15 + all i need is your love

988 96 59
                                    

young god | 15. bölüm :  all i need is your love
________
önemli not:
tam bölümü yayınlamak için bölüme girmiştim ki bir baktım bölüm yazılmamış görünüyor. oysa bu bölümü çoktan tamamlamıştım! düzenleme geçmişinde de çok az bir kısım kayıtlı kalmış, nasıl oldu anlamadım cidden sinirlerim bozuldu. o yüzden tekrar yazdım...
________

- 15. BÖLÜM -

"Önemli değil," diyerek bana doğru yaklaştı Loki. Saçlarımı yanaklarımdan çekerek nefesinin yüzüme vurmasını sağladı. "Tek ihtiyacım olan şey senin sevgin."

"Bir gün yetmeyecek ama," dediğimde bana başını yana yatırarak baktı. "Öyle bakma bana Loki, erkeklerin nasıl olduğunu biliyorum."

"Sence ben senin o bildiğin erkekler gibi miyim?" dediğinde gülerek başımı salladım. "Eh o zaman endişelenmene gerek yok."

Başımı yavaşça göğsüne yasladığımda kollarını omuzlarıma doladı. Birbirimize sarılırken acaba hata mı yapıyoruz diye düşünüyordum. Ya gerçekten birbirimize ait değilsek ve bir yalanı yaşamaya çalışıyorsak? Bu aralar içimi kaplayan bu huzursuzluk hissi beni deli ediyordu. Kendimi kötü hissediyordum çünkü Loki'nin bana açtığı kollarını isteyerek itiyormuşum gibiydim.

________

Art arda tekmeler indirirken nefes nefese kalmıştım. Sarılı parmaklarım hızla kaslı kollara çarparken, gözlermin önünde bu zamana kadar söylemek istediğim kelimeler geliyordu. Onları yumruklarıma enjekte edip saldırıyordum. Çünkü Steve böyle yapmamı söylemişti.

Büyü yaparken gücünü hissettiğin gibi, dövüşürken de öfkeni hissetmelisin demişti. Haklıydı da. Eğer öfkenizi serbest bırakırsanız pişman olacağınız şeyler bile yapabilirsiniz. Oldukça tehlikeli bir durumdu aslında ama korunmak ve korumak için bunu yapmak zorundaydınız.

En sonunda Steve'ın sırtı yumuşak zeminle buluştuğunda gülümsedim ve ona elimi uzatarak kaldırmaya yardım ettim. "Aferin," dediğinde nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. "İyi gidiyorsun."

"Yaşlı bir adama göre sen de fena değilsin," dediğinde Natasha oturduğu minderin üzerinden, kıkırdadım. Steve başını sallayarak ona göz kırptı ve "Sağol ya," dedi.  Natasha yerinden kalktı ve yanımıza gelerek Steve'in sırtını sıvazladı. "Hiç önemli değil."

"Eh, ben gideyim artık. Sanırım bugünlük işimiz bitti?" dediğimde ikisi de başını salladı ve bana görüşürüz diyerek beni uğurladılar.

________

"Londra?" Loki'nin sesi kulaklarımı çınlattığında arkamı döndüm ve ona gülümseyerek baktım. "Bence gidebiliriz."

"Yoksa Asgard'a mı döneceğiz? O yüzden mi bu kadar acele ediyorsun?" dediğimde yanıma geldi ve merdivene oturdu.

"Burayı sevmiyorum," dedi Loki kollarını diz kapaklarının üzerine yaslayarak. "Herkes bana sanki canavarmışım gibi bakıyor. Beni bir tek sen dinliyorsun ve seni... Demek istediğim ben de seni dinliyorum. Anlaşıyoruz yani."

"Evet sanırım anlaşıyoruz," dediğimde yarım bıraktığı cümlesinin kalanını zihnimde canlandırmaya çalıştım. Ama dudaklarından böyle bir cümlenin çıktığını duymak çok garip olurdu. "Eh hadi o zaman sana Londra'yı göstereyim."

young god : lokiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin