Hava limanında bir araba karşıladı bizi ''vous avez honoré'' diyen bir şoför, ''merci'' diyen bir Ege, her şeyden habersiz ve hiç bir şey anlamayan ben. Öyle bindik arabaya sonra şoför;
''Ege allons-nous à la maison ?'' deyince Ege bana bakıp
''Aşkım, önce eve mi gidelim ne yapalım ?''
''Eve gitsek iyi olur da, sen bilirsin.''
''Curcio oui''
''Siz şimdi ne konuştunuz en başından beri''
''Meraklı'' deyip güldü sonrasında ''Onurlandırdınız, onur verdiniz dedi, bende sağ ol dedim. Arabaya binince de eve mi gidiyoruz dedi bende evet dedim.''
''İyi tamam, şimdi etrafa bakınalım biraz.''
''Bak bak, iyi bak sık sık gelip gideceğiz.''
''Sık sık, nedenmiş o ?''
''Çünkü ben burayı 1 ay görmeden duramıyorum sen de her gidişim de gelirsin benimle. Belli mi olur temelli geliriz.''
''Temelli mi geliriz ? Orası hiç belli olmaz.''
''Olur olur Pazar günü dönmek istemeyince gayette belli olur.'' deyip gülümsedi. Derken büyük bir evin büyük bir bahçesine girdik.
''Yoksa bu eve mi geldik ?''
''Evet.''
''Oha, harika bir yere benziyor.''
''Benziyor mu ?''
''Yani harika bir yer hatta müthiş.''
''Çok uğraştım bu eve almak için, olsun o kadar." Deyip gülümsedi ve arabanın kapısı açıldı
"Allez monsieur" dedi şoför 'buyrun efendim' demekmiş. Evden içeri girdiğimiz de evdeki her şeyin özenle alınmış ve yerleştirilmiş olduğu göze batıyordu.
"Aşkım bu ev çok güzel."
"Beğendiysen hep burada kalırız ayrıca ben sana demiştim hep burada kalmak isteyeceksin diye"
"Yine de bilemiyorum ama, deniz manzarası da mı var ? Fark etmemişim."
"Evet canım akşam yemeğini burada yeriz balkonda. Ama şimdi istersen bir duş alıp üzerimizi değiştirelim."
"İyi de yanımızda hiç kıyafet yok."
"Böyle bir evim varsa odasında kıyafet olmaz mı ?"
"Nereden bileyim, sen alışveriş yaparız deyince."
"Sen anlama nereye geldiğimizi diye söyledim. Ama yine de yaparız alışveriş."
"Aman aman hiç belli etmedin merak etme. Aklıma gelmemişti burası"
"İyi o zaman aferin bana." Deyip çıktık odaya güzelce duşumu aldım ve Ege'nin verdiği kıyafetleri giydim. Neyse ki bedenlerimiz birbirine çok yakın. Üzerimi de giyindiğime göre aşağı inip biraz daha dolaşayayım o sırada da Ege girdi duşa. Ben neredeyse tüm odaları gezdikten sonra deniz manzaralı balkona geçtim, koltuğa oturdup Instastory çektim ve birazda Instagram da takılırken Whatsapptan gelen mesajla doğruldum yerimden çünkü mesajı kerdeşim Aslı atmıştı.
Kardeşim > Siz 'Abi, ne yapıyorsun ? Dün akşamdan beri bir şey demedin. '
Siz > Kardeşim 'Aslıcım ben sende annem gibi tepkiler verirsin diye korktum. Çok özledim sizi. Fransadayım şu an. Annem nasıl?"
Kardeşim > Siz 'Fransa mı, ne işin var orada iş için mi gittin ? Bende çok özledim aslında annem de özledi seni dün gece rüyasında adını sayıklıyordu. Bakma sen ona bir kaç güne yumuşar merak etme. Ben anlayışlı birisiyim gayet iyi anlıyorum sen beni dert etme."
Siz > Kardeşim 'Canım çok seviyorum seni. Şey getirdi beni buraya çok üzüldüğüm için Ege, inşallah annem de bir an önce yumuşar az da olsa içimi rahatlattın canım kardeşim.'
Kardeşim > Siz 'Ege kim ?'
Siz > Kardeşim 'O akşam bahsettiğim kişi işte.'
Kardeşim > Siz 'Uu zengin mi ?'
Siz > Kardeşim 'Yani Aslı merak ettiğin şey bu mu ?'
Kardeşim > Siz 'Hahaha evet'
Siz > Kardeşim 'Böyle şeyleri sonra konuşuruz canım.'
Kardeşim > Siz 'İyi madem görüşürüz.'
Siz > Kardeşim 'Görüşürüz'
Telefonu bıraktıktan sonra arkamdan doğru boynumdam birisinin öpmesiyle döndüm arkamı, bu tabi ki Egeydi.
"Aşkım dinlenebildin mi ?"
"Dinlendim dinlendim, rahatladım biraz da."
"Burası iyi geldi değil mi ?"
"Hem öyle hem de Aslıyla mesajlaştım"
"Aslı ?"
"Kardeşim."
"Öyle mi, ne güzel ne diyor peki ?"
"Annem rüyasında beni sayıklamış. Aslı bir de yumuşar bir kaç güne diyor."
"Ne güzel çok sevimdim artık tüm rahatlığınla üzülmeden gezebilirsin keyfine bak. Çünkü sen hep her şeyin en en en güzelini hakediyorsun."
"Aşkım seni çok seviyorum." Deyip dudağına uzun bir öpücük bıraktım
"Acıktın mı ?"
"Hem de çok."
"O zaman sofrayı hazırlasınlar da yemeğimizi yiyelim ben söyleyip geleyim sen otur." Deyip mutfağa geçti bende sofra hazır oluncaya kadar telefonla takıldım yine. Sonra sofraya geçtik ve tabiki balkondaki masayı hazırlamıştılar :)
"Aşkım bu sofra harika ötesi gözüküyor."
"Hiç birini soğutma o zaman hemen başla." Yemek yerken yarın neler yapacağımızı nerelere gideceğimizi falan konuştuk. 1 saatlik yemeğin ardından birazda yine balkondaki koltukta oturup kahve içtik, içerken Ege;
"En son içtiğim kahve çok harikaydı."
"En son içtiğin kahve ?"
"Sendeyken, senin yaptığın kahve. Kahve ve sonrası." Deyip muhteşem gözleriyle gözüme baktı.
"Ege ya."
"Ne Ege ya"
"Hep böyle kal, hiç değişme." Deyip dudağına yapıştım. Biraz öpüştükten sonra
"Benim uykum geldi yatalım mı ?"
"Olur sen geç ben de geliyorum" dedi ben çıkıp yattım yatağa ve başımı koyar koymaz uyumuşum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Tesadüf Böyle Olsa
Teen FictionHayal gücümün yettiği kadar ve muhteşem önerilerinizle Serkan ve Ege'nin aşk dolu hayatlarını beraber yazacağımız harika bir kitap olacak. Çarpışarak tesadüfen karşılaşan bir aşkın harika tohumları yeşeriyor. Platonik olarak başlayan bu aşk harika...