---21---

486 64 25
                                    

Beynim çok dolu dostlarım...

Okul açılacak ve bazı değişiklikler olacak hayatımda...

Bu yüzden yorgunum aslında. Ama yine de bölüm yazıp sizinle konuşmak istiyorum. Bölüm sonunda görüşmek dileğiyle 💕

***

Yıldızlar düşüyor yüreğime sanki, yağmurlar yağıyor. Islanıyor kalbim. Yorgunum. Ama mutluyum da. Hiç olmadığım kadar mutluyum. Günlerdir Gökçe'yle sürekli vakit geçiriyoruz. Defterinde yazan yazıyı kimin yazdığını okul açılınca araştırmaya karar verdi. Ona açıklamak istiyorum ama içimdeki ses bana engel oluyor. Okulların açılmasına son bir hafta kaldı. Bu yüzden de korkuyorum.

Elimdeki suyu mutfak tezgahına bırakıp içeriye yöneldim. Anneannem televizyon izleyordu.

"Anneanne birazdan gelecek." Dedim ona bakarken.

"Gelsin oğlum." Dedi neşeyle.

"Her şey hazır değil mi?" Dedim telaşla.

"Bunu bugün on kere sordun. Evet, her şey hazır."

"Tamam." Dedim kapının önünde heyecanla beklerken. Kapı zili çaldı. Derin bir nefes aldım ve kapıyı açtım. Gülümseyerek kapının önünde duran Gökçe'ye baktım. Dizlerine kadar gelen kırmızı bir elbise giymişti. Saçı omuzlarına geliyordu. Ela gözleri kırmızı elbiseyle bir ahenk yakalamıştı.

"Hoşgeldin." Dedim o içeriye geçerken. Kapıyı kapattım ve ben de içeriye yöneldim. Anneannem ile kucaklaşıp sohbet ettiler. Ben de mutfakta masayı hazırlamakla meşguldüm. Hemen hazırladım ve içeriye geçtim.

"Masa hazır!" Dedim gülümseyerek. Gökçe bana baktı ve ayağa kalktı. Hep birlikte mutfağa geçtik.

"Bunları siz mi hazırladınız?" Diye sordu Gökçe annenneme.

"Evet. Yağız da yardım etti." Dedi bana göz kırparak. Gökçe bana baktı sevinçle. Masaya oturduk ve yemeye başladık. Yemek bittikten sonra çay içtik birlikte. Sonra anneannem yorgun olduğunu söyledi ve odasına çekildi. Biz de Gökçe ile benim odama geçtik. Gökçe odama girdiği anda gözleri parladı.

"Yağız burası çok güzel." Dedi odamı incelerken. "

"Öyledir." Dedim. Tavanına baktı sonra.

"Yağız, yıldızları izleyerek uyumak eminim çok güzeldir." Dedi heyecanla. Onun bu hayran bakışlarına gülümsedim.

"Çatıya çıkalım mı?" Dedi gülümseyerek.

"Peki." Dedi gülümseyerek. "Ama benim ceketlerimden birini al. Bugün hava serin." Dedim yatağın üzerindeki ceketimi ona uzatırken. Ceketimi giydi ve odadan çıktık. Birlikte merdivenlere yöneldik ve çıktık çatıya. Hava tamamen kararmamıştı. Bu yüzden hoş bir rengi vardı havanın. Çatı yüksek ve hafif eğimliydi, o yüzden yavaş adımlarla ilerliyorduk. Bir anda Gökçe dengesini kaybetti ve ayağı kaydı. Elini tuttum refleks olarak. O da güvenle bana bakıp elimi sıkıca kavradı. Birlikte bir yere oturduğumuzda ellerimiz hâlâ birlikteydi. Çekmek istemiyordum. O da hiç bir şey yapmıyordu.

"Gökyüzü çok güzel değil mi?" Dedi gözlerini gökyüzünden ayırmadan.

"Evet çok güzel. Senin gibi." Dedim. Yüzüme baktı gülümseyerek.

"Teşekkür ederim." Dedi yanakları kızarırken. Sonra başını omzuma yasladı. Bende başının üzerine başımı koydum.

"Yağız."

"Hm?" Dedim hiç kıpırdamadan.

"İyiki varsın."

"Sende." Dedim hafif tebessümle.

"Seni seviyorum." Dedi sessizce.

"Bende seni." Dedim sessizce. Sonra birlikte mırıldandık sessizce.

"Gökyüzüm sen, ayı düşür o gülüşün.
Tek sözüm gel, kalbimde büyüsün. Yaş gözümde, saçlarında düğümüm, gelmedikçe yıldızlar dökülür..."

***

Selam benim tatlı okurlarım!

Nasılsınız?

Bölümü nasıl buldunuz?

Biraz dertleşmek istedim sizinle...
Hayat güzel ve her şey yolunda ama okul açılınca yapacağım değişiklik galiba beni yoracak. Yani üç ay evde, sadece odamda takılırken bir anda başka bir ortama girecek olmak garip hissetmeme neden oluyor. Umarım anlatabilmişimdir.

Saf olmak çok kötü bu hayatta. İnsanlar sizi sadece çıkarları için kullanır. Ve bu sizin canınızı sıkar. Ama hiçbir şey diyemezsiniz.
Lanet olsun hep saf oldum bu hayatta. Ama artık bu da değişecek. Ben sizinle güç buluyorum.

Hiç bir çıkarınız olmadan seviyorsunuz beni. Ve bu beni mutlu eden en büyük etken.

Hep yanımda kalın, olur mu?

🖤🖤🖤

Hep umutlu olun...

Gökyüzüm SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin