21-Ateş

30.2K 1.6K 201
                                        

353K!

**

Bize doğru hızla yürüyen adamı inceledim ve aramızdaki benzerliği fark eder etmez onun kim olduğunu anladım. Boyu tahminen 1,70'lerde olan adamın benim gibi sarı saçları ve mavi gözleri vardı. Üzerine geçirdiği siyah deri ceket omuzlarının genişliğini gözler önüne sererken biçimli bacaklarını saran siyah pantolon fiziği için çaba sarf ettiğinin bir kanıtıydı. Yüzü fazla güzeldi, serseri görüntüsüne inat naif ve hoş bir yüzü vardı. Keskin yüz hatları bile bu güzelliğine gölge düşüremiyordu. İlerleyerek tam önümüzde durduğunda kuzenimin tek hedefi Aktan olmuştu.

''Daha fazla saklanmayacağım Aktan ağabey. Daha fazla amcamın bizim için zarar görmesine izin vermeyeceğim!''

''Bir sen eksiktin zaten!'' diyerek kollarını benden çekerek sıkıntıyla yüzünü avuçlayan Aktan oldukça stresli görünüyordu. Seher, Yasemin hanımın koluna girerek onu koltuklardan birine otuttururken Şerif ağabey ne yapacağını bilemez bir şeklide bir sağa bir sola yürüyordu. Ertuğrul ise gayet rahat bir şekilde Aktan'a bakarken bir anda kafasını bana çevirmişti ve göz göze gelmiştik. Tedirgin olsam da bana gülümseyen adama ben de gülümsemeye çalıştım.

''Sen Alçin olmalısın, haberlerin bana kadar ulaştı.''

''Haberlerim?''

''Yaptıkların! 2 hafta içinde herkesi birbirine katmışsın, seni gerçekten tebrik ederim. Ve Ahu kaltağını vurman! Kızım efsanesin!'' Bir anda gaza gelerek bana sarılan çocukla öylece kalakalmıştım. Kesinlikle böyle bir tepki beklemiyordum.

''Tamam lan, yapışma kıza! Amcan içeride git onun yanına!'' Beni Ertuğrul'un kollarından çekip tekrar kendi kolları arasına alan Aktan ile iyice nevrim dönmüştü.

''Aman yemedik kızını, dünya ahiret yengemiz merak etme.'' Bize neşeyle gülümseyerek odaya giren Ertuğrul'un arkasından öylece bakakalmıştım.

''O... Çok...''

''Baş belası?''

''Fazla neşeli ve haylaz biri gibi duruyor demek istemiştim Aktan.''

''Ah kesinlikle Ertuğrul'u tanımlayan cümle baş belası olur Alçin. Yakın bir zamanda bunu sen de anlayacaksın.''

''Belki de onun bir şeylerle baş etme yöntemi bu şekildedir.''

''Emir ile konuşmalıyım. Sonra da Yavuz ile bir görüşme ayarlamalıyım. Ertuğrul'un haberi çoktan herkese gitmiştir, yakın zamanda büyük bir güç savaşı patlak verecek.''

''Emir'i bilmiyorum ama Yavuz kafasına indirdiğim tavadan sonra bizim tarafımızda olur mu ki?''

''Bu güç savaşında Ahu hariç kimse duygularıyla hareket etmez. Aslında bir bakıma Yavuz'un kafasına tava indirmen iyi oldu, böylece seni hafife almaması gerektiğini anlamış oldu. Bu savaş tamamen stratejiyle alakalı olacak. Herkes kazanan tarafta olmak ister ve Emir de bizim tarafımızda olursa Ahu'nun eli güçsüz olacak. Yavuz da bunu fark edeceği için büyük ihtimalle bizim tarafımızda olacak.''

''Ne kadar güvenebiliriz ki?''

''Hiç... Hiç kimseye güvenemeyiz Şirine. Diyar ve Şerif'in yanından ayrılma ve zor olsa da lütfen kimseye bir şey çaktırmamaya çalış.'' Kafamı sallayarak onu onayladığımda benden ayrılmış ve hiç çekinmeden koridorun ortasında dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Öpücüğün şaşkınlığı beni sarıp sarmalarken bu hissin ne kadar muhteşem olduğunu asla tahmin edemezdim. Tüm yaşananlardan sonra nerede olduğumuzu pek umursamadan ellerimi omuzlarına koyarak parmak uçlarıma yükseldim ve öpüşüne karşılık verdim. Kısa bir öpüşmeden sonra son kez gözlerimin içine bakmış ve alnımdan öperek Yasemin Hanım ile Seher'i de alarak gitmişti. Ben de koridorun ortasında beklemek yerine Diyar'ın odasına girerek kendimi boş koltuklardan birine atmıştım.

SALTANAT (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin