on altı

2.9K 209 196
                                    

Midemin bulanmasıyla tuvalete koştum ve yere oturup kusmaya başladım.

Nefes alışım zorlaşmaya başlayınca avcumu sıktım.
'Sakin ol, sakin' diye kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

Kusmam bitince elimi yüzümü yıkadım ve aynadan kolyelerime baktım. 'Ay' kolyelerime..

Başım dönmeye başlayınca lavaboya tutundum. Yerden zar zor kalktım ve başımın dönmesine rağmen evden çıkıp taksiye bindim.

"Abi ilerdeki mezarlığa, biraz hızlı lütfen!" dedim ve yaşlı taksi şoförüne baktım.

"Kızım iyi misin? yüzün bembeyaz olmuş. Al bir su iç."

"Teşekkürler iyiyim." dedim ve suyu aldım.

Kısa sürede geldiğimizde arabadan inip mezarlığa oturdum ve histerik bir kahkaha attım.

"Gökay..başım efsane dönüyor. Sanırım bayılacağım." dedim gülerek.

"Kızma bana, niye böyle oluyor bilmiyorum.."

"İçki içmedim, yani biraz içmiş olabilirim. en son resim çiziyordum. Midem çalkalanıyor, ölüyorsam ne mutlu bana."

"Ah tanrım, saçmalamaya başlıyorum. Sen keşke, burda olsaydın ya.. Niye gittin ki sen! Ben senin öldüğüne inanmak istemiyorum!"

Hakan'ın Ağzından;
"Abi buraya gelerek bok gibi bir şey yaptık!" dedim.

"Ya sen salak mısın?! Meteler arıyor seni Hilal yok diyorlar ve sen sakin misin?"

"Hayır da senin gelmene gerek yoktu."

"Hilal'in astımı var, blumiası var, her şey olabilir düşmüş bayılmış olabilir, ,kaçırılmış olabilir." dedi ve arabaya bindi.

"Nereye gitmiş olabilir. Derya banyonun dağınık olduğunu söyledi başı dönmüş olabilir."

"Mezarlığa gitmiş olamaz mı?"

"Doğru lan kesin sana gitti." dedim ve arabayı mezarlığa sürmeye başladım.

Yazarın Ağzından;
Hilal hem hastalığın hem de biraz sarhoşluğun etkisiyle kendinde olmadan konuşuyordu.

O sırada Hakan'ın mezarlığın girişinden onu izlediğini bilmiyordu. Gökay'ın arkası dönüktü. Heyecanlandığında onunda astımı tutuyordu.

"H-Hilal mi o?"

"Ta kendini."

"Ç-çok zayıf.. Üstündeki kıyafet benim.." dedi titrek sesiyle Gökay ve biraz daha yaklaştı.

Artık arada 5 mezarlık vardı. Rahatlıkla duyuyordu Hilal'i.

"Artık gitmeliyim. Ne geçmez ağrıymış bu! Ölüp kurtulmak istiyorum. Keşke yanıma keskin birşeyler alsaydım."

"Gökay, seni özledim." dedi ve ayağa kalktı fakat kalktığı gibi yere düştü.

Gözleri kapanırken gördüğü yüz Gökay dan başkası değildi.

Gökay koşup Hilal'i tuttu ve kafasını çarpmasını engelledi.

"Hakan! Koş! Arabayı aç!" diye bağırdı.

Hakan o sırada Mete'lere haber vermiş ve evde beklemelerini söylemişti.

Kapıyı açıp Gökay'ın girmesine yardım etti.

• Ay Kadın | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin