---10---

669 82 41
                                    

Selamlar...
Önceki bölümde aldığımız yorumlar beni çok mutlu etti. Ve hemen yeni bölüm yazmalıyım dedim. Umarım beğenirsiniz ♥️

***

Sabah çalan telefonun sesiyle uyandım. Saat altıydı. Annemler arıyordu. Hemen açtım.

"Günaydın kızım." Dedi babam.

"Gün aydı mı baba?" Dedim uykulu sesimle. Güldü bir süre.

"Aymış herhalde." Dedi. Gülümsedim. "Kızım biz bir hafta yokuz. Yengenin doğumu çok zor olmuş. Annen refakatçi olarak kalacak. Ben de buralarda olacağım." Yengemler Erzurum'daydılar.

"Tamam baba. Yengem nasıl şimdi?"

"İyi iyi çok şükür. Hadi kendine iyi bak herkesin selamı var."

"Aleyküm selam. Sende selam söyle." Dedim telefonu kapatırken. Telefonu kapattım. Daha sonra kahvaltılık simit ve poğaça almak için pastaneye gittim. Sosisli ve zeytinli poğaçalardan alıp eve geldim. Çay demledim. Kahvaltı masasını hazırlayıp oturdum. Telefonumu elime alınca bildirim geldi.

Y: Günaymış.

Gülümseyerek yanıtladım onu.

G: Aynen günaymış.

Y: Nasılsın bugün? Rahat uyudun mu?

Neden beni merak ediyordu ki? Buna alışık değildim.

G: İyiyim. Gayet rahat uyudum.

Y: Buna sevindim.

Allah'ım, alışık değilim böyle şeylere. Elim titriyordu hafiften. Bana mesaj atması hoşuma gitmiyor değildi.

Y: Şuan ne yapıyorsun?

G: Kahvaltı yapıyorum.

Y: Afiyet olsun. Bu arada dün evde tektin. Özel değilse neredeler?

G: Bir akrabamız rahatsız da annemler onun yanında kalacaklar bir hafta.

Y: Geçmiş olsun. Sen evde tek başına korkmaz mısın?

G: Aslında korkmam. Ama dün gece biraz korkmuştum.

Y: Beni de korkutmuştun.

G: Özür dilerim.

Y: Hayır, özür dileme. Ne zaman istersen yazabilirsin.

G: Teşekkürler.

Y: Rica ederim...

Telefonu kapatıp kahvaltımı yaptım. Hızlıca yiyip masayı topladım. Daha sonra üzerimi değiştirip dışarıya çıktım. Şiir defterimi de aldım elime. Bisikletin sepetine defteri koyup bisiklete bindim. Kayalıklara geldiğimde Ömer yoktu. Çünkü bu saatlerde uyurdu genelde. Defteri alıp bir şeyler karalamaya başladım.

"Ellerimi uzattım ve bekliyorum,
Sebebi yok seni dinliyorum.
Farkında mısın bilmiyorum?
Seni çok seviyorum.

Bugünlerde suskunum biraz,
Biraz dalgınım.
Gökyüzüm sensin, hayranınım,
Bekliyorum araftayım."

Arkamdan gelen sesin olduğu yöne çevirdim gözlerimi.

"Günaydın!" Dedi Ömer.

"Günaydın." Dedim sakince.

"Ne yapıyordun?" Diye sordu.

"Şiir yazıyorum kendimce." Dedim.

"Peki, kime yazıyorsun şiirlerini?"

"Önemsiz birine." Dedim ama yalan söylüyordum.

"Önemsiz birine şiirler yazıyorsun demek." Dedi hafiften gülerek. Ben de gülümsedim.

"Erkencisin." Dedim gülerek.

"Sabah işlerim vardı da."

"Ne işi?" Diye sordum merakla. Biraz meraklı biriydim.

"Boşver." Dedi umursamazca. Yine boşveren ben oluyordum.

"Dediğin gibi olsun." Dedim ve ayağa kalktım.

"Nereye?" Dedi.

"Eve." Dedim umursamazca.

"Trip mi yiyorum ben?"

"Galiba." Dedim gülümsememe engel olamazken.

"Özür dilerim." Dedi arkamdan gelirken.

"Sorun değil."

"Özür dilerim." 

"Sorun değil."

"Özür dilerim.

"Tamam, özür dileme. Sana trip de atılmıyor." Diyip tekrar oturdum. Umursamaz biri gibiydi ama öyle de değildi sanki. Onu sevmiştim. Biraz oturduktan sonra birlikte yemek yemeye gittik. Birlikte döner yedik. Ömer de benim gibi döneri çok seviyordu. Yağız'da severdi. Öğle aralarında arada kantinden döner alıp yerdi. Evi yakın olduğu için evine giderdi çoğunlukla.

"Nerelere daldın yine?" Diye düşüncelerimi bölen Ömer'di.

"Yok ya öyle dalmışım." Dedim gülümseyerek.

"Peki." Dedi döneri yemeye devam ederken. Sonra telefonuna gelen bildirimle masadaki telefonunu eline aldı. Telefonu açtı ve ekrana bakıp gülümsedi. Neye gülümsüyordu bu? Daha sonra ben de ona bakıp gülümsedim. Böyle tatlı görünüyordu.

"Kim seni böyle gülümseten?" Dedim.

"Hiç." Dedi.

"Hiçlikler böyle gülümsetir mi?" Dedim gülümseyerek.

"Belki de." Dedi. Gülümsedim, belki...

***

Yorumlarınızı bekliyorum ❤️

Hadi bakalım şuana kadar bir çok kişi tanıdınız. En çok kimi sevdiniz?

Sizi seviyorum, hep mutlu kalın...

Gökyüzüm SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin