yirmi bir

2.6K 185 103
                                    

Uçaktan indiğimde Kore'deydim.
Herneyse, çok da abartmayayım.

Konumun atıldığı yere giderken neyse ki korece biliyordum da taksiye binmek zor olmadı.

Geldiğimi herkese haber vermek için yeni açtığımız gruba girdim.

Mete ve Diğerleri

Çağatay: Grubu Mete'nin açtığı ne kadar belli aq

Furkan: Aynen aq skwnxkenxkenxkenf

Mete: Susun be. Boncuğum vardın mı Kore'ye?

Hilal: Evet. Şimdi taksideyim.

Gökay: Bekliyorum.

Başak: Bak ya, inatla Kore demiş! Göt Mete!

Hakan: Kanskandkwndjefjnef

Derya: Gökay, evin tek katlı mı?

Başak: Sorduğun soruya bak!

Hakan: Sorduğun soruya bak!

Furkan: HASSİKTİR

Derya: YAAAA SHİİİİPPPP LSNSKDNEKDNEKF

Hilal: Oha ship zksnxlsnkdsnkxndkdnenf

Başak: 🤦🏻

Hakan: 🤦🏻

Başak: Ya Hakan kes şunu ben atıyorum zaten!

Hakan: Ya kızım ne bileyim ben senin atacağını!

Hakan ve Başak tartışırken bende gelmiştim. Evin önünde durdum ve etrafı inceledim. Oldukça sakin bir yerde yaşıyordu.

Kalbim hızlanırken heyecanlandım ve nefesim daraldı.
Fakat hemen toparladım. Bu şekilde girersem konuşamazdım.

Merdivenleri tek tek çıkarken kendime her basamakta,
"Ağlamayacağım." diyordum.

Kapının önüne geldiğimde zile bastım ve nefesimi tuttum.

Kapı açıldığında karşımda duruyordu.

Anında ağlamaya başladım, anında. Siktir, hani ağlamayacaktım ben!

"Hilal yapma lütfen içeri gel." dedi ama o da ağlıyordu.

Tuttu ve içeri aldı beni. Sımsıkı sardı kollarını, kafasını boynuma gömdüğünde ağlamam daha da şiddetlenmişti.

"Gökay yapma lütfen." dedim.

Boynumu kokladıktan sonra ellerini yüzümde gezdirdi. Saçlarımı sevdi ağlaya ağlaya.

Sakallarını sevdim, ağlaya ağlaya..

Öylece durduk, konuşmadan sevdik birbirimizi..

Ama sonra saçmaladığımı fark ettim.

"Nerdeydin bu zamana kadar! Salak herif!" dedim ve ittim.

Bunu neden yaptığımı bilmiyordum. İçimden ne geliyorsa yapmalıydım.

Ayağa kalktım ve "Ben neler yaşıyorum haberin var mı senin?! Astım, blumia, psikoloji! Ne kadar zayıfladım haberin var mı senin?!"

"Hil-"

"Sus! Ölecek raddeye geldim ben! Sonra dedim ki öleyim ne olur ki? Gökay'ın yanına giderim diyordum!" dedim ve güldüm.

"Şuraya bak, ölmedim ama yanındayım!"

Gökay bana hiçbir şey demiyordu, bakmıyordu da.

"Bana bak!"

Bakmadı.

"Bak lan bana! Gördün mü fiziğimi?! İnsanlar dışardan görse ne der? Oha kıza bak taş gibi fiziği. Ama bilmiyorlar ki kemiklerim görünüyor. Bilmiyorlar ki sırtımdaki kemikler besbelli!"

"Hilal lütfen.."

"Gökay, ne lütfen? Gerçekler bunlar, ben ölmek istiyo-" dememe kalmadan bana sarılması ve kapının çalması bir oldu.

"Hassiktir, annemler geldi! Seni burada görürlerse ortalık karışır, odama gir çabuk çabuk." dedi ve beni resmen odaya itti ,fırlattı.

Gözlerimi devirdim ve içerden gelen sesleri umursamadan etrafı inceledim.

Siyah ve gri duvarları vardı, onların üstündede herkesle tek tek resmi vardı. Sağ köşede 3 tane Mete'yle, onun hemen yanında Hakan'la 3 tane, Çağatay'la, hep beraber.

Ve en sonda sol duvar benim resimlerimle doluydu. Gülümsedim, benim odamda böyleydi.

Mobilyaları oldukça sadeydi. Gitar görünce şaşırdım, yeni başlamış olmalıydı.

Çekmeceleri karıştırırken bir kutu buldum. Açmayacaktım ama kutu YANLIŞLIKLA açıldı..

Elime gelen küçük not defterini alıp okumaya başladım.

16 Temmuz 2018
Yavaş yavaş vücudumu oynatmaya başladım. Hakan'ın dediğine göre en kısa zamanda kalkabilirmişim. Bence de kalkmalıyım, Ay'ımı görmek istiyorum.

10 Eylül 2018
Onu gördüm.. Tanrım, hayatın zorluklarına rağmen o kadar güzel ki.. Baktıkça huzur buluyor insanın içi.

Aslında ona mektup yolladım, eski olduğunu sanıyordur büyük ihtimalle ama değil. Yeni yazdım onu. Affet sevgilim.

31 Aralık 2018
Bugün bensiz geçirdiği ilk yılbaşı. Aslında haberi yok ama beraber girdik, ben onu gördüm. Kolları beni o kadar üzüyor ki.. Ah sevgilim, ne gerek vardı kendine acı çektirmene :(

26 Şubat 2019
Yarın buraya geliyor, herşeyi öğrendi. Mutlu muyum değil miyim? Anlamıyorum.

Korkuyorum bir yandan. Beni görmeye hazır değil gibi.. Ama her şeye rağmen dik duracaktır.

Adım gibi eminim, yarın buraya geldiğinde bana bağırıp çağıracak.

Gülümsedim, öyle olmuştu. Sayfaya düşen gözyaşıyla ağladığımı farkettim.

Üstümdeki bacaklarımı dehşet derecede sıkan pantolonu ve kazağı çıkartıp Gökay'ın siyah sweatshirt ve eşorfmanını aldım. Yatağa yatarkan kokusunu buram buram hissediyordum.
~
Gökay'ın Ağzından;
Yarım saatin sonunda annemleri yollayabilmiştim. Odayı tıklatarak girdiğimde önce yatağın başında duran kıyafetleri gördüm, Hilal'indi. Sonra da yatağımda yatan Hilal'i.

Ağzı hafif açık uyuyordu. Kız hep güzel arkadaş!
Yanına gidip saçlarını okşadım. Üzerinde kıyafetlerimi görmek beni mutlu etmişti.

Çalan telefonla odadan çıktım. Telefona baktığımda ekranda 'gizli numara arıyor' yazısı vardı..

• Ay Kadın | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin