5

5K 205 10
                                    

Gün batımını izleyene dek sahilde oturup, dondurmalarımızı yedik. İkimizinde az önceki yaşananlardan bahsedecek ya da başka bir konu açacak gücü yoktu. Sessizce oturmuş, dalga sesleri eşliğinde birbirimize kaçamak bakışlar atarak denizi izlemiştik. Güya. Çünkü ben az önce yaşananları düşünmekten önümü göremez olmuştum. Karşıma ancak o çıksa onun yüzünü görürdüm. Başka bir şey görmek istemiyordum ondan başka.

Gün battıktan sonra eve dönmüş, evde kalabalık bir manzarayla karşılaşmıştık. Tüm aile üyeleri -artık Mine teyzeleri ayrıca söylememe gerek yoktu sanırım- bizim geniş salonumuza toplanmış, dört gözle bizi bekliyorlardı.

Sabırsızlıkla anlattıklarımı dinleyip sevinseler mi üzülseler mi bilemediklerini söylediler.

"Ee düşündün mü? Ne karar verdin?" dedi teyze kızım Şermin.

"Bilmiyorum. Yani düşündüm ama bir sonuca varamadım." dedim güçlü çıkmaya zorladığım sesimle.

"Gül gibi işi buldun, elinin tersiyle itecek halin yok ya kızım." dedi anneannem.

"Düşünmeye ihtiyacım var anneanne, yapabilir miyim emin olmam gerek."

"Rahat bırakın torunumu. O kendisi için en iyi olanına karar verir. Zaten çok yorgun gözüküyor, bırakalım da dinlensin." dedi dedem çatık kaşları ile. Asabi suratına karşı yumuşacık kalbinin olması yüzümü gülümsetti. Dizinin dibine oturdum ve ellerinden öptüm. Kafamı dizine yaslayıp yüzümü annemlere doğru döndüm.

"Kendim için en iyi kararı vereceğim."

---

Sabah erkenden uyanmış, kahvaltımı etmiş, duşumu almış ve Ebrar'ın düğün öncesi bekarlığa veda partisine katılmak için giyinmiştim. Aslında çokta bir parti havası yoktu, bir kaç yakın arkadaş toplanıp evlerinin bahçesinde sohbet edecek, gülüp eğlenecektik. Herkes hazırladığı bir kaç çeşit atıştırmalığı da yanında getirecekti.

Rahat olabileceğim uzun, desenli bir etek ve beyaz rahat bir atlet giydim üzerime

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Rahat olabileceğim uzun, desenli bir etek ve beyaz rahat bir atlet giydim üzerime. Islak saçlarımı kremleyip açık bırakmayı tercih ettim. Bir kaç yüzüğü ve kolyeyi de takıp büyük çantamı koluma astım.

Dünden beri düşünmeyi ertelediğim yaşananlar yine aklıma üşüşünce hızlıca odadan çıktım.

"Kızım, kurabiye ve dolmaları kutulara koydum. Almayı unutma." diye seslendi annem. Mutfağa geçip geniş çantama renkli kutuları koyup annemin yanına, salona geçtim.

"Teşekkürler annem. Ellerine sağlık, ben çıkayım da kızlara yardıma gideyim."

Annemin yanaklarından öpüp rahat sandeletlerimi ayağıma geçirdim.

Bahçeyi ufacık süslemek, fotoğraf çekilmek ve onların bize anı kalması güzel olabilir diye düşünmüştük.

Merdivenleri çıkıp teyzemlerin kapısını çaldım. Şermin olduğunu tahmin ettiğim koşuşturma sesinden sonra kapı açıldı. Üstüne giydiği yeşil tulumu ve siyah saçları üstünden akıp gidiyordu adeta. Su gibi zarif ve güzeldi.

İpek'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin