Uzak, çok uzak diyarlardan gelmiş gibiydi gözleri. İki yeşil boncuk düşmüştü yer yüzüne,o da onları çok sevmiş takıvermişti sanki kirpiklerinin arasına. O kadar güzeldi ki gülüşü, bıyıklarının arasından firar edip kaçıveriyordu bazı zamanlar. O hoş...
Uzun ve yorucu bir günün akşamı eve gelip duş bile alamadan uyuyakalmadan önce sabahın erken saatlerine alarmımı kurmuştum.
Gözlerimi açtığım sabah büyük bir gündü. Yeni öğrencimle tanışacaktım. Üstümdeki heyecanı biraz da atmak adına kısa ama rahatlatıcı bir duş aldım.
Bornozumla açık renk gardırobumun karşısına geçip ne giyebileceğime baktım. Aslında buna daha önce karar vermem gerekiyordu ama son anda bu sabahki ruh halime göre giyinme kararı almıştım.
Şimdi dolabın karşısında hiç giyecek kıyafetim yokmuş gibi öylece duruyordum.
Elime aldığım kırmızı elbiseyi, çok cüretkar bulduğum için yerine geri astım. Dolabımda çok sade parçalar olmasına rağmen çiçek desenini, farklı motifleri seviyordum. Çiçekli bir elbiseye gözüm takıldığında bugün pantolon giymek istediğime karar verdim. Hava rüzgarlıydı ve birde onun uçuşmasıyla uğraşamayacak kadar stresliydim.
Rahat giyinmek istiyordum. Bir yandan ciddi olmasın bir yandan da şık dursun istiyordum. 6 yaşındaki kendini dış dünyaya kapatmış bir kız çocuğu, karşısındaki öğretmeni hangi kıyafetler içinde görmek isterdi?
Bu sırada üst raftaki katlı olarak duran kot pantolonlarım gözüme çarptı. Bence bugün için gayet güzel bir fikirdi. Paçaları kendi renginden bir ton daha açık bir mom jeande karar kılıp onu yatağımın üstüne serdim.
Üstüme giymek için bir şeyler ararken gözüme geçenlerde alıp giymeye fırsatım olmadığı, beyaz, çiçek desenli detayları olan, karpuz kollu bir bluz takıldı gözüme.
Elime alıp hiç düşünmeden onu da pantolonumun yanına gönderdim.
Uygun iç çamaşırlarımı bulup giydikten sonra çıkardığım kombini de giyip makyaj masamın karşısına oturdum. Saçımdaki havluyu çiçek kokuları eşliğinde kurtardım turuncu tellerimden.
Saçlarımı tarayıp kendi hallerinde kurumaları için bıraktığım sırada biraz makyaj yapıp annemin altın saatini, adının yazılığı olduğu kolyeyi ve bir yüzüğü taktım. Biraz parfüm sıkıp çantamı hazırladım.
Kombinimi tamamlamak adına krem bir ressam şapkasını saçlarıma geçirdiğimde hazırdım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Odadan çıkıp annemlerle vedalaştıktan sonra babamın eski model mercedesinin anahtarlarını koyu kahve hasır çantama atıp, burunları siyah hafif topuklu ayakkabılarımı giydim.
İşte şimdi küçük kızla tanışmaya hazırdım.
---
Karşımda siyah lüle lüle saçlı, bana Yiğit'in gözlerini hatırlatan ama Yiğit'inkinin aksine mavi gözleriyle bir kız otururken onu ısırmamak için kendimi zor tutuyordum. O kadar güzel, şirin bir kızdı ki sanki onca kötü anıyı saklamıyordu zihninde.
