10

11.1K 82 0
                                    

Uyandığımda pencereden de gelen güneş ışıklarının da etkisiyle Ege'nin tatlı yüzü daha da tatlılaşmıştı gözümde. Dakikalarca onu izledim, kirpikleri, kaşları, saçı sanki hepsi özenle yerleştirilmiş bir ipek gibiydiler, öylesine muhteşem, öylesine kusursuzdu ki bakmaya doyamıyordum. O burnu harika ötesiydi. Dudakları dolgun ve oldukça seksiydi. Teni pürüzsüz ve hayat kokuyordu. Ona baktıkça kendimi bulutların üstünde imkansızlıkları başarmış hissediyordum. Onu seyretmeye dalmışken birden gözlerini açtı. Yemyeşil gözleri aşkla bakıyordu, oh, tabi bir de yeni uyanmış. Ve mükemmel sesiyle;

''Günaydın bebeğim'' dedi. Bebeğim mi bu da nereden çıkmıştı.

''Günaydın bir tanem.''

''Rahat uyudun mu ?''

''Tabi ki. Şimdiye kadar hiç bu kadar rahat ve huzurlu hissetmemiştim. Beni kendime getirdin aynı zamanda da kendine bağladın. İyi ki varsın.'' deyip yanağına bir buse kondurdum.

''Sende iyi ki varsın, bende hiç bu kadar keyifli ve harika hissetmemiştim kendimi. Seni seviyorum.''

''Ben de seni seviyorum.'' dedikten sonra beraber duşa girdik güzelce yıkandıktan sonra benim kıyafetlerimden verdim ona ve giyindik. Kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa geçti, bende o arada çarşafları ve kıyafetlerimi attım makineye dün gece epey bir kirlenmişlerdi. Daha sonra arayan olmuş mu diye telefonuma baktığımda saati gördüm ve direkt Ege'nin yanına koştum;

''Ege saat 11 olmuş.''

''Yani ?''

'' İşe geç kaldık.''

''Şaka mı yapıyorsun ? Ha-ha-ha''

''Ege ciddiyim !''

''Aşkım patronu olduğum işe geç kalsam ne olabilir ki ?''

''İyi ama çalışanlar, onların ikimizin de yokluğunu anlayacak ve şüphelenecekler.'' dedikten sonra sandalyeye oturup karşısındaki sandalyeyi gösterip;

''Otur'' dedi ve ardından;

''Bu durumu er ya da geç, bir şekilde öğrenecekler, öyle değil mi ?''

''Evet ama...''

''Aması yok olmasında zaten. Gizlenerek, saklanarak bir yere varamayız. Bir şekilde artık ailene söylemen lazım.''

''Bilmiyorum, bilmiyorum Ege off! Aslında bir yerden çok doğru söylüyorsun ama bir yerden de annemin ve kardeşimin buna hazır olup olmadığını düşünüyorum. Bu değişimimi nasıl karşılarlar bilemiyorum, onları kaybetmek istemiyorum.''

''Onları kaybetmek istemiyorsan erken davranmalısın, olanları düzgünce anlattıktan sonra anlayışla karşılayacaklardır, yani umarım öyle olur. Ben her ne olursa olsun hep senin yanındayım her zaman.''

''İyi ki varsın Ege iyi ki. Aslında doğru söylüyorsun, bir şekilde öğrenecekler, o zaman bu akşam onları yemeğe çağırayım. Ama sen de yanımda ol, olur mu ?"

"Aşkım bu pek iyi bir fikir değil sanki, önce sen konuşmalısın düşüncelerine göre ben zaten tanışırım. Hem de bu akşam Aybike'yi Selin'le tanıştıracağım." 

"He doğru bir de o vardı. Tamam ben de konuşayayım annemlerle bu akşam. Çok büyük bir tepki göstereceklerini düşünmüyorum aslında. Ama yine de düşündürüyor bu durum beni." 

"Tabi ki biraz tedirgin olman normal ama bana güven rahatlayacaksın."

Sana sonsuz bağlandım güvenimi lütfen hiç kırma."

"Asla. Asla öyle bir şey yapmayacağım, söz veriyorum."

"Seni çok seviyorum."

"Ben daha çok seviyorumdur da"

"Bunu şimdi tartışmayalım istersen" deyip güdüm.

"Sonra mutlaka konuşalım ama bu konuyu"

"Tamam" dedim. Sonra kahvaltıyı hazırladık beraber. O daha çok şey yaptı tabi ama Fransa'da yaşamış yani. Sofrayı da kurduktan sonra oturduk masaya.

"Yine harika yemekler çıkardın, ellerine sağlık."

"Afiyet olsun. Sen iste ben hep yaparım."

"Ben hep isterim ama, kilo alırım sonra."

"Nolmuş yani ?"

"Bir şey olmaz da olsun."

"Ama zaten benim yaptığım yemeker çok yağlı bişe değil ki. Dikkat ettikten sonra ne olsun."

"Dikkat etmek demişken, sen nerede spor yapıyorsun, bende oraya gideyim de beraber yaparız. Birlikte olmuş oluruz hep."

"Evimde" deyip pis pis sırıttı.

"Yaa gerekli her şey var mı? Bir de neden öyle yaptın, spor salonu niye kullanmadın?

"Bir spor salonunda olan her şeyden daha fazlası var. Ha-ha-ha. Çoklu ortamlar da olunca rahat edemiyorum pek. Evim de müsait olduğu için, daha iyi olucağını düşündüm, ve tabi ki evime spor yapmaya gelebilirsin."

"E ev dediğin yayla yani, kocaman. Başka bilmediğimiz şeyler var mı böyle?"

"Saunam var bir de. Eee sen gelicek misin bana spora?"

"Bilmem, gelirim."

"İstediğin her zaman." Dedi kahvaltımızı yaptık sofrayı toparladık, şirkete doğru yola çıktık.

Her Tesadüf Böyle OlsaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin