---29---

448 43 22
                                    

Merhabalar:)

Nasılsınız?

Kitapta en çok kimi sevdiniz merak ediyorum.
Ya da nefret ettiğiniz biri var mı?

Keyifli okumalar...

***

Mutsuzluk kaplamışken bir anda bütün bedenimi ben sessiz kalıyordum. Yağız'ı anlamıyordum. Bu yaptığı çok acımasızca. Ben kantindeki masada boş boş otururken Kaan yaklaştı masama. Oturdu karşımdaki sandalyeye.

"Yağız neden sana soğuk davranıyordu?"

"Bilmem." Biraz bekledi ve bir soru daha yöneltti bana.

"Gökçe. Biz neyiz şimdi?" Anlamıştım sorusunu.

"Bilmiyorum." Dedim bu sefer de. Kantinin kapısından giren Yağız'ı gördüm. Sonra tekrar Kaan'a döndü bakışlarım.

Gülümsedim. O da gülümsedi. Yağız beni sevmiyorsa, onu buna zorlayamazdım. En azından Kaan ile deneyebilirdim. Kaan elini uzattı ve elini tuttum. Yağız bir anda bize baktı. Gözlerinde hiç görmediğim bir şey gördüm o gün. Umutsuz bir bakıştı bu. Kantinden çıktık ve sınıfa doğru yürümeye başladık. Koridorda durdu ve bana baktı.

"Bana bir şans ver. Emin ol her şey çok güzel olabilir." Baktım ama gözlerinde bir belirsizlik gördüm. Sanki bir şey vardı, benim haberim olmayan.

"Çok umutlanıp kırılmanı istemiyorum. Ama sana bir şans vereceğim." Dedim. Hafifçe gülümsedi.

"Peki." Dedi ve elimi daha sıkı kavradı. Sonra Semih geldi yanımıza. Edebiyat Öğretmeni Alihan hocanın beni çağırdığını söyledi. Kaan'a veda edip hocanın yanına gittim. Şiir ve müzik dinletisi için bana şiir verecekti. Sevdiğim bir şiiri seçmemi istedi.

"Biliyorum Sana Giden şiirini okumak istiyorum." Dedim. Bir hafta içinde dinleti yapılacaktı. Ne tesadüf ki Buğra ve Nisan da müzik seçmelerine katılmış ve ikisi de seçilmişti. "Gözyaşlarım Anlatır" şarkısı onların şarkısıydı. Ve birlikte o sahnede o şarkıyı söyleyecek olmaları çok güzeldi. Bir gün o sahnede Yağız ile birlikte olmak için neler vermezdim.
---
Elimde okuyacağım şiir. Yurtta kendi kendime prova yapıyordum. Telefonuma bildirim geldi. "Kesin Kaan mesaj atmıştır." Diyerek aldım elime telefonu. Ama mesaj Yağız'dandı.

Y: Bu mesaj silindi.

Bu neydi şimdi?

G: Ne yazmıştın?

Y: Önemli bir şey değil.

Seninle alakalı olan her şey benim için ne kadar önemli bunu biliyor musun? Lanet olsun bilmiyorsun. Bunu sana söyleyemiyorum bile. Kendimden nefret ediyorum bu yüzden. Ben aptal, cesaretsiz bir kızım.

G: Peki.

Telefonu  yatağın üzerine bırakıp bahçeye çıktım. Bankın birine oturup dizlerimi karnıma doğru çektim. Ağlamaya başladım. Gökyüzüne baktım sonra.

"Gökyüzüm sen değil misin artık?" Dedim. Galiba artık değildi. Gökyüzüm yoktu. Boşlukta kalmış ve kaybolmuştum. Kimse kurtaramazdı artık beni, gökyüzüm hariç.

***

Galiba gözlerim doldu...

Saf sevgini seviyorum senin Gökçe...

Ne düşünüyorsunuz merak ediyorum?

Hep mutlu kalın^^ ♥️

Gökyüzüm SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin