---40---

688 40 24
                                    

(Yağız'ın ağzından)

Aşağıya baktım uzunca, sevdiğim kıza. Ağlıyor, çaresizce etrafına bakıyordu. Yukarıdaki beni göremiyordu. Sadece telefonda söylediklerimi dinleyip çığlık atıyordu. Anlayacaktım, bundan emindim. Keşke onun kardeşinin ölümünde ailemin suçu olduğunu öğrenmeseydim. Kazanın olacağını bilir gibi annemler mektup bırakmıştı. Mektupta her şeyin bir kaza olduğundan bahsetmişlerdi ama... Gerçekleri tam olarak bilmiyordum işte. Korkuyordum. Onun bunu kaldırıp kaldıramayacağından korkuyordum.

"Hep uçmak istedim, gökyüzünde süzülmek. Şimdi uçacağım. Yukarıya bak." Dedim sakince. Baktı bana telefonu kapattım. Çığlık atıyordu, bağırıyordu. Ne dediği pek anlaşılmıyordu. Baktı bana, derince çığlık atarken hissettim biliyor musunuz. Ailemin bu yaptığından daha derin bir şey hissettim. Ailem onun kardeşini öldürmüştü ama benim de onlardan daha acımasızca yaptığım bir şey vardı. Bende Gökçe'yi öldürüyordum. Aptallık ediyordum. Bencilliğin en büyüğünü yapıyordum. Gözlerimi kapatıp açtım. Önce gökyüzüne, sonra yerdeki gökyüzüme baktım. İnsanlar başına toplanmıştı. Bayılmıştı gökyüzüm. Hızla aşağıya yöneldim, merdivenleri indim tek tek. Kapıları açtım. Çıktım dışarıya, ona doğru koştum. Nefes nefeseydim. İnsanların arasından ilerledim.

"Dağılın!" Diye bağırdım. Herkes bana baktı. "Lütfen dağılın!" Herkes yavaş yavaş dağılırken ona yaklaştım. Başını dizlerime yatırdım. Saçlarını çektim yüzünden. Biri kolanya uzattı. Elime alıp koklattım ona. Yanaklarına sürdüm hafifçe. Alnına bir öpücük kondurup alnına da sürdüm kolanyadan. Uyanıyor gibiydi. Gözlerini araladı hafifçe. Bana baktı halsizce.

"Çok korktum gökyüzüm." Dedi.

"Özür dilerim prensesim." Dedim. Yavaşça kaldırdı başını. İnsanların bir kısmı bize bakıyordu. İkimizde yerde otururken sarıldık birbirimize. Başını göğsüme yasladım. Gülümsedi, gülümsedim. Bütün şehir gülümsedi, güneş bile, bulutlar bile...

Kollarımın arasında dünyayı hissettim ben o gün. Benim dünyamı. Dünyam için bütün dünyayı yakardım bunu anladım. Gülüşünün verdiği huzuru gördüm gözlerimle. Huzurumu buldum.

Ve insan elindekilerle mutlu olmalıymış bunu öğrendim. Yanımda kalbi pırıl pırıl prensesim oldukça asla yalnız olmayacağımı öğrendim. Masallardaki gibi bir mutlu son olmadı ama onunla her türlü mutlu bir sonsuzluğa yakındım ben.

Yurda dönerken yine o şarkıyı dinledik birlikte, sokakta bağıra çağıra şarkı söyledik.

"Gökyüzüm sen, ayı düşürür o gülüşün..."

***

Bir hikaye daha bitti..ya da biz öyle sanıyoruz.

Mutsuz bir sonu olacaktı bu hikayeninde. Olmadı yapamadım, aklımdaki mutluluğu hak eden karakterlere mutsuzluğu yakıştıramadım.
Kalbi güzel bir prenses bugün kızdı bana; neden hikâyelerin hep mutsuz sonla bitiyor diye. Neden aklındaki karakterler yaşamak isterken sen onları öldürüyorsun diye. Haklı olduğunu anladım ve bu hikayeme bölüm yazmaya başladım.
Ona çok minnettarım, bu bölümü ona ithaf ediyorum.

Sen, kim olursan ol. Bu dediklerimi dikkatlice dinle. Umarım hayatın, onların mutlu sonsuzluğu gibi olur. Umarım yanındakilerin değerini bilirsin. Ve mutlu olmayı öğrenirsin...

Yanımda olan herkese çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız. Özellikle de değerlilerim, her ne olursa olsun sizi hep çok seveceğim. Sizden gitmeye niyetim yok. Güneş hep sizinle.

Başka hikayelerde görüşmek üzere, hoş kalın.
Unutma, kim olursan ol. Seni seviyorum'♡

Gökyüzüm SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin