''Aşkım şimdi nasılsa annenlere söyleyeceksin, şirkete el ele girelim mi ?''
''Ege, hayır ! Yapamam öyle tüm gözler üzerimizde olur. Alışabilir miyim bu duruma bilmiyorum.''
''Alışırsın alışır, bizim şirketteki herkes alışkın bu duruma. Beni zaten biliyorlar, bir de 3 gay çift daha var şirkette.''
''Ne, nasıl ? Başka birileri de mi var ? Bilmiyordum.''
''Evet, var. Ben Derya demiştir diye düşündüm.''
''Yok, demedi. Kim ki onlar.''
''Muhasebede ki Sedat ile Mehmet, Güvenlikteki Burak ile Emin, proje tasarımda ki Erdem ile Selim.''
''Erdem ile Selim mi ? Demek onlar o yüzden o kadar samimiler. Çok şaşkınım şu an.''
''Eee ne düşünüyorsun ?''
''Bilemedim ki ya.''
''Sadece ilk görünce biraz şaşırır bakarlar, o kadar.''
''Öyle mi diyorsun ? Biraz çekineceğim ama olsun, sen çok istiyorsun diye yapacağım.''
''Bir tanem, seni çok seviyorum.''
''Ben de seni çok seviyorum.'' Şirkete yaklaşmıştık, çok çekiniyordum ve heyecanlandım. İlk defa alışılmışın dışında bir şey yapacaktım. Arabadan indik ve şirketin kapısının önüne geldiğimizde birbirimize bakıp el ele tutuştuk, içeri girdik. Ve tabi birden herkesin gözü bizim üstümüze çevrildi ve ben utangaçlığımdan yerin dibine girmiştim sanırım ama tekrardan ama bir anda özgüven geldi herhalde ki tüm utangaçlığım gitti, yüzüm yere hafif eğikken birden kaldırdım. Sonuçta dünyanın sonu değildi ya. Boş verdim aklımdaki tüm her şeyi mutlu olmaya baktım. Odalarımız yan yana olduğu için kapının önünde yanağımdan öpüp ''kolay gelsin'' dedi. Ben de ''Sana da canım'' dedim ve odama girdim. artık hiçbir şey umurumda değildi. Ama malesef ki daha koltuğuma oturmadan içeriye Derya girmişti.
''Serkan ! Kimse duymasın dedin, şimdi sağır sultana da duyurdun.''
''Canım öyle yapmak istedi Derya, ne olmuş ?''
''Hiç bir şey gayette güzel oldu, bir girişiniz vardı şirkete var ya off. Tüm herkes sizi konuşacak bak benden söylemesi.''
''Mümkünse konuşmasınlar.''
''Değil.''
''Ney değil ?''
''Mümkün değil.''
''Of, tamam Derya, artık çıkarsan çalışacağım, zaten geç geldim.''
''Evet geç geldiniz. Ben de tam onu soracaktım, lafı ağzımdan aldın.''
''Sorma Derya sorma!''
''Sordum bile.''
''Sadece uyuya kalmışız o kadar.''
''Nasıl yani aynı evde mi kaldınız ?''
''Derya hadsizleşiyor musun sen biraz, bu arada sen neden bana bu şirkette 3 gay çift olduğunu söylemedin.''
''Aaa sen nereden duydun, gelmemiş aklıma.''
''Duyarım ben, neyse hadi canım sen beni bir sal da işimi yapıyım.''
''İyi be sana da bir şey sormaya gelmiyor.''
''Evet Derya evet.''
''Hadi kolay gelsin'' dedi ve çıktı odadan. Ben her eyi unutarak başladım işime, ve akşama kadar bitirdim. Çıkış saati geldiğinde Ege geldi odaya;
''Ben çıkıyorum seni de bırakayım mı?'' dedi.
''İyi olur ya markete uğrayacağım zaten.''
''Aradın mı annenleri.''
''Aradım'' dedim ve yanıma gelip ellerimi tutarak;
''Her şey daha da güzel olacak, onlar her ne derse desin sen sensin unutma.''
''Umarım normal bir şekilde karşılarlar.'' dedim ve çıktık dışarıya, arabaya binip evime doğru yola çıktık. Geldiğimde evimin yanındaki marketten biraz alışveriş yaptıktan sonra evime çıkıp bir kaç şey hazırladım ve sofrayı kurdum akşam olmuştu ve ben gittikçe geriliyordum. Ya beni istemezlerse, ya vazgeçerlerse. ya da en kötüsü ya beni evlatlıktan reddederse. Of bunların her biri aklımı tırmalıyordu. Kendimi sakinleştirmeye çalıştıkça bu sorular daha çok aklımı kurcalıyordu. Ve bir anda kapı çaldı. Kapıyı açmak için kapıya doğru attığım her bir adım aslında benim için bataklığa doğru attığım bir adımmış gibi geliyordu. Kapıyı açtığımda tüm güler yüzümle;
''Hoş geldiniz'' dedim. Sarılıp kucaklaştıktan sonra masaya geçtik.
''Eee ne yapıyorsunuz görüşmeyeli.''
''Ne yapalım işte, aynı sensiz olunca evin tadı bir değişik oluyor. Sessizleşti ev.''
''İyi mi geldi yani ? Ha-Ha-Ha''
''Olur mu öyle ? Alışamadık yani.''
''Ay valla ben çok alıştım. Ne güzel senin odana da yerleştim, oh mis.''
''Benim odama mı yerleştin ?''
''Evet.''
''Neden öyle yapıyorsun? ben gelip gittikçe kalacaktım.''
''Odanı attım mı dedim yani sen de. Değiştirdim sadece o kadar gelip gittikçe yatmaya yerin var yani.''
''Tamam bakayım, tartışmayın. İyi gelir bu ayrılık dedim özlersiniz dedim. Daha geleli yarım saat olmadan hemen başladınız kavgaya, Bırakın bakayım. Eee sen ne yapıyorsun güzel oğlum, anlat bakalım, iş nasıl gidiyor.''
''İyiyim annem, bende zaten biraz da bu konu için çağırmıştım aslında sizi'' deyince annemin yüzü bir düştü, telaşlandı biraz ve;
''Hayırdır oğlum, ne oldu ?''
''Anneciğim, yani tam olarak nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. Çok düşündüm aslında nasıl anlatsam diye ama düzgün bir yol bulamadım, en iyisi düpedüz söylemek diye düşündüm.''
''Oğlum ne söyleyeceksin, meraklandırmasana.''
''Anne benim, benim bir erkek sevgilim var.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Tesadüf Böyle Olsa
Ficção AdolescenteHayal gücümün yettiği kadar ve muhteşem önerilerinizle Serkan ve Ege'nin aşk dolu hayatlarını beraber yazacağımız harika bir kitap olacak. Çarpışarak tesadüfen karşılaşan bir aşkın harika tohumları yeşeriyor. Platonik olarak başlayan bu aşk harika...