---18---

568 62 12
                                    

Selamlar:)

Keyifli okumalar...

***
(Yağız'ın ağzından)

Gülümseyerek kayalıklarda yürüyordum. Gökçe daha gelmemişti. Ne yapacağız, ne konuşacağız bilmiyordum. Ama onunla konuşmak iyi geliyordu bana. Dün bana okulda onu seven biri olup olmadığını sordu. Büyük ihtimalle yazdığım yazıyı buldu. Ve o kişiyi merak ediyor. Ama o kişi benim diyemem. Çünkü cesaretim yok.

"Selam!" Gökçe 'nin sesi ile irkildim.

"Selam!" Dedim ve gülümsedim.

"Nasılsın?"

"İyiyim. Sen?"

"Ben de iyiyim."

"İyi olmana sevindim." Dedikten sonra gülümseyerek birbirinize
baktık. Sonra Gökçe'nin telefonu çaldı. Arayan İkbal'di. Meşgule aldı.

"Açsaydın." Dedim. Gülümsedi.

"Açsaydım iki saat konuşurduk onunla." Dedi. Bende gülümsedim.

"Kız dedikodusu diyorsun." Kıkırdadı ve sağ yanağındaki gamze göründü. Diğer yanağında da gamzesi vardı ama o kadar belli değildi.

"Dedikodu demeyelim ama uzun sohbetler ediyoruz." Gözleri elaydı. Ve çok güzeldi.

"Yağız?"

"Efendim?" Dedim ona bakarak. Dün sorduğum şeyi hatırlıyorsun değil mi?" Hatırlamaz olaydım.

"Hatırlıyorum." Dedim.

"Peki, cevabın var mı?"

"Hayır." Dedim. Konuyu biliyordum. Ama bilmemiş gibi yapmalıydım.

"Neden bunu soruyorsun?" Dedim. Önce gözümün içine baktı. Sonra konuşmaya başladı.

"Sana güveniyorum ve anlatacağım olanları." Dedi. Ona baktım ve güven verici bir gülümseme gönderdi bana. "Ben defterimde bir not buldum. Ve o yüzden soruyorum sana bunları."

"Notta ne yazıyordu? Özel değilse tabi." Abi bu rolle oyuncu olurum ben.

" 'Seni seviyorum. Hep umutlu ol.' yazıyordu." Dedi.

"Hmm." Dedim.

"Ama kimse eğer onu bulacağım. Sen de bana yardım edeceksin." Dedi. Şaşkınca baktım ona.

"Tabi istersen." Dedi.

"Tabi yardım ederim." Dedim. Ne dedim ben? Şimdi tam bir aptaldım.

"Teşekkürler." Dedi ve sarıldı. Gerçek miydi bu yaptığı? Üzülmüştüm ama bir yandan da sarılması iyi gelmişti. Ve en azından yanında olacaktım. Kollarımızı ayırdığımızda ona bakıp gülümsedim. Daha sonra benim telefonum çalmaya başladı. Baktığımda annemin aradığını gördüm. Ve sessize aldım. Gökçe dudaklarını birbirine bastırıp başını yana eğdi. Böyle çok sevimli görünüyordu. Vakit geçmişti ve onu evine bıraktım. Sonra da ben anneannemlere geçtim. Bana özel bir oda hazırlamışlardı. Odamın tavanı camdı. Yatağıma uzandım ve sevdiğim bir şarkıyı açtım.

"Seni öpmeden ölürsem şehrimin
Yağmurları adına kazınır, yine
Sana yazarım.
Seni öpmeden gidersem
Tutmaz ayaklarım,
Seni bulmalıyım kalbine
Dokunmalıyım.

Beni sev, beni gör, beni duy ve sarıl.
Kokunu benle sanıp bağrıma basarım.
Kendime darılır kendime kızarım.
Odamdan solmaya başladın."

Onu bulmalı ve kalbine dokunmalıydım.

"Seni öpmeden gülersem,
Topluma kanser yayılır.
Dudaklarından soluklanayım.
Seni öpmeden uyursam
Rüyalarım yarım kalır.
Bunu yapmamalısın,
Kabusum olmamalıydın.

Beni sev, beni gör, beni duy ve sarıl.
Kokunu benle sanıp bağrıma basarım.
Kendime darılır, kendime kızarım.
Odamdan solmaya başladın."

Şarkının sözleri o kadar anlamlıydı ki sevmemek elde değildi. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken şarkıya eşlik etmeye başladım.

"Beni sev, beni gör, beni duy ve sarıl.
Kokunu benle sanıp bağrıma basarım.
Kendime darılır, kendime kızarım.
Odamdan solmaya başladın."

***

Bu bölüm çok güzel oldu ama...

Ben yazarken çok hissederek yazdım. Umarım beğenirsiniz.

Sizi seviyorum...

Hep mutlu olun^^

Gökyüzüm SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin