şarkılar eşliğinde programı sunmaya başladılar. Sahneye Gökçe çıktı şiir okumak için. Gözlerimiz buluştuğunda göz kırptım ona. Ciddi yüzü bir anda neşeyle doluverdi. Gülümseyerek bakıyordu bana. Ben de gülümsedim. Sonra şiiri okumaya başladı ve huzurla onu dinledim.

"Ağlasam sesimi duyar mısınız, 
Mısralarımda; 
Dokunabilir misiniz, 
Gözyaşlarıma, ellerinizle? 

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, 
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu 
Bu derde düşmeden önce. 

Bir yer var, biliyorum; 
Her şeyi söylemek mümkün; 
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; 
Anlatamıyorum..."

Son kelimeyi söylerken gözlerimin içine bakıyordu. Gülümsedim.  Sonra yavaş yavaş indi sahneden. Sıra bize gelmişti. Akustik gitarla yavaş şeyler çaldık. Daha sonra da elektro ve bas gitarla coştuk. Herkes mutlu görünüyordu. Gözlerim Gökçe 'yi arıyordu. Okulun kapısının önünde çıkmak için hazırlanıyordu. Önce gözleri doldu. Mine'ye sarıldı sıkıca. Sonra Nisan'a.  En son da İkbal'e sarıldı ve el salladı diğerlerine  Gidiyordu. Arkasından uzun uzun baktım ona. Oysa çıkıp gitti arkasına bile bakmadan. Gökçe yurtta kalıyordu. Evi buraya uzaktı. Şimdiyse o uzaklara geri dönüyordu. Arkadaşım Ali'nin omzuma değmesiyle irkildim. Kıvırcık saçlı ve yeşil gözlüydü. Gülümsüyordu.

"İyi misin sen? Nerelere daldın?"

"Daha sonra konuşalım mı?" Dedim sahneden inerken.

"Peki Yağız Bey görüşeceğiz sizinle." Dedi bu halime gülerken. Sahneden inerken çalan şarkıyla gülümsedim. En sevdiğim şarkıydı bu.

"Gökyüzüm sen, ayı düşür o gülüşün.
Tek sözüm gel kalbimde büyüsün,
Yaş gözümde saçlarında düğümüm.
Gelmedikçe, yıldızlar dökülür..."

Şarkının seslerini duyarken ben de çıktım okuldan. Gidiyordu. Görüyordum. Ama hiç bir şey diyemiyordum...

***
Evetttt yeni bölüm geldi canlar♥️

Umarım beğenirsiniz ♥️
Kitabımın isminin neden Gökyüzüm Sen olduğunu anlamışsınızdır umarım. Ama daha çok şey olacak...

Hep mutlu olun🖤

Gökyüzüm SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin