18-Baba

24.9K 1.5K 285
                                    

314K!

**

Geçmiş, tarihe gömülmüştü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geçmiş, tarihe gömülmüştü.

Ben her zaman dünü, tarihe gömmeyi tercih etmiştim çünkü benim için dün, bugünden daha değerli değildi. Ve ertesi gün olduğunda, bugünüm düne dönüştüğünde, elde avuçta koca bir hiç kalırdı.

Bu her zaman böyle olmuştu çünkü dünümde kayda değer bir hatıram yoktu.

Tam da bu yüzden hiçbir zaman olduğum yerde durup da geçmişime bakma gereği duymamıştım. Geçmişte hatırlanmaya değer bir şey yoktu, orada sevdiğim kimse yoktu. Aksine geçmişimde çok fazla kayıp vardı, çok fazla yalnızlık, çok fazla bilinmezlik vardı. Orada sevdiğim kimse yoktu.

Fakat şuan, olduğum hastahane koridorunda hayatımda hiç yapmadığım bir şey yaparak geçmişimi düşünüyordum. Kütüphanede uyuyakaldığım ve Diyar'ın adamlarının beni kaçırdığı o günden başlayarak bugünüme kadar yaşadığım her şey gözlerimin önünde bir kez daha can buluyordu.

Artık durup da geçmişe bakmama neden olacak güzel hatıralarım vardı.

Ve şuan camın ardında bilinçsizce yatan adam bu güzel hatıraların çoğunda başrol oynuyordu. Camın önünde dururken yavaşça parmak uçlarımla cama dokundum. Parmak uçlarımda hissettiğim soğukluk bana ölümün acizliğini hissettirirken gözlerim bir kez daha dolmuştu. Diyar'ı orada bilinçsizce yatarken görmek ruhumda önlenemez zelzelelere neden oluyordu. Eğer bu geceden önce bana sorsalardı ihtiyarı bu şekilde gördüğünde ne hissedersin diye sadece üzülürdüm derdim. Oysa sadece üzülmemiştim, ben kelimenin tam anlamıyla yıkılmıştım.

Evde çalışan kadının çığlığını duyar duymaz ikişer üçer indiğim merdivenlerin ortasında ihtiyarı merdivenlerin ucunda kanlar içinde bulmuştum. O an yaşadığım korkuyu hayatım boyunca unutamayacaktım.

Ailemi kaybediyor gibi hissetmiştim.

O, orada bilinçsizce yatarken kafasının arkasından sızan kan küçük bir gölcük oluşturmuştu. Başında bekleyen kadın hiç durmadan çığlık çığlığa bağırıp ağlarken iki saniyelik yaşadığım şokun ardından öyle bir çığlık atmıştım ki evin etrafındaki bütün korumalar soluğu bizim yanımızda almıştı. Şimdi attığım çığlık aklıma geldikçe yüreğim bir kez daha tekliyordu çünkü ben basit bir çığlık atmamıştım. Ben ne yaptığımı, ne dediğimi idrak edemeden sadece o an yaşadığım acının yüreğime gebe bıraktığı kelimeyi haykırmıştım.

''Baba'' diyerek haykırmıştım. ''Baba'' diyerek Diyar'ın yanına koşmuş ve ağlayarak yüzünü avuçlamıştım. Merdivenlerden gelen sesle başımı çevirip Aktan'a ''babama yardım et'' diyerek yalvarmıştım.

Baba....

Bu 2 hecelik kelime söylerken ne kadar kolay geliyordu dile ve ne kadar da aşina geliyordu kulağa. Oysa benim hiçbir zaman bir babam olmamıştı, ben hayatımda sesli bir şekilde toplasan ya iki ya da üç kez söylemişimdir bu kelimeyi. Biyolojik olmasa da bir annem olmuştu. Bir ablam vardı, yeğenim, eniştem.... Ama hiçbir zaman babam olmamıştı.

SALTANAT (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin