~ Giriş ~

3.7K 80 8
                                    

-| G İ R İ Ş |-

Ben Anastasia.. ya da; Mahpeyker.... aslında, her ikisi de....

..İşte buradan bile anlaşılıyor ne kadar ilginç bir hayatımın olduğu.... Bir hayatı, iki şekilde yaşıyorsun... İki ailen var.. İki yurdun... İki dilin.. iki dinin... iki ismin.. belki de iki aşkın... iki makamın... iki evin.. iki kimliğin... Her şey, iki tane !....

Ama aslında hepsi, tek bir kaderi oluşturuyor !... Dünya'yı yönetecek olan bir kadının kaderini... Asırlar sonra bile ismi anlıcak olan, gücüyle dillere nam salacak olan, belki de güzelliğiyle ve zekasıyla hatırlanacak olan bir kadının hikayesini.... Mahpeyker Kösem Sultan'ın hikayesini !....

Her şey, Bosna'daki küçük evimize bir anda yapılan bir baskınla başladı.... Tatarların yaptığı bir baskın sırasında, resmen etin tırnaktan ayrılması gibi ailemden koparılmıştım !.. Henüz 13 yaşımdaydım... Tanımadığım yabancı insanların ellerinde bu yaşta ne yapardım dersiniz ?... Tabii ki en çok gözyaşı dökmüştüm !..... Osmanlı'ya olan yolculuğumuz boyunca, en fazla yaptığım şey; "ağlamak" olmuştu ! Yemek bile yiyemiyordum... Bunu bilerek yapmıyordum, midem yemek kabul etmiyordu..... İştahım kapanmıştı.... Keşke tek dert yememek olsa !.... Ne su helaldi bana, ne de uyku !.... Yol boyunca iyice bitap düşmüştüm... Zayıflamıştım.... Adeta hayatımın en kötü günlerini yaşıyordum !.... Her şey kabus gibiydi... Bulsam, kendimi bir kaşık suda boğardım !!!.....

Uzunca bir süreden sonra nihayet Osmanlı'ya gelmiştik !.... Gemi yanışırken ben de geminin pencerisinden dışarıya bakmaya çalışıyordum.... Gözümün önünde koskoca bir saray !.... En çok ta o en tepesindeki kule çarmıyordu göze..... Oldukça ihtişamlı bir yerdi.... İhtişamlı, ve kudretli... Gözümü üzerinde gezdirirken dakikalar geçti... Çok geçmeden güverteye açılan kapağın sesi duyuldu.... İçeriye bir adam gelmişti.... gelişiyle bağırışı bir oldu; "Haydi ayaklanın !!... Geldik !..."

KÖSEM: Gücün ZirvesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin