22. Bölüm

15 5 0
                                    



Uzun zamandan sonra ilk kez bu kadar rahat bir yatakta uyanıyordum. Esnemek isteyince ağrıyan vücudumla ağzımdan bir küfür kaçtı. Sonra rahat yatak kısmında dolanan düşüncelerim anında gözlerimin açılmasına neden oldu.

Karşımda bana tebessümle bakan annem ve Lara yengemi görünce hemen toparlandım. İkisine birden sarılma çabalarım canımı yaksa da umursamadım. Gerçek olmamasından çok korkmuştum.

Öyle ki onları bırakarak bilmediğim bu evin içinde koşuşturmaya başladım.

"Ateşş! Nerdesin çık ortaya." Saçma sapan tonlamalarım ile evin içinde bağırmaya başladım. Dış kapı olduğunu tahmin ettiğim kapıya ulaştığımda amcamın o çok özlediğim sesi kulaklarıma geldi.

"Beni mi arıyorsun evlat?" ah babamdan daha çok özlemiştim bu adamı. Vakit kaybetmeden arkamı dönerek üstüne atladım. Son anda dengesini sağlayarak eliyle sırtıma destek verdi.

O kadar mutlu olmuştum ki mutluluktan ağlayabilirdim. Aklıma dang eden şeyle amcamdan ayrılıp etrafıma bakınmaya başladım.

"Bir şey mi arıyorsun ufaklık?" duyduğum sesle yüzüm istem dışı asıldı. Dün anın heyecanıyla mutlu olmuştum ama buraya düşmeden önce yaşadıklarım aklıma gelince, babamı hala affedemediğimi fark etmiştim.

"Kızılı arıyorum Demir Bey. Gördünüz mü?" arkamı dönerek sözlerimi sarf etmiştim. Babamın yüzü asılsa da önceliğimi o aptal kızıla verdim. Babamın yanıma doğru adımlamasıyla bende geriye doğru gitmeye başladım.

Amcamın önüne geçmesiyle duraksamak zorunda kalsada bakışlarını benden ayırmadı. "Beni özlemedin mi evlat?" sorusunu es geçip "O moruğu sıkı tut dostum. Ben ona küsüm." Dedikten sonra dışarıya çıkmıştım.

Kuzenlerimin abluka altına aldığı kızılı görünce adımlarımı hızlandırdım. Aç kurtlar gibi kızı süsüyorlardı. Affan amcam ve Yaren yengemin ortak çalışması olan Alparslan'ı ensesinden tutarak kardeşi Alper'e doğru ittim.

Ne olduğunu anlamak için baktıklarında beni görmesiyle üzerime doğru yürüdüler.

Hadi ama artık bende kavga edebiliyordum ve ikisini de alt edebilirdim artık. Yüzümdeki şeytani gülümsemeyle onlara bakmaya başladım. Benim için şeytani olan onlar için komik olabiliyordu ama o ayrı konuydu.

Dibime girmelerine bir iki adım kala önce bir duraksama yaşadılar ardından da "Ah Dolunay. Demek uyandın, senin için çok endişelendik." Diyerek gelip sarıldılar. Demek artık bakışlarım korkutucu bir hal almıştı. Buna sevindim.

"Dolunay'ın üstüne bir daha yürüdüğünüzü görmeyi bırak, duyarsam veya hissedersem o derinizi yüzerim. Anlaşıldı mı?" hadi ama şaka mı bu? Neden her seferinde böyle olmak zorunda. Apışıp kalan kuzenlerime baktım.

Ateş amcamdan neden korktuklarına anlam veremiyordum. Halbuki beni çok seviyordu. Aynı şekilde diğerlerinide. Diğer kuzenlerimde toparlanmış adeta hazır ola geçmişti. Aklıma gelen düşünceyle yüzümdeki ifadeyi silerek üzülmüş gibi yaptım.

Biraz ikna edici olsun diye boynumu hafif kırıp sağa yatırdım ve omuzlarımı düşürdüm. Lanet olsun gülüp bozmasam iyiydi.

Kuzenlerimin gözlerini kocaman açmalarından ne yapmak istediğimi anlamış olduklarını fark ettim. Onlara joker gülüşümü atıp hemen sildim ve amcama doğru döndüm.

Zavallı amcamın gözlerinde endişe kırıntıları barınıyordu. "Ne oldu birden bire, bir şey mi oldu?" sorusuyla başımı aşağı yukarı salladım. Gözlerinin içine bakamıyordum. Bakarsam gülmekten korkuyordum.

"Ne oldu peki?" amcamın sesi gerçekten de endişeli çıkıyordu. Bir an pişmanlık duysam da vazgeçtim. Kuzenlerimin iyi bir ders alması gerekiyordu.

"Ben Gay miyim amca?" amcamın surat ifadesini anlatman imkansızdı. Öyle ki gözleri önce açılmış sonrada kısılmıştı. Ağzı bir balık gibi açılmış sonra da kapanmıştı. Kıkırdayan kuzenlerimle beraber öfkeli gözleri arkama takıldı ve kıkırtılar anında kesildi.

"Bunu sana onlar mı söyledi?" vakit kaybetmeden başımla onayladım. "Sen arkadaşını alarak içeri git. Benim biraz işlerim var halledip geliyorum." Başımla onayladıktan sonra yanıma gelen kızıl ile ilerlemeye başladım.

Onunla bir süre konuşmayı düşünmüyordum. Bir şey unuttuğumu fark edip arkama döndüm ve bana bakan kuzenlerime orta parmağımı gösterdim.

Arkasına dönen amcamla hemen eski halime bürünüp başımla selam verip geriye döndüm. Kötü adam kahkahası atmamak için kendimi zor tutuyordum. Kızılın bana içli içli bakmasını umursamadan içeriye geçip salona yönlendim.

**** **** ****

Akşam olduğunda büyükçe bir masa kurulmuş hafif sıkışmalar olsa da sığmıştık. Arada üzerime uğrayan bakışların farkında olsamda umursamamıştım. Arada yanımda oturan kızılı kontrol ediyordum. Annem onun tabağına bolca yemek koymuştu. Neyse ki yemekler etli değildi.

Kaşığımı çorbama daldırdığımda Alper'in öfkeli bakışlarıyla karşı karşıya geldim. Gözüm diğerlerine kaydığında onlarında pek bir farkı yoktu. Onların anlayacağı şekilde orta parmağımla gözümün altını kaşıyormuş gibi yapıp hareket çektim.

'Ben sana gösteririm' tarzında kafasını salladıklarında şeytani sırıtışımı yüzüme koyduğumda korkulu bakışlarını gördüm. Yine rolüme bürünerek sesli bir of çektim. Masadaki herkesin dikkatini çektiğimi biliyordum. Kuzenlerimin 'sakın yapma' bakışlarını görmemiş gibi yapıp sahnemi canlandırdım.

" Hazır herkes buradayken sizinle önemli bir şey konuşmak istiyorum." Masadakilere göz atınca büyükler beni başıyla onaylarken küçüklerse başını sallıyordu sağa sola.

" Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Bu çok utanç verici ve güç bir şey. Nasıl oldu bilmiyorum ama beni anlamanızı istiyorum." Şimdi herkes pür dikkat beni izliyordu, Akın hariç.

" Ben." Biraz heyecan katmak için duraksamıştım. "Ben, galiba gayim." Sözlerimin ardından Akın ağzındaki yemeği karşısında ki amcama püskürttü. Şok olmuş gözlerle amcama bakıp kalmıştı.

Masada en ufak bir ses bile yoktu Akın'ın gülmesi dışında. Bu durum beni kızdırsa da şuan mağduru oynamam gerekiyordu.

Cihad amcamın " Bu da nereden çıktı?" sorusu tam da istediğim gibiydi. Önce gözlerimi kuzenlerimde gezdirmiş ardından amcama bakarak gözlerimi kaçırmıştım. Cevabını almıştır herhalde.

" Nerden bu kanıya vardın?" diye soran babamla bakışlarımı kaldırdım ve ona bakmaya başladım. "Çünkü kızlar ilgimi çekmiyor ve biz kızılla hiç öpüşmedik." Yan tarafımdan gelen öksürükle kızıla bakmaya başladım. Yüzü pancar gibi kızarmış bakışlarını ellerinden ayırmıyordu.

Babamın afallayan yüzünü görebiliyordum. Ne diyeceğini bilemiyormuş gibi bir hali vardı. "Hem ben erkeklere karşı da bir şey hissetmiyorum ama kuzenlerim benimle dalga geçiyor." masadaki bakışlar kuzenlerime kayınca hepsinin yüzünde bir kızarma hali vardı.

Ama bu umurumda olmadı. Ben onları uyarmıştım. Bir şey demeden ayağa kalkarak uyandığım odaya geldim. Kapıyı ardımdan kilitleyerek yatağa sırt üstü attım kendimi.

Fark ettiğim şey ile kaşlarım çatıldı. Annemle yengeme sarıldıktan sonra ağrılarım yavaşça dinmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 08, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ŞEYTANIN GÖZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin