12

7.6K 71 5
                                    


''Sen ne diyorsun ya, he, böyle bir şeyi nasıl yaparsın ? Bir daha asla ama asla ne beni ara ne de adımı an. Ben seni tanımıyorum artık, senin gibi bir oğlum YOK.'' derken ayağa kalkıp çantasını ve şalını eline aldı ve sonra hep kulaklarımda yankılanacak olan son cümlesini söylerken yanıma gelip kuvvetli bir tokat attı ve kardeşimi de alıp çekti gitti. Ben dona kalmıştım masada asla bir şey söyleyememiştim, öylece sofraya bakıyordum. Çok kötü olmuştu bu, bu kadar büyük bir tepki beklemiyordum. Ben annemsiz nasıl yaparım bilemiyordum. Dakikalarca sofraya baktıktan sonra zor bela kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Yatak odama gidip kendimi yatağa attım. Bir o yana bir bu yana dönüp durdum, ama asla uyuyamıyordum. İkinci kez çalan telefonumun sesine kalkıp baktım arayan Aybike idi. Açmaam asla durmayacaktı mecburen açtım, tüm halsiz ve donuk sesimle;

'Alo'

'Serkan, canım sen iyi misin ?'

'Değilim Aybike hiç iyi değilim.' dedim titrek sesimle.

'Hemen geliyorum hemen, bekle.' deyip kapattı telefonu. 15 dakika geçtikten sonra zil çaldı, ayaklarımı sürterek açtım kapıyı, birden sarıldı bana ve ellerimi tutarak;

''Ne oldu, nedir bu halin ?''

''Ah Aybike ! Hiç iyi şeyler olmadı.''

''Eyvahlar olsun ! gel geç oturalım şöyle'' dedi ve geçtik salona

''Bebeğim anlat bakayım, ne oldu ?''

''Annemleri çağırdım yemeğe, Egeyle olan durumumu anlatmak için, sonrasında ne beni an ne de adımı an, senin gibi oğlum yok dedi ve tokat atıp gitti. Aybike ne yaparım ben şimdi ?''

''Ah canım, biraz anlayışlı ol bu konuda, kendini annenin yerine koy, alışılmışın dışında bir şey yapıyorsun, lütfen onlara biraz zaman ver. Elbette ki öyle bir şey olmayacak bir zaman sonra yumuşar annen sana.''

''Öyle mi dersin ?''

''Tabi ki. Bak sabret biraz.''

''Aybike umarım öyle olur.''

''Sen gel biraz uzan içeride ben toparlayayım buraları.'' dedikten sonra ben yatağıma geçtim ve günün tüm yorgunluğu ile sabaha kadar uyumuştum. Erken yattığım için sabah saat 7'de kalkmıştım, duşumu alıp üzerimi giyindim. Mutfağa geçtiğimde Aybike kahvaltı hazırlıyordu;

''Günaydın.''

''Günaydın canım, biraz daha iyi misin ?''

''Eh işte, iyi olmaya çalışacağım.''

''Yavrum tabi ki, hep iyi ol tüm zorluklara karşı, asla yılma her ne olursa olsun. Çünkü kötü olan tüm her şey düzelir elbette ve bu arada geçen zamanda üzülen sen olursun sadece.''

''Aybike iyi ki varsın.''

''Ah canım sende iyi ki varsın.'' deyip sarıldı. Ardından kahvaltıyı hazırladıktan sonra oturduk masaya;

''Nasıl olmuşlar.''

''Efsane'' deyip güldüm.

''Dalga geçme ya.''

''Hayır geçmiyorum, gerçekten.''

''İyi o zaman afiyet olsun.''

''Bak şimdi aklıma geldi, siz neler yaptınız akşam, nasıl geçti ?''

''Gayet iyi geçti. Ben de onun için aramıştım. Sanırım işe alındım.''

''Aaa ciddi misin ? Çok sevindim canım, hayırlı olsun.''

''Çok teşekkürler canım. Ege aradı mı seni ?''

''Evet, akşam aramış da uyuduğum zamana denk gelmiş.''

''He öyle mi? İyi.''

''Ne oldu ki ?''

''Yok bir şey ya, merak ettim. Biliyorsun beni.''

''Bilmez miyim ?''

''Yaa, tamam hadi yediysen kaldıralım sofrayı saat 9'da işe gideceğim de'' deyip gülümsedi ve sonra da ''hem sende gideceksin yarım saat kalmış hadi hazırsan çık ben toparlar burayı, çıkarım.''

''Eve uğrayacak mısın ?''

''Evet.''

''Tamam sen çık o zaman, ben toparlarım zaten şirket yakın 10 dakika kala çıkıyorum.''

''He öyle mi, iyi o zaman ben çıkıyorum, hadi canım her şey yoluna girer sen merak etme, görüşürüz.''

''Görüşürüz.'' Aybike'yi yol ettikten sonra hemen sofrayı toparlayıp çıktım evden. Şirkete girer girmez direkt Ege'nin odasına çıktım.

''Günaydın''

''Günaydın canım, hoş geldin. Nasıl geçti akşam, aradım ama duymadın herhalde.''

''Uyuyordum o zaman, duymamışım.''

''Saat 10'da mı ?''

''Maalesef.'' deyip boynumu aşağı eğdim.

''Nasıl yani, kötü mü geçti ?''

''Ege, hiç bu kadarını beklemiyordum.'' deyip sarıldım ona.

''Hayır hayır, ağlama lütfen, sadece biraz zaman ver onlara, geri dönerler sana.''

''Ya dönmezlerse Ege''

''Canım lütfen böyle düşünme, gel gel bak nereye götüreceği seni.'' deyip elimden tutarak kapıya doğru yöneldi.

''Nereye ?''

''Gel sen'' dedi ve çıktık dışarı Derya'yı görünce;

''Derya Hanım bugün toplantımız var mı?''

''Evet Ege Bey, iki tane''

''Onları yarına erteleyelim.''

''Tabi Ege Bey, ne diyeyim ?''

''Bul bir şey işte Derya, ne bileyim uydur bir şeyler.''

''Tabi Ege Bey.'' dedi Derya biz de çıktık şirketten ve arabaya binip yola çıktık.


Her Tesadüf Böyle OlsaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin