9

3.9K 166 10
                                    

*Medyada hem sözlerini hem de klibini ayrı sevdiğim bölümü yazarken dinlediğim şarkı mevcut. *

Uçsuz bucaksız bazı anlar vardır. Hiç bitmeyecek gibi düşlersiniz ama bittiğinde öylece olduğunuz yerde kalır ve anı geri getirmek için asla uğraşamazsınız.

Yiğit'e yaşananları anlattıktan sonra bana sıkıca sarılmıştı ve tebrik etmişti. Benim gönlümün kaldığı o an, beni tebrik edişi değildi tabi ki de.

Bana sıkıca sarılıp, uzun düzgün parmaklarını turuncu tellerimin arasından geçirip boynuma ılık nefesini bıraktığında kaburgalarımın titrediğini, boynumun uyuştuğunu, saç diplerimin sızladığını hissettim. O anda kalbimin üzerinden uçurduğu gül yaprakları, onun kalbinin üzerine uçuşsun istedim.

Şimdi ise yan yana salıncakta sessizce oturuyorduk. Benim aklımda, gönlümde hala o sarıldığımız anın tozları uçuşurken onun aklından neler geçiyor bilmek istedim. O güzel aklının köşelerinde neler yeşeriyor, o yeşeren tohumlarda benimde filizlerim var mı, bilmek istedim.

Hafifçe salladığı salıncakta bir ileri, bir geri giderken dudaklarımdan firar eden soruya engel olamadım.

"Keşfedişin nasıl gidiyor?"

Rahatsızca kıpırdandığını, ellerini nereye koyacağını bilemez bir şekilde havada sallamasını izledim.

"Bilmiyorum. Bahsettiğin o iç gıcıklanması, canımı fazla yakıyor. Canımı yakmasının yanında bir de kafamı allak bullak ediyor." dedi sıkıntılı bir sesle.

İçimdeki sıkıntı baş gösterdi. Keşfedişin, içindeki sevgimin onu rahatsız etmesi içimi buruklaştırdı.

"Seni huzursuz ediyor." dedim tek nefeste. Başını olumsuz anlamda salladı.

"Bu huzursuz ediş değil sadece bilmediğim bir his."

Nazikçe gülümsedim. Ne diyeceğimi bilemez bir halde ona doğru döndüm. Yeşil gözlerini dikmiş yüzümü inceliyordu.

"Ben ne yapacağımı şaşırdım bu başımdaki hislerle. Bir yandan hiç yanından ayrılmayayım, hep gözümün önünde ol istiyorum. Bir yandan senden ne kadar uzağa gitsem o kadar rahat olacakmış gibi hissediyorum. Bunların bir anlamı var biliyorum ama bu keşiften korkuyorum."

Söylediği sözlerin her bir kelimesi, kalbime tek tek birer kıymık batırdı. Hiç çekinmeden sapladı tüm o kelimelerini.

Gözlerimin dolduğunu, parmaklarımın birbirine çarpacak kadar sert titrediğini hissedebiliyordum. Ama korku dolu bir suratla Yiğit'e bakmaktan, vücutumda olanları sevdiğim adamdan saklamayı beceremiyordum.

"Seni kırmak istemedim. Hiç bir zaman istemiyorum ama düşüncelerimi senden başka kimseye söyleyemem. Senden başka gidecek onca yerim varken senden gidemiyorum. "

Başımı olumlu anlamda salladığımda gözümden bir damla yaş süzüldü. Benden başka gidecek çok yeri vardı demek. Oysa ki benim ondan başka gidecek ne bir kimsem ne de bir isteğim vardı.

Hızla titreyen parmaklarımı yüzüme uzattığım sırada usulca elini yanağıma doğru uzattı. Baş parmağıyla akan göz yaşımı sildiğinde içimdeki ağlama isteğini bastıramadım. Omuzum yavaşça sarsılırken gözlerimi, yeşil boncuklarından alamıyordum.

Ben Alçin İpek Yaşar, sevdiğimin gözlerinin içine bakarak ilk defa ağlıyordum.

Yiğit, ne yapacağını bilemez halde sakinleşmem için cümleler sıralarken onun sözlerini duyamadım. Aklımda dönüp duran sözleri, kalbimdeki kıymıkları varken onun bundan sonra söyleyeceği hiç bir cümleyi duyamayacakmış gibi korkuyordum. Kalbimi bu kadar kırdıktan sonra ne yapacağım,bilmiyordum.

İpek'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin