19

4K 55 3
                                    


Mine ile boşanmıştık ama oğlum Ege'nin velayeti onun üzerine kalmıştı. Çünkü o bir avukattı ve bu işi çok iyi biliyordu. Neyse ki oğlumu istediğim vakit görebilecektim, böylece bir sorun kalmayacaktı. Peki ya Ege, eskiden sevgilim olan, eskiden ölmüş Ege...

Tüm bu konuşmaları yaparken kendim yalnız ve huzurlu olduğum yerdeydim. Kemal hocamın bana mutlu olduğun yerde düşün dediği yerde. Buraya bir önceki gelişim iki ay önce düşünmek içindi. Çok önemli kararlar vermek için gelmiştim ve şimdi verdiğim kararlarla yeni bir hayat hazırlamak için buradayım. İkinci kez tekrardan düşünmek için. Sanırım bu hiç kolay olmayacak. Ege boşanmamızı duyduğu andan beri sürekli karşıma çıkıyordu, ve herkes onun ölmediğini öğrenmişti hem de muhteşem bir açıklamasıyla, kusursuz bir parti de sürpriz bir onur konuğu olarak. Bir ay manşetlerden hiç düşmedi, herkes onu konuştu. Onun şirketinde patron bendim, çünkü ölürse yerine benim geçeceğim bir vasiyet oluşturmuştu hemen ve öldü diye bilindiği için ben patrondum ama ortaya çıkışından beri ne patronluğum kaldı ne de bir işim. Bana orada çalışabileceğime ve karışmayacağına dair bir bilgi gönderdi ve kabul etmeyip istifa ettim. Şimdi kendi hakkımla almış olduğum bir dağ evinde hayatımı düzene sokmaya çalışıyorum. 

 Tekrardan düşünmek için buradayım dedim ya, düşündüm, buradan gidecektim. Hiç bilmediğim bir kültürün olduğu bambaşka bir ülkeye. Tüm bildiklerimden uzak, yeni bir hayat ve mutlu olmaya, yeni insanlar tanımaya. 

Bana ait olan tüm özel eşyalarımı bir alev fırınında yaktım, telefonumu bile. Çok beğenerek aldığım bu evi sattım ve bankada ki paramı da çekip hemen ilk uçakla İngiltere'ye uçtum. Gideceğim ülkeye buradan gidecektim ki uçacağım yeri kimse bilmesin. Bir gece İngiltere'de kaldıktan sonra Karayipler de bulunan bir adaya uçtum. Saint Kiss ve Nevis, küçük araştırmalarım sonucu burayı buldum ve kararımı vermiştim. Burada denize çok yakın, denizi gören ve yine de havuzu olan bir ev satın aldım. Tek başımaydım, bu da planımın bir parçasıydı bir hafta boyunca kimse ile tanışmayacaktım. Oğlum reşit olduğunda isterse onu da yanıma alırdım.

Ben tüm bunları üç gün içerisinde yaşarken geldiğim yerde neler oluyordu acaba, bıraktığım mektupları okuyanlar neler yapıyordu.

Eski eşim Mine'ye mektup;

''Mine, çok kötü bir son yaşamış olsakta, sen benim oğlumun annesisin. Çok kötü bir durumda olduğumu biliyorsundur ama artık iyiyim, verdiğim yeni kararlar neticesin de daha da iyi olacağım. Eskiden gay olduğumu bile bile benimle evlendin, sen çok iyi birisin, seni özleyeceğim... Şuan ki yönelimimi de merak edersen eğer, inan ben de bilmiyorum, kafam çok karışık. Sadece rahatlatıcı bir dinlenmeye ihtiyacım var ve tabi yeni bir hayata. Ben artık Türkiye'de değilim, bir daha da olmam herhalde ama oraları çok özleyeceğim. Oğlumuza iyi bakacağından çok eminim. Bu kart senin, umarım yeterli olur, diğeri de biricik oğlumun, onu istediği hiçbir şeyden mahrum etme ve bir diğeri de yine oğlumun, onu sakla ve 18 yaşına geldiğin de ona ver. Banka da ona ait bir şey var ve asla 18 yaşına gelmeden öğrenemeyecek. Sizleri çok öpüyorum ve seviyorum, kendinize çok iyi bakın.''                                    

                                                                                                                                                              Serkan DAĞLI

Değerli dostum Derya'ya Mektup;

''Derya, benim en yakın dostum, seni çok seviyorum ve seni çok özleyeceğim. Sözlerime bunlarla başlamak istedim, merak etme sakın, ben iyiyim ve daha iyi olacağım. Yaşadıklarımı en başından beri hep sen biliyorsun tüm ayrıntılarıyla ve yine öyle olacak ama bu sefer nerede olduğum saklı olacak, lütfen beni anla. Hayatın da hep daha iyi yerlere gelmeyi hak ediyorsun ve öyle de olacak, buna eminim. Vakti gelince görüşeceğiz merak etme. Kendine iyi bak, asla seni kimsenin üzmesine izin verme. Sevi çok öpüyorum. Hoşçakal...''

                                                                                                                                                             Serkan DAĞLI

İlk arkadaşlarım Aybike ve Derda' ya Mektup;

''Selam şaşkınlar, sizler bu mektubu okurken ben çok uzaklarda olacağım, evet klişe bir giriş bu, biliyorum ama bir kereden bir şey olmaz ;) İkinize ayrı ayrı yazmak istemedim. Çünkü biz hep bir aradayız. Sizi o yüzden bu kafeye çağırdım ve o garsondan bu mektubu vermesini istedim. Yaşadığım olaylar beni çok derinden etkiledi. Artık bu olayları yaşadığım yerden uzaklaşıp yeni bir hayat kurma vaktim gelmişti öyle değil mi ? Tabi ki dediniz, biliyorum... Çok yoruldum, biraz dinlenmek ve rahatlamak için gidiyorum. Umarım yine bir gün görüşürüz ve inanıyorum görüşeceğiz. Şaşkınlar grubu hiç dağılmadı ve dağılmayacak merak etmeyin, o grubu ayakta tutun. Sizleri çok seviyorum ve çok özleyeceğim. Kendinize ve sevdiklerinize çok iyi bakın.'' 

                                                                                                                                                                 Serkan DAĞLI

Canım anneciğime Mektup;

''Annem, seni çoook seviyorum meleğim. Yaşadığım olaylar seni çok üzdü biliyorum ama artık üzülme ben iyiyim ve daha iyi olmak için uğraşacağım. Bu yüzden de gidiyorum buralardan, hiç bilmediğim, başka yerlere, ama merak etme illaki bir gün görüşeceğiz yine, kendine çok iyi bak güzel yüzlüm. Hep bizim için, bizim iyiliğimiz için uğraştın, hakkın helal et bana. Seni üzdüğüm için çok özür dilerim, beni affet olur mu. Hep iyi ol, hep gül, beni düşünme, ben çok iyiyim. Seni çok seviyorum.''

                                                                                                                                                                     Oğlun Serkan

Canım kardeşime Mektup;

''Güzel kardeşim, Aslım, seni çok seviyorum birtanem. Ben artık Türkiye'de değilim. Yeni bir hayata başlamak ve olan her şeyi unutmak için gidiyorum buradan. Seni ve sizleri çok özleyeceğim. Beni merak etmeyin, daha iyi olmak için uğraşıyorum. Ben mutlu olacağım, siz de olun. Görüşeceğimiz günü iple çekiyorum, tabi ki görüşeceğiz, merak etme. Yeğenlerime iyi bak, sizi çok seviyorum. Kendinize iyi bakın.''

                                                                                                                                                                        Abin Serkan

İlk ve eski Aşkım Ege'ye Mektup;

''Seni çok sevdim ve hala seviyorum. Ama şimdi sevgimin bitmesi için uğraşacağım ve bu yüzden başka bir yere gidiyorum, bana hiçbir şeyi hatırlatmayacak bir yere. Bilmem eder misin ama beni merak etme. Kazadan sonra nasıl etmediysen yine etme. Giderken sana bir mektup yazmayacaktım ama yine de onca yaşanmışlıklar var dedim, ve yazdım... Daha güzel bir hayatı hak ediyorsun, beni unut, çünkü ben öyle yapacağım. Ne kadar zor olsa da seni unutacağım. Güle güle Ege, güle güle ilk aşkım, güle güle bana çok hayal kurduran insan. Hoşçakal. Hep mutlu ol. Kendine iyi bak...''

                                                                                                                                                 Zor zamanlar geçiren BEN

Artık biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı. Şimdi biraz uyusam çok iyi olacak.

Kapı zilinin sesi... ... ...

Kimseyi tanımadığım bu yerde bu da kim şimdi ? Komşuculuk burada da mı var? Kapıya yaklaşıp kapı deliğinden bakınca gerçek bir şaşkına dönmüştüm. Rüyada olduğumu düşünmüştüm biraz dona kalmıştım. Tekrar baktığım da kimse yoktu. Arkamı döndüğümde kapı deliğinden bakınca gördüğüm kişiyi gördüm:

''Ege''

''Seni unutabileceğimi nasıl düşündün ?'' diyerek sarıldı bana...

Her Tesadüf Böyle OlsaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin