---35---

404 44 17
                                    

Merhaba canlarım❤️

Keyifli okumalar ✨

***

Güneş ışıkları vuruyor penceremden. Hafif bir yel esiyor. Üşüyorum ve battaniyeyi biraz daha çekiyorum kendime. Sonra gözlerimi kırpıştırıyorum ve boş odama bakıyorum. Sonra tekrar kapatıyorum gözlerimi. Biraz daha uyumak istiyorum.

Gözlerimi araladım ve yavaşça kalktım yatağımdan. Banyoda yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim. Annem kahvaltı hazırlıyordu bana. Babam erkenden işe gittiği için annem erkenden onunla birlikte kahvaltı yapıyordu. Masaya oturdum ve annem gülümsedi.

"Günaydın." Dedi.

"Günaydın." Dedim gülümseyerek.

"Okul nasıl gidiyor bakalım?"

"Valla güzel gidiyor ama Edebiyat öğretmenime ısınamadım pek."

"Neden ki?"

"Bilmiyorum anne. Sanki kendinden nefret ediyor. Ama bu nefreti öğrencilerinden çıkarıyor gibi." Dedim. Annem çayı önüme koydu. Bana baktı.

"Peki diğer dersler nasıl?" Dedi.

"İyi annecim. Çok iyi şimdilik." Dedim gülümseyerek.

"İyi bakalım. Ben annemin yanına gidiyorum. Sende gel kahvaltıdan sonra." Başımı salladım "tamam" anlamında. Anneannemlere gidiyordu. Telefonumu getirip bir müzik açtım.

Hatrını geçtim ayılmak için içtim acı kahveyi
O alçaklar gibi alçak olamadığım için affet beni
Paraşüt açılmadı ağzımı burnumu kırdı düşüşlerim
Ciğerlerim oksijen almayı bırakana kadar avareyim.

Derin bir iç çektim ve kahvaltımı yapmaya başladım. Kahvaltımı yaptıktan sonra üzerimi giyinip dışarı çıktım. Telefonum çalıyordu. Ekrana bakıp gülümsedim.

Gökyüzüm arıyor...

Hızla açtım telefonu. Bir nefes aldı önce. Gülümsedim.

"Günaydın güzelim." Dedi uykulu bir ses ile.

"Günaydın sevgilim." Dedim onun aksine neşeli bir şekilde.

"Nasılsın?" Dedi.

"İyiyim. Sen?" Dedim.

"Seni özledim." Dedi. Gülümsedim.

"Bende seni çok özledim."

"Gel artık." Dedi.

"İki gün dayan." Dedim gülerek.

"Tamam güzelim." Dedi esneyerek.

"Ömer dün gece bize geldi." Dedim.

"Vay be. Ne güzel. Nasılmış kardeşim?"

"İyiymiş iyiymiş." Dedim.

"Şimdi neredesin sen?"

"Şey Ömer'in yanına gidiyorum. Sonra da anneannemlere gideceğim." Dedim.

"Tamam güzelim. Beni arada ara ama."

"Tamam canım. Ararım." Dedim.

"Buraya gelene kadar kendine iyi bak. Buraya geldiğinde ben sana iyi bakarım." Dedi. Gülümsedim.

"Seni çok seviyorum. Sende kendine iyi bak."

"Ben de seni çok seviyorum. Kalbim seninle." Dedi ve  kapattı telefonu. Gülümsedim. Telefonu cebime attım. Yürürken karşıdan gelen kuzenim Zeynep'i gördüm. Koşarak geliyordu. Yanıma gelince sımsıkı kucakladı beni. Bende ona sarıldım. Onu çok özlemiştim.

"Nasılsın?" Dedi.

"İyiyim. Nereye gidiyordun?" Dedim.

"Yanına geliyordum." Dedi.

"Sen nereye gidiyorsun?"

"Arkadaşımın yanına." Dedim gülümseyerek. "Sen de gelsene."

"Bilmem ki." Dedi.

"Sende gel hadi." Dedim.

"Peki." Dedi ve birlikte kayalıklara doğru yürümeye başladık. Ömer kayalıklarda beni bekliyordu. Bundan emindim. Kayalıklara geldiğimizde onu orada görünce gülümsedim ve yanına yanaştım. Bana baktı ve ayağa kalktı. Hızla bir kez daha kucakladı beni. Sıkıca sarıldım ona. Zeynep'e baktı.

"Zeynep kuzenim." Dedim. Sonra Zeynep'e döndüm. "Ömer de dostum."

"Memnun oldum." Dedi gülümseyerek.

"Bende." Dedi Ömer gülümseyerek. Birlikte kayalıklara oturduk. Sağımda Zeynep, solumda Ömer vardı. Bana bakıyordu ikiside. Bende sırıtarak karşımdaki dağlara bakıyordum.

"Ne sırıtıyorsun?" Dedi Ömer merakla.

"Şey." Dedim. İkisi de bana bakarken utanmıştım. "Size söylemem gereken bir şey var."

"Ne?" Dedi Zeynep.

"Aynen, ne?" Dedi Ömer Zeynep'i onaylayarak.

"Ben ve Yağız." Dedim ve biraz bekledim.

"Ee?" Dedi Ömer.

"Sevgiliyiz." Dedim gülerek.

"Ya çok sevindim." Dedi Ömer gülümserken.

"Yağız kim?" Dedi Zeynep. Ona gülmeye başladık birlikte.

"Sevgilim olur kendisi." Dedim Zeynep'e bakarak. Güldü.

"Vay be prenses. Çok sevindim senin adına." Dedi Ömer hâlâ gülümserken.

"Bende çok mutluyum Ömer." Dedim. Zeynep hâlâ şaşkın şaşkın bize bakıyordu.

"Çok sevindim." Dedi sonunda.

"Teşekkür ederim canım." Dedim. Sonra tekrar daldım manzaraya. Ömer'in sesi bozdu sessizliği.

"Sonunda açıldı demek." Dedi Ömer bir anda.

"Nasıl yani?" Dedim. "Sen biliyor muydun?"

"Evet biliyordum." Dedi.

"Of Ömer, neden söylemedin?" Dedim ona kızarak.

"Çünkü kendine bile itiraf edemiyordu. Bunu nasıl sana söyleyebilirdim?" Dedi. Haklıydı.

"Tamam, haklısın." Dedi utanarak.

"Utanma. Sen çok güçlüsün. Senin de onu ne kadar çok sevdiğini biliyordum." Dedi. Ona baktım ve hüzünle gülümsedi. Omzuna başımı koydum ve sarıldım ona.

"Seni çok seviyorum Ömer." Dedim.

"Bende seni dostum." Dedi.

"Sevgilinle aran nasıl?" Dedim.

"İyi gidiyor hâlâ." Dedi.

"Peki Ömer bey. Umarım hep iyi gider."

"Umarım." Dedi. Zeynep de bizi dinliyordu. Bir kolumu da Zeynep'e atıp yanaştırdım yanıma. Birlikte sarıldık.
Gözlerimi kapatıp Yağız'ı da yanımızda hayal ettim. Sesini getirdi rüzgar kulaklarıma. Hafif, hoş bir fısıltı.

"Seni seviyorum..."

***

Merhaba:)

Biliyorum geç geldi.
İstanbul depremi yüzünden hatlarda sorun var. Ve telefonum çekmiyor, bu yüzden atamıyorum bölümleri.

İstanbul ve çevresindeki illerde yaşayan arkadaşlara geçmiş olsun diyorum. Gerçekten kolay bir şey değil. Umarım iyisinizdir^^

Sizleri seviyorum ♥️

Gökyüzüm SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin