4 ay sonra
"Onun hepsini imkanı yok ağzına sokamazsın"
"Yaa öyle mi tae bey" jennie elimdeki üzümü tek hamlede ağzına attı. Hepimiz ona garip garip bakmaya başlayınca ellerini masumca iki yana açtı
"Nee?! Ağzım büyük"
Ji yoonginin kucağında bıcır bıcır konuşuyordu. Jin ve jimin telefondan bir şeyler bakıyor, taennie her zaman ki gibi romantik romantik kavga ediyor, hobi çimene yatmış şarkı dinliyor, namjoon da bizi çiziyordu. Son günlerde çizimini iyice geliştirdi.
Rosé namjoona yardımcı olmak için yanından ayrılmıyordu.
Jungkookun nerede olduğunu görmek için kafamı çevirdim.
Elinde 1 kağıt ile denizi izliyordu.
Kâğıt mıydı?
Bizden uzak bir kayalığa oturmuş.
Lisanın en sevdiği ve eskiden sık sık geldiğimiz bir piknik alanıydı burası. İnsana denizi ile huzur verirken çimeni ile de kucaklıyordu.
Hafifçe toparlanarak yanına gittim. Kafasını kaldırsa da tam bakmadı. Yere yanına oturarak başımı koluna yasladım.
Elinde bu kayalıkta lisa ile çekilen fotoğrafı duruyordu. Ben çekmiştim..
"Onu özlüyorum" dedi çatallaşan sesi ile. Bende anlamında kafamı salladım.
'Jisoo özür dilerim"
"Yeter kook. Özrünü duymaktan bıktım"
En sıcak gülüşümü yolladım aileme.
Evet jungkook benim ailemdi.
Elimle omzuna buradayım dercesine vurdum ve oturduğumuz yere döndüm.
Jin ile aramız eskisi gibi harika, mükemmel veya romantik değildi. Ama göz göze geldiğimizde, kendimi görüyordum gözlerinde. Ne olursa olsun, ne yaşarsak yasayalım aşıktık işte.
Delicesine seviyorduk birbirimizi.
Aşkımızı ve evliliğimizi zamana bırakma kararı aldık.
Ji'nin saçlarına uzanıp koca 1 kokulu öpücük kondurdum.
Hâlâ yoongiden ayrılmıyordu.
Aşık mı oluyor yoksaa!!
Yine gülümsetti zaman beni.
Yıllar aylar saatler dakikalar saniyeler ve saniseler sonra hiç gülmem diye düşünürken yine gülümsetti....
.
.
.
Eveet... bu sefer temelli final..
Acısıyla tatlısıyla neredeyse 1 senedir beraberiz jinsoo sayesinde.
Hepinizi 3000 kez seviyorum. Kalplerinizi bana açtığınız için çok teşekkür ederim. Başka kurgularda görüşmek üzere❤
