---19---

506 58 15
                                    

:)

***

Sabah saatin beşinde uyandım. Güneş daha doğmamıştı. Gündoğumunu izlemek için kayalıklara gitmeye karar verdim. Hızla üzerimi giyinip çıktım evden. Üzerime beyaz tişört ve siyah pantolon giymiştim. Ayağımda beyaz spor ayakkabılar vardı. Ve başımda da ters taktığım siyah şapkam.

Kayalıklara geldiğimde buranın fazlasıyla serin olduğunu farkettim ve tüm vücudum titremeye başladı. Sonra omzuma bir hırka konulduğunu farkettim ve o yöne döndüm. Bu Ömer'di.

"Üşüme koçum." Dedi yanıma otururken. Gülümsedim. Ömer benden küçük olmasına rağmen gayet olgun davranıyordu.

"Eyvallah." Dedim ona gülümseyerek.

"Ne derdin var da sabah sabah buraya geldin bakalım?" Dedi göz kırparak. Hafiften güldüm.

"Ömer, ben sevdiğim insanları kaybeymekten çok korkarım." Dedim ve devam ettim. "Ve herkesi tek tek kaybediyorum. Galiba Gökçe'yi de."

Hüzünle baktı bana. Ama sonra o güzel cümleyi kurdu.

"Gökçe kimseyi yarı yolda koymaz." Gülümsedi. Gülümsedim. Gökçe ikimizin de çok değer verdiği biriydi. Güneş doğmadan hemen önce bir kızıllık çöktü etrafa. Dakikalar sonra güneş doğdu. Hava ısındı ve Ömer gitti. Ben hâlâ oradaydım. İçimden bir ses "gitme" diyordu "burada kal."

Başımı ellerimin arasına aldım. Sonra Gökçe geldi yanıma. Oturdu. Onun olduğunu biliyordum. Ama başımı kaldırıp bakmıyordum. 

"Günaydın." Dedi gülümseyerek.

"Günaydın." Dedim yüzümü ona çevirirken.

"Sabah sabah ne işin var burada?"

"Gündoğumunu izlemek için geldim."

"Keşke ben de görebilseydim."

"Bir dahakine mesaj atarım gelirken." Gülümsedi. Ve yine gamzesi göründü sol yanağında. Elinde bir kağıt torba vardı. Açtı ve bir simit çıkardı içinden. Yarıya böldü ve bana uzattı.

"Ye hadi. Açsındır." Gülümseyerek aldım elindeki simidi. Susam kokan gevrek bir simit, daha ne istersin ki? Yanında en sevdiğin insan. Gülümseyerek bakıyor. Birlikte simitleri yedik ve sohbet ettik.

"Sesin çok güzel Gökçe." Deyiverdim bir anda. O da bir an kalakaldı. Güldü ve cevap verdi.

"Çok teşekkür ederim." Dedi utanarak. Yanakları kızarmıştı. Hemen önüne döndü ve simitinden bir ısırık aldı. Ben de gülümseyerek onu izledim. Galiba onu sonsuza kadar izleyebilirdim.

***
Havada aşk kokusu var...

Arkadaşlar, nasılsınız?

Biliyorum geç yayınladım, bunun için özür dilerim.
Ama içimden gelmiyor bazen. Size içten şeyler yazmayı seviyorum ve bekliyorum güzel şeyler bulabileyim diye...

Sizleri seviyorum ♥️

Gökyüzüm SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin