19 + my war is over

803 79 22
                                    

young god | 19. bölüm : my war is over
________

Bölümün oldukça kısa olduğunun farkındayım ama uzatıp saçmalamak istemiyorum. Diğer bölümle de birleştiremem çünkü o bayağı uzun olacak.

Son 7 bölüm.
________

- 19. BÖLÜM -

Thanos'un parmakları Loki'nin ince boynunu kavradığında çığlık atıp ona koşmak istedim. Fakat babam beni ayaklarımdan olduğum yere sabitleyip bunu engelledi. "Baba, bırak gideyim," dememe rağmen tek yaptığı bana sarılmak ve susmamı söylemekti.

Loki'nin gözleri kanlanmaya başlamış ve dudakları hava girmeyen ciğerleri yüzünden açılmıştı. Ayakları zeminden kesilmişti ama yine de Thanos'un yüzüne olabildiğinde dik bakmaya çalışıyordu. "Gerçekten bir tanrıyı yenebileceğini mi sandın, fare?" dedi Thanos, derin bir sesle.

"Asla..." diye sözüne başladı Loki, belki de bunlar dudaklarından çıkan son sözlerdi. "Bir Tanrı... olamayacaksın." Loki'nin boynundan bir ses gelip, nefes alış verişi durduğunda hayatım boyunca atıp atabileceğim en yüksek çığlığı attım ve çaresizce Thanos'un Loki'nin cansız bedenini ayaklarımın önüne atışını izledim. "Loki!"

"Loki!"

"Lia!"

Gözlerimi açtığımda karanlık bir odadaydım ve ter içindeydim. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atarken Loki'nin adımı sayıklayıp, kollarının ettafıma dolandığını ve beni göğsüne bastırdığını hayal meyel hatırlıyorum. Daha sonrası ise karanlık.

________

Dünyadaki gün doğumunu izlerken Loki'nin yanıma yavaşça oturduğunu hissettim. Ona dönüp baktığımda bana gülümsedi. Ten rengi o kadar beyazdı ki, gün ışığının hangi rengi yüzüne vursa o renge bürünüyordu.

Belki de beş dakikamı, yüzünü incelemek için gün doğumuna tercih ettiğimde Loki en sonunda bana bakıp "Neden öyle bakıyorsun?" diye sordu. "İyi misin?"

"Değilim," dedim göz yaşlarımı elimle bastırmaya çalışırken. "Korkuyorum."

"Neden? Korkmanı gerektirecek bir şey yok. Beraberiz, iyiyiz ve her şey de iyi olacak," dedi Loki, bembeyaz parmaklarını yanağımda gezdirip saçlarımı okşamaya başladığında. "Bana anlatmadığın ne var Lia? Rüyanda ne gördün?" Yutkunduğum sırada gözlerimi gözlerinden çektim. Ona her baktığımda zihnime, bomboş bakan gözlerinin şekli düşüveriyordu. Onu kaybetme düşüncesi kalbimi öylesine yaralıyordu ki nefesim kesiliyordu. "Anlat bana."

Başımı iki yana salladım ve kalçamı daha çok yanına çekerek başımı göğsüne yasladım. Kollarıyla sırtımı örttüğünde kendimi onun hala burada, benimle olduğuna inandırmaya çalışıyordum fakat, rüyam o kadar gerçekçiydi ki bu inanılmaz zor oluyordu.

"Bana söz vermeni istiyorum," dedim başımı göğsünden kaldırmadan. "Hiç kimse için canını feda etmeyeceksin."

"Nereden çıktı şimdi bu?" dedi. Şaşkınlığı sesinden belli oluyordu.

"Söz ver," dedim inatlaşarak. Onu kaybetmeyi göze alamazdım. "Lütfen."

"Söz," dedi Loki, kulağıma fısıldayarak. "Ama konu sen olursan, senin için feda ederim."

"Hayır," dedim sertçe. Aklımdan geçenleri anladığını biliyordum fakat bunu belli edebilecek bir tepki göstermedim. "Özellikle benim için, asla ama asla bunu yapmayacaksın."

"Lia, seni anlamıyorum. Neler olduğunu anlatırsan belki anlarım, ne dersin?" dediğinde başımı göğsünden kaldırmıştım.

"Söz verecek misin artık?" dediğimde başını iki yana salladı. "Vermeyeceğim. Çünkü sen olsan sen de aynısını yapardın."

________

"Ne kadar zamanınız var?" dedim Wakanda topraklarına ayak bastığımız zaman. Shuri bizi karşılamak için geldiğinde yüzünde gergin bir gülümseme vardı.

"Belki birkaç saat," dedi Tony gözlüğünü burnunuz üzerine iterek. "O da en fazla."

Wakanda da geçirdiğimiz her saniyemizde tehlike altındaydık. Thanos her an gelebilir ve son taşları almak için elinden gelenden daha fazlasını yapabilirdi. Wakanda her ne kadar kusursuz bir şekilde korunuyor olsa da elindeki taşlar, burayı bulması için yeterliydi.

Hepimiz Vision'ı taş olmadan da hayatta tutmak için bir yol arıyorduk. Taş çok güçlüydü ve yerini ancak kısa süreli maddelerle doldurabiliyorduk ve bu işe yaramıyordu. Onun her seferinde acı çekmesini istemiyorduk. O yüzden Vision'ı saklamaya karar verdik. Fakat Vision bunu kabul etmiyor, taşı yok etmek için bizi ikna etmeye çalışıyordu.

"Vis," dedi Wanda kollarını birleştirip sevgilisine dönerken. "Bunu daha ne kadar konuşacağız? Böyle bir şey olmayacak."

"Bir fikrim var," dedi Shuri. Vision, onu yatırıp incelemeye aldığı yerden Shuri'ye bakmaya başladı. "Ama bana biraz zaman gerek. Uzun sürebilir."

"Ne kadar zamana ihtiyacın var?" dedi Tony, elini çenesinde gezdirerek. "Biliyorsun, her saniyemiz bir Sonsuzluk Taşı değerinde."

"Belki bir saat," dedi Shuri, koyu tonlu parmaklarını havadaki ekranla buluştururken olabildiğince hızlı davranmaya çalışıyordu. "Ama daha az olmaz."

"Tamam o halde," dedi Vision yattığı yerden. "Bir an önce başlayalım."

Tüm herkes bir an önce taşın Vision'dan çıkartılması için dua ederken, öylesine derin ve gürültülü bir ses kulaklarımıza işitti ki hepimizin kalbi neredeyse çıkacakmış gibi atmaya başladı. Ayaklarımızın altındaki zemin titredi ve gökyüzünü kaplayan bulutların yerini demir almaya başladı.

Thanos buradaydı.

young god : lokiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin