Küçük bir uyarı: Cinsellik barındıran ifadeler oldukça fazla : ))
"Beni nasıl buldun ?"
Önce biraz gülümsemişti, dişlerini göstererek tabi, çünkü bunun beni tahrik edeceğini çok iyi biliyordu.
"Mektubunu alır almaz buldum seni."
"Nasıl ya, adreste mi yazmışım senin mektubuna" dedim gülerek.
Gülümseyerek "bilirsin sevdiklerimin eşyalarını kurcalamayı severim" dedi Ege
"Bilmez miyim" diye karşılık verdim hemen.
"Senin evindeyken çekmeceni açtım parfüm almak için ama bir tane kitap gördüm, meğerse günlüğünmüş. İçini biraz karıştırırken bir sayfada yazan kelime dikkatimi çekti ve o sayfayı en başından okudum. Eğer herhangi bir şeyden dolayı bir durum olursa ve buraları terk edecek olursam, bir ada da kendime güzel, lüks bir ev almak ve orada tek başıma ya da sevdiğimle yaşamak isterim, yazıyordu. Dikkatimi çeken kelime de terk etmekti. Günlüğünün arkasında da burası kalp içine alınmıştı."
Bunları anlatırken gözleri kocaman oluyor ve büyük tutkuyla anlatıyordu.
"Sana inanamıyorum Ege, böyle bir şeyi okuduktan sonra niye bana söylemedin."
"Olur da bir şey olursa, seni hemen bulayım diye, bildiğimi bilseydin buraya gelmezdin öyle değil mi ?" Gülümseyerek ve sonra boynuma bir öpücük kondurdu.
"Doğru, beni çok iyi tanıyorsun ve bir o kadar da şaşırtıyorsun."
"Tabi ki, sen benim her şeyimsin çünkü."
"Beni şımartmaktan vazgeçmeyeceksin, değil mi ?" Dedim şımarık ve mutlu bir şekil de.
"Hayır, çünkü sana birçok şey yakıştığı gibi şımarık olmakta yakışıyor."
Uzunca bir süre gözlerinin içine baktım ve mutlulukla:
"Seni seviyorum Ege, seni seviyorum bebeğim" dedim.
"Ben de sevgilim, ben de seni çok seviyorum" dedi ve "ait olan parçalar artık yeniden buluşmasın mı" diyerek dudaklarımızı buluşturdu ve beni üstüne çekerek kucağına oturttu. Bu şekilde uzunca öpüşürken çıplakta kalmıştık. Onun vücüduna tekrardan sahip olmak beni hiç olmadığım kadar heyecanlandırdı. Ellerimi sürekli saçlarında, sırtında, karnında gezdiriyordum. Sanırım Ege de tahrik oluyordu ki öpüşmeyi duraklatarak "yatak odası nerede ?" Diye sordu. Sesli bir şekilde gülerek tarif ettim. Ben kucağındayken ayağa kalktı ve öpüşerek odaya ilerledik. Beni hafif bir şekilde yatağa atarak, ellerini bacağımdan boynuma kadar gezdirdi ve baş parmağıyla dudağıma dokunarak bir buse kondurdu ve "prezervatifsiz seks yapmaya ne dersin ?" Diye sordu. Biraz afallasam da onu her halükarda hissetmek istiyordum, gözlerinin içine bakarak masumca kafamı evet anlamında salladım. Gülümseyerek dudağımdan öptü ve yavaşça penisime doğru diliyle indi ve yalamaya başladı. Bu hiç olmadığı kadar hoşuma gidiyordu, bir kaç dakika içinde boşalmıştım. Karnımdan öperek dudaklarıma çıktı ve bir hamleyle bizi ters çevirdi ve ben de onun bana yaptığı gibi, dilimi göğsünden başlayarak yavaşça karnına, oradan da penisine indirdim ve oldukça sertleşmiş olan penisini ağzıma aldım ve yalamaya başladım, o da bir kaç dakika için de boşalmıştı. Beni çok özlediği erken boşalmasından belli oluyordu, eskiden olsa uzunca bir zaman onu boşaltamazdım. Dudaklarına yaklaşıp uzunca bir öpücük aldım ve sırt üstü uzanmamı sağladı. Bacaklarımı iki yana ayırarak popo deliğimi yalamaya başladı ve ardından penisini de tükürükledi. Dudağıma yaklaşıp bir öpücük aldı ve gözlerime bakarak "hazır mısın ?" dedi. O anın tutkusuyla "hiç olmadığım kadar" cümlesi çıkıverdi ağzımdan. Yavaşça içime girdi ve ileri geri yapmaya başladı. O an zevkten ölebilirdim ki Ege de öyle görünüyordu. Uzun bir aradan sonra bu zevki tekrar tatmak beni çok mutlu etmişti. Ve bir an da Ege'nin orgazm olmuş sesi ve benim inlemelerimle içimde bir sıcaklık hissetmiştim, mutlu eden bir sıcaklık. Tam o esnada göz göze geldik ve birbirimize gülümsedik. Ege yanıma yan dönerek uzandı ve ben de acıyla yan döndüm biraz öpüştükten sonra:
"Seksiliğinden hiç ödün vermemişsin" dedi Ege.
Gülerek "sen de öyle, hâlâ çok sert ve seksisin" dedim ve dudaklarımızı buluşturdum. Beni kendine çekerek göğsüne yatırdı ve saçlarıma okşamaya başladı. Sessizliğe gömülmüştük ikimiz de çünkü sadece kokularımızı istiyorduk. Ege'nin kokusu, o da hiç değişmemişti. Onu koklayarak gözlerimi kapadım ve tüm olumsuzlukları silip attım kafamdan. O sıra da Ege de saçlarımla oynıyordu. Biraz sonra birbirimize sarılarak uyumaya başladık.
Sabah olduğun da deniz manzarasına karşı gelen güneş ışıklarıyla Ege'nin göğsünde uyandım. Bu huzur nirvanayı gerçekten yaşatıyordu insana, kalbim mutlulukla doldu. Ege'yi inceledim, beş yıl bu kusursuzluktan mahrum kalmıştım ve artık vuslat zamanıydı, tabi gerçi o ulaşma dün gece daha güzel olmuştu ama bu benim özel kavuşmamdı, o uyurken onu seyretmek. Benim en büyük hobim ve mutluluk kaynağımdı. Ellerimi saçlarında gezdirdikten bir süre sonra "günaydın sevgilim" diyerek uyandı.
"Günaydın birtanem" dedim gülerek ve dudağından bir öpücük aldım. Duşumuzu alıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa girmemizle benim şok geçirip çığılık atmam bir oldu. Yerde yatan kanlı bir erkek cesedi vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Tesadüf Böyle Olsa
Teen FictionHayal gücümün yettiği kadar ve muhteşem önerilerinizle Serkan ve Ege'nin aşk dolu hayatlarını beraber yazacağımız harika bir kitap olacak. Çarpışarak tesadüfen karşılaşan bir aşkın harika tohumları yeşeriyor. Platonik olarak başlayan bu aşk harika...