dokuz

4.2K 284 265
                                    

Hilal: Anlamadım? Yine derken?

20'19: Seni daha öncede izledim.

Hilal: hani aynı okulda değildik.

20'19: değiliz zaten.

Hilal: seni anlamıyorum.

20'19: Bazen çok saf oluyorsun. Gerçi sen hep safsın.

Hilal: Haddini bil.

20'19: Senin bilmediğin şeyleri biliyorum ben, sen haddini bil.

Hilal: biliyorsun ama söylemiyorsun! Korkak olan sensin!

20'19: Korkak olan ben miyim?
Sen onu orda bırakıp kaçtın Hilal, onu ölüme terk ettin sen!

Hilal: Ambulans çağırmıştım! Ayrıca bana gitmemi o söyledi, kaç burdan dedi!

20'19: Seviyorsan yanında kalırdın Hilal.

Hilal: Sen gitseydin yanına o zaman neden gitmedin?!

20'19: Ben onun ikiziyim! Hani şu nefret ettiği ikizi! Nefret ettiğim ikizim!

Hilal: Hassiktir, hassiktir, Hakan sen misin?!!

20'19 çevrimdışı

Hilal: İnanamıyorum sana! Hakan buraya gel!

Hilal: Hakan!
{ bu kullanıcıya mesaj atamazsınız}

Hilal: hey! Sanki sana ulaşamayacağım!
{ bu kullanıcıya mesaj atamazsınız}

Hilal anonimin Hakan olduğunu öğrenince şoka girmişti. Hakan onun ikiziydi fakat ikisinin arasında saçma bir tartışmadan dolayı görüşmüyorlardı. Hilal Hakan'ı en son cenazede arka taraflarda görmüştü. O zamandan beri görüşmemişlerdi.

Hilal üstünü değiştirip Hakan'ın evine doğru yürüdü. Aslında ondan çekiniyordu çünkü yanlışlıkla bile olsa bazı şeyler yaşamışlardı. Ve aynı oldukları için onu görmesi iyi mi yoksa kötü mü olurdu bilmiyordu.

Düşüncelerle evin önüne geldi ve kapıyı çaldı. Kapı uzun uzun çaldıktan sonra kapıyı Mete açtı.

Hilal'in ağzından;
Kapıda Mete'yi gördüğümde şaşkın bir şekilde,

"Mete napıyorsun burda? Hakan nerde?" dedim.

"Hakan şimdi çıktı."

"Nereye gitti?"

"Bara."

"Hay onun barını neyse neyse bizim bara mı gitti?"

Bizim bar dediğim oranın sahibi o'ydu.

"Evet." demesiyle koşa koşa aşağı indim. Yoldan geçen taksiye binip barın adresini verdim.

Barın önüne gelince indim. Kapıda her zaman ki görevlilerden Halil ve Enes vardı.

"Yenge hoşgeldin." dedi Halil ama sonra hemen dediğine pişman oldu.

"Hilal pardon ya." dedi mahçup tavırla.

"Sorun değil. Hakan burda mı?"

"Evet 10 dakika önce geldi."

"Tamam saolun görüşürüz, ah şey acaba uzun kollu tişortünüz var mı?" dedim ellerim arkada,kısa kollu giydiğimi hatırlayıp.

"Var benimde,bu havada uzun kollu mu giyiceksin?"

"Hastayım Enes. Nerde?"

"Çalışanların odasında numara-"

"6 biliyorum." dedim ve içeri girdim. Fesat anlamayın mekan benim ayrıca sürekli onun kıyafetlerini giyiyorum çünkü aşırı tarz giyiniyor, her neyse.

Yoğun müzikle beraber çalışan odasına girdim ama anında geri çıktım.

"Allahın belaları! Napıyorsunuz ya!" dedim Derya'ya bakıp.

"Hilal sen napıyorsun burda?"

"Hakan'la konuşmaya geldim. Üstünüzü giyin." dedim ve tişört'ü elime alıp Furkan'a çık işareti yaptım. İkiletmeden çıkınca üstümü çıkardım.

"Hakan anonimmiş."

"NE! inanamıyorum!"

"Bende. Onu arıyorum burada, ayrıca herkesle karşılaştım herkes bana acıyormuş gibi bakıyor Hakanla konuşayım döveceğim hepsini, sonra görüşürüz." dedim ve çıktım.

Önceki hayatımda fazlasıyla kavgalı bir tiptim, benden korkarlardı fakat 5 ayda bu değişmişti.

Yukarı çıktığımda Hakan'ı ve üzerindeki kızı görünce onlara doğru ilerledim. Hakan'a bakmamaya çalışarak

"Kalk şurdan!" diye seslendim kıza.

"Sanane! Hakan kim bu?"

"Kızım bak son uyarım, KALK!"

"İşimizi yapıyoruz bıraksana!" demesiyle omzundan onu geri ittim ve yere sırtüstü düştü.

"Kalkmazsan yeri boylarsın!" dedim ve Hakan'ı kızlar tuvaletine çektim.

"Çıkın, çık çık çık!" diye kızları itekledim ve kapıyı kitledim.

"Vay canına, sen fazlasıyla güçlüsün. Uzun zamandır bileklerini kesmiyor musun? Yada kusmuyor da olabilirsin?" dedi Hakan.

Ona döndüğümde karşımda resmen o varmış gibiydi. Gözlerimin dolmasına engel olamazken,

"Hakan, bir kere sarılabilir miyim?" dedim istemsizce.

İkiz lafını en iyi taşıyan Hakan ve oydu. Burun ve dudak dışında tıpa tıp aynılardı.

Hakan umutsuz vaka gibi baktı yüzüme.

"Bu sana iyi gelmez Hilal." demesiyle ona sarıldım.

"Neden onun parfümünü kullanıyorsun?!" dedim ağlayarak ve ondan uzaklaşıp duvara çöktüm.

"Yüzün aynı, kokun aynı! Arkanı dön, görmek istemiyorum seni." dememle arkasını döndü.

"Tamam sakin ol, Hilal sakin ol! Parfümü sıktım çünkü benimki bitmişti, sakin ol."

Midemin bulanmasıyla tuvalete koşup kapıyı kilitledim. Nefes nefese kusuyordum.

"Hilal aç kapıyı, sakin ol! Hilal."

Kusmam bitince nefes nefese kalmıştım. Nefes alışım zorlaşınca "H-Hakan s-su.." dedim.

"Tamam sakin ol sana su getiriyorum şimdi." dedi ve çıktı.

Bende aynanın karşısına geçtim.

"Sıkıldım, yeter artık kusma,kusma.." diye söyleniyordum.

Aklıma gelen anıyla gözlerim tekrar doldu.

• ay kadın. | yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin